Küreselleşme…
Küreselleşme üzerine tam ve net bir tanım vermek kolay olmasa da mal, hizmet ve sermayenin artan hareketliliği sonucunda sınır ötesi karşılıklı ekonomik bütünleşme ve ulusal ekonomilerin dünya piyasalarına dahil olma sürecinde dünyanın farklı bölgelerinde yaşayan toplum ve devletler arasındaki iletişimin ve etkileşimin artması ve karşılıklı bağımlı hale gelinmesi olarak ifade edilebilir. Okulda öğretmenlerimiz de küreselleşmeyi ülke sınırlarının duvarlar ile örülü olduğunu düşünün ve bu duvarların ortadan kalkması gibi diye anlatırdı.
Amerikan Üniversitesinde Uluslararası İlişkiler Profesörü olan James Mittelman ise küreselleşmenin toplumsal ilişkileri zaman ve uzay açısından sıkıştırıp küçülttüğünü savunmaktadır.
Küreselleşmeyi ideolojik olarak inceleyen bazı araştırmacılar ise küreselleşmeyi şu şekilde tanımlamaktadırlar: ülkelerin sahip oldukları milli ve manevi değerlerin dünya ölçeğinde yayılması, farklılıkların bir bütünlük ve uyum içerisinde ortadan kalkması ve dünyanın ‘küresel bir köy’ haline gelmesidir.
Eskiden insanlar konuşarak görüşlerini bildirir konuşur birbirlerini etkileyebilirdi. Sonrasında telgraf mektup olarak gelişti. Günümüzde ise İnternet her şeyimiz oldu. İnternet de dünyayı küçülten bir işlev görüyor. Siyasi, kültürel, ekonomik ne olursa dünyanın bir ucundan diğer ucuna yayılması an meselesidir.
Fikirlerin yayılmasında en önemli kısıt insanların zamanı olmaya başlıyor. Bu nedenle, sadece fikri üretmek değil, aynı zamanda dünyanın farklı bölgelerindeki insanların ilgisini çekecek şekilde sunabilmek de gerekiyor.
Bauman’a göre dünya ölçeğinde bir taraf küreselleşme sürecini yaşarken, diğer taraf yerelleşme süreci içindedir. Yani küreselleşme insanı kutuplaştır maktadır. Küreselleşen, teknolojiyi elinde bulunduran üst kültür yani elit kesimdir. Buna rağmen alt kültür ve alt sınıf yerel kalmaktadır. Bu eşitsizliğin dünya sathında derinleşmesine ve kalıcı olmasına sebep olmaktadır. Bu bağlamda yerel olan için melezleşmenin kültürel güçsüzleşme anlamına geldiğini söyleyen Bauman’a göre teknolojik gelişmeler, farklı kültürlerin karşılaşıp kaynaşmasını çok kutuplaştırma ve bölme amacına hizmet etmektedir. Teknolojik gelişmeler bu yüzden küreselleşmenin ayrılmaz parçası olan mekanı bölme, ayırma ve dışlama amacına hizmet etmektedir.
Bir ülkenin dünya pazarlarında rekabet üstünlüğü sağlayabilmesi ve küresel süreçlerde söz sahibi olabilmesi, ancak bilim ve teknoloji alanında gösterdiği başarılarla mümkün olabilmektedir.
Türkiye olarak bizde büyük ölçekli şirketler arasına girmek için gerekirse arge çalışmalarına ye ayrılan payın artması ve teknolojik gelişmeye önem vermeliyiz. Artık çağımız bilgi çağı teknoloji çağıdır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.