Süleyman Küçük

Süleyman Küçük

KURANCILIK PARALEL DİN İCADIDIR

KURANCILIK PARALEL DİN İCADIDIR

Kuran-ı Kerimi Rasulullahın(sav) övülmüş örnekliği aksine sadece 1400 yıl sonra kırık dökük arapça bilgisi ile yapılan meal-tercümelerden okuyabilen ve okuduğunu yine kırık dökük dini bilgisi ile yorumlayıp akla zarar içtihatlarda bulunup kendilerince veya bana göre din icad edenlere Kurancılık mezhebi mensupları dediğimizi biliyorsunuz.

Haricilerden Mutezile mezhebi mensuplarına kadar, selefilerden mealcilere kadar fikir planında içten ve dıştan kaynaklı pek çok fikir babası olan bu tekfirci hareket Kuran-ı Kerimi Rasulullahın(sav) tebliğ edip, öğretip, açıklayıp, örneklendirerek hayata uygulamasını peşinen red ederek sadece akılı önceledikleri için yanlış bir düşünce ile din kurandan ibarettir diyebilmektedirler.

Rasulullahı(sav) tamamen devre dışı bırakmak suretiyle Sahih sünnetleri ve hadisleri tamamen red eden bu kişiler ya Kuranı bilmiyorlar, ya da bilerek Kuran ayetlerini yanlış ve hatalı tercüme ederek yalan yanlış şeyler söylüyorlar.

Hz. Peygamberin(sav) irtihalinden sonra pek çok uydurma hadisin ortaya çıktığı bir gerçektir.

Sahih sünnet ve hadis ehli ulemanın bunları kılı kırk yayarcasına inceleyip senet ve metin açısından sahih olanlarla olmayanları tespit ettikleri de bir gerçektir.

Özellikle sahih hadislerin tedvininden yaklaşık 1200 sene sonra ortaya çıkıp başta İmamı Buhari ve imam Müslim(rha) olmak üzere sahih hadislerin bizlere ulaşmasında emeği geçen selefimize iftira ve töhmette bulunanların zihniyetlerindeki problemi bu millet yakından tanımaktadır.

 Çünkü bir kişinin ortaya çıkıp Rasûlullaha(sav) isnad edilmeye çalışan ve geçmişten beridir red edilen uydurma hadisler nedeniyle az da olsa toplum hayatına girmiş olan ve hadis adı altında bilinen sözlerin ayıklanması başka bir şeydir,  tamamen atalım demek ayrı bir şeydir.

 Rasulullahın(sav) sahih hadislerini tümden silmeye çalışanların zihniyetleri, sanki fren tutmayan veya freni tamamen patlamış bir aracın gidişi gibidir.

Ne zaman nerede ve nasıl davranacakları asla belli olmayan, gününe göre veya okuyuş şekillerine göre kuran ayetlerini her okuyuşlarında farklı manalar vermekte hiçbir mahzur görmeyen hatta hiçbir sınır tanımayan bu kişiler bu tavırları ile bir yıkım ekibinden farksız bir görünüm vermektedirler.

İslam ümmeti özellikle son yıllarda çevremizde oluşturulan ateş çemberinde imtihan üstüne imtihanlar yaşarken maalesef ülkemizdeki Müslümanlar arasına çevremizdeki Müslümanlarla ilgilenmemizi engelleyecek şekilde yeni bir travma oluşturulmak istenmektedir.

Fikir babaları olan Haricilerin Sıffin ve Cemel vakalarıyla başlattıkları sarsıntının devamı düşüncesiyle, şimdilerde Goldziher’in kalıntıları tarafından Müslümanlar arasında yeni bir ifrad-tefrid veya yeni gel-git ler oluşturulmak istenmektedir.

Sağlıksız yapılarda ve sağduyusunu kaybetmiş din pazarlamacısı televizyon hocaları elinde yetiştirilmeye çalışılan bu yeni yetme din anlatıcılarının durumu tıpkı bir öğreticiye, bir eğitim kurumuna veya bilgi edineceği bir yolculuğa gerek görmeden yani hiç bir okula gitmeden, hiç bir eğitim almadan al eline bir tıp kitabını oku bitir doktor ol veya bir mühendislik kitabını al oku mühendis ol kolaycılığıdır.

Bunların kafa yapıları meal okumakla Kuran bilgisinin tamamının, hatta İslam Dininin tüm gereklerinin bir seferde öğrenilebileceği basitliktedir.

Sahih Hadis ve sünnetlerin inkârı bir yana, Sünnet Ehli Müslümanları şirk ve küfürle itham etmekten geri durmayan bu zavallılar, bir yönüyle vahyi güya öncelikli hale getirirken diğer yönüyle Kuran'ın yarısına iman edip, yarısını inkâr eden kimseler durumuna düşmektedirler.

Öyle ki iman ettikleri Kur’anın iman ettikleri kısımlarını da Allah’ın(cc)murad ettiği ve Rasulullahın(sav) tebliğ edip açıkladığı şekilde değil de, kendi hevalarına ve heveslerine göre, kendi anladıkları şekilde yorumlarlar.

Sağ taraflarından yaklaşan İblis bunlarla çok güzel oynuyor. Çünkü bunların derdi üzüm falan yemek değil, bağı tümden ortadan kaldırmaya çalışmaktır.

Sözü Araf Suresi 155. Ayet mealinin son bölümünde bizlere öğretilen dua ile bitirelim:

“Rabbim! Dileseydin daha önce beni ve onları yok ederdin, aramızdaki beyinsizlerin yaptıklarından ötürü bizi yok eder misin? Bu, Senin imtihanından başka bir şey değildir, bununla dilediğini saptırır, dilediğini doğru yola iletirsin; bizim dostumuz Sensin; bizi bağışla, bize merhamet et. Sen bağışlayanların en iyisisin.”

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Süleyman Küçük Arşivi