Süleyman Küçük

Süleyman Küçük

Kur’ancılık Mezhebinin Tutarsızlıkları

Kur’ancılık Mezhebinin Tutarsızlıkları

Kur’an-ı sözde çağdaş bir söylem ile insanlara ulaştırdıklarını ifade eden ve bu konuda yerine göre Kur’an ayetlerinden tarihi bilgilere kadar hemen her şeyi hatta İstiklal Marşı şairi Mehmet Akif Ersoy’un şiirlerini bile kendilerine dayanak edinerek sınırsız bir serbestlikle tevil etmekten bile kaçınmayan da Kuraniyyun mesleği mensuplarının yanlışları ve tutarsızlıkları sayılmayla bitecek gibi görünmemektedir.

Kur’an-ı Kerim’de ki Cenab-ı Allah(cc)ın emir ve yasaklarının kullarının hayatlarına uygulanmasının Hz. Peygamber’in(sav) güzel örnekliğinde gerçekleştiğini ve bu gerçekleşmenin ete kemiğe bürünmüş rehberlik hali olan sahih Sünneti ret eden tarihi kuraniyyun mesleği mensupları en başta Allah’ın(cc) Kur’an’da gösterdiği Üsve-i Hasene yi red etmiş olmaktadırlar.

Kuraniyyun mezhebinin İslam dininin tüm hükümlerini Kur’an ayetlerinden çıkardıkları iddiaları ise bu güne kadar genel kabul görecek esaslar muvacehesinde bir türlü ispatlanamamıştır.

Rasûlullah’ın(sav) vahyin rehberliğinde açıkladığı ibadetlerin zaman, mekân ve yapılış şekilleri ile birlikte diğer birçok helal ve haram dairesine giren uygulamalar peşinen red edildiği için bu meslekteki kişiler tarafından bu hususların Kur’an’da yer almamasına rağmen hangi usul ve yol ile bu ibadet hükümlerinin çıkarıldığı da bir türlü açıklanamamaktadır.

Başta namaz olmak üzere zekât ve hac ibadetleri ile ilgili olarak zorlama tevillerle yapılan açıklamalar ise kuraniyyun mezhebi mensupları arasında birliği sağlamaktan uzak kalmaktadır.

Mesela birisi namaz 2 vakit ve 2 rekât derken, birisi 3 vakit ve 6 rekât diğer birisi ise 5 vakit ve 17 rekât diyebilmektedirler.

Kur’an ayetlerinin birbirleri ile olan bağlarını koparmaları bir yana ayetlerde geçen kelimelere keyfî ve gelişigüzel mana vermeleri konusunda farklılıklar göstermekteler ve ayette geçen on dokuz ifadesini Hurufilik benzeri bir bulmacaya dönüştürürlerken, aynı ayette geçen “sekar” kelimesine ise bilgisayar anlamı verebilecek kadar uç noktalara düşebilmektedirler.

Keza ibadetler konusunda zekâtın miktarı ile hac ibadetinin nasıl ifa edileceği konusunda da aralarında görüş birliği yoktur.

İslam milletinin 1400 yıllık birikimi ile oluşturulan kaynakları reddetmek suretiyle ehlisünnet geleneğini tasfiye ederek kendilerine sınırsız yorum özgürlüğü elde eden bu kişiler, böylece daha önce de belirttiğimiz gibi kendilerine Kur’an üzerinde belirleyici bir konum elde etmek suretiyle seküler modern aklı Rasulullah(sav) yerine ikame ederek, Kur’an ile birlikte Rasulullahı(sav) da bir nur ve hidayet rehberi olmaktan çıkararak, haklarında hemen herkesin dilediği gibi söz söyleyebildiği kişi ve sıradan bir metin haline dönüştürmek istemektedirler.

Müslümanların tamamının tek korunmuş kitap olarak kabul ettikleri Kur’an-ı hadis ve islâmî gelenekten tamamen kopararak sadece Kur’an okumaları adını verdikleri kendilerine has ritüellerle daha güzel bir Müslümanlık yaşanacağı iddiasında olan bu düşünce mensupları, vahye şahitlik yapanların(ra) pratik tecrübelerini de görmezden gelerek kendilerini de takipçilerini sahih Sünnet’e rağmen Kur’an-ı daha iyi anlamaya çalışmak gibi bir iddia ile haricî, selefi, tevilci batınîlik karışımı açmaza sürüklemektedirler.

Yukarıda sayılan reddedişleri nedeniyle kuraniyyun mezhebi mensuplarının Hz. Peygamber(sav)in sahih sünneti ve hadisleri konusundaki tutarsızlıklarının maddiyata dönük tarafı ise, güya bir taraftan Sahabelerin(ra) sözlerini kaynak göstererek hadis ravilerini Ehl-i Kitap gibi mişnalar oluşturarak Allah’ın(cc) kitabına ortaklar eklemekle suçlarken, diğer taraftan maddi menfaat için yazdıkları çok açık olan birçok kitapta hadis ilmi literatüründe kayıtlı bulunan sahih hadisler bir tarafa yüzlerce mevzu/uydurma hadise yer vermekten çekinmemeleridir.

Kendilerine Kur’an’ın talebeleri gibi ne idüğü belli olmayan isimler vererek ümmet-i Muhammedin kafasını çelmeye yeltenen bu kişilerin ortaya koydukları daha büyük bir tutarsızlık, “Allah(cc)ın Kitabı bize yeter” diyerek reddettikleri 1400 yıllık İslam ilim ve irfanından doğmuş buluna Hadis, fıkıh, Kelam gibi ilimlerin kitaplarının sayısından daha fazla bir sayıya ulaşmak üzere olan kitapları yazmalarıdır.

Rasulullahı(sav), Ashabını(ra) ve Selef-i Salihini(ra) red eden ve modern eleştirel aklı önceleyen bu mezhep/meslek mensuplarının pek çok Kuran ayetini yerine göre eksik veya fazla, yerine göre de kastı aşacak şekilde söylemelerine karşılık şunu diyoruz: Kur’an’la yetinmek Kur’an ayetlerinin salt metniyle yetinmek anlamına gelmez. Bunu bir kez daha hatırlatırız.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum
Süleyman Küçük Arşivi