Kur’ancıların batıl iddiaları
Kur’ancılardan kastımızın her zaman olduğu gibi Rasulullah’ın (sav) temiz ve pak sünneti ile sahih hadislerini reddedenler olduğunu hatırlatarak söze başlayalım.
Kendilerine Kur’ancılar denilen bu sapık ve saptırılmış taifenin tıpkı hariciler gibi, Hz. Ali (ra) karşısında yenileceklerini anlayınca Kur’an-ı Kerim’i sözde bayraklaştırdıkları gibi Kur’an, Kur’an demeleri sizi asla aldatmasın.
Hz. Peygamberimizin (sav) bu güne kadar elden ele dilden dile bizlere kadar ulaşan temiz sünnetini ve sahih hadislerini sözde Kur’an hakemliğinde topyekun çöpe atılacak birer şirk unsuru pislik olarak gören bu zihniyetin ortaya attığı iddialar, dış kaynaklı küfür organizasyonun birer kuyruğu mesabesindedir.
Özellikle batılı müsteşrikler, Kur’an’ın asliyetine halel getiremeyeceklerini anladıkları andan itibaren İslam’ı bozma yönündeki çalışmalarını sünnet ve hadis üzerinde, sünnet ve hadis üzerindeki çalışmalarını ise, hadislerin bizlere ulaşmasında temel unsur olan râviler yani Sahabe Efendilerimiz (ra) üzerinde yoğunlaştırmışlardır.
Oryantalist müsteşriklerin Sahabe-i Kiram (ra) ile ilgili batıl iddialarını, batıl iddialarının vahametini göstermek açısından şöyle sıralayabiliriz:
Müslümanların siyasi ve ekonomik olarak batı karşısında yenilmeye başladığı son iki yüzyılda Hadis üzerine yaptığı ifsat edici çalışmalarla öne çıkan Şarkiyatçılardan biri olan Sprenger (v. 1893), Allah (cc) Rasûlü (sav)nü anlattığı kitabında, en çok üzerinde durduğu ve kötülediği sahabe Ebu Hureyre (ra)dir.
Diğer Sahabe Efendilerimize (ra) nispetle Rasulullah’ın (sav) yanında kaldığı kısa sürede hafızasının kuvveti ve aşırı dindarlığı ile öne çıkan Ebu Hureyre (ra) hakkında hadis uydurmaktan çekinmeyen bir yalancı olarak bahseden Sprenger’in yanı sıra, Ebu Hureyre (ra)’ye iftira eden bir diğer yalancı ve iftiracı Şarkiyatçı oryantalist de Ignaz Goldziher (v. 1921)dir.
Tam anlamı ile bir İslam düşmanı olan Goldziher de tıpkı Sprenger, Ebu Hureyre (ra)’nin Emeviler’in çıkarları doğrultusunda hadis uydurduğunu iddia eder.
Onlardan geri kalmayan bir başka oryantalist müsteşrik olan İtalyan Caetani ise, Ebu Hureyre (ra)’nin yalancı olduğunu ve rivayetlerine tabiatüstü unsurlar ve hayali şeyler karıştırdığını, muharref kitap olan Tevrat ve İncil’den cümleler alarak bunları Hz. Muhammed (sav)’e mal ettiğini, kendisine nispet edilen hadisleri ya kendisinin veya kendisinden sonra gelen talebelerinin uydurduğunu iddia eder.
Bu kişiler ve benzerleri Kur’an-ı Kerim’e ve Hz. Rasûlullah’a (sav) direkt olarak dil uzatamayacaklarını bildikleri için, Sahabeye (ra) ve Tabiine (ra) varıncaya kadar tüm geçmişimize dil uzatarak, hadislerin güya kendilerine göre güvenilir olmadıklarını iddia etmişlerdir.
Tıpkı bu gün kendilerine Kur’ancılar denen çağdaş harici ve mutezile artıkları olan kişilerin yaptıkları gibi.
Ortada açık seçik bir gerçek var. O da şudur:
Dün Rasulullah’ın (sav) Ashabına (ra) ve Halifesine (ra) türlü iftira ve hakaretler yapan sapkın Hariciler ve Mutezile güruhunun devamı olan bu günün Kur’ancıları fikir babaları olan hariciler ve mutezilenin iftiraları yetmiyormuş gibi, bu defa oryantalist müsteşrik batılı kâfirlerin yalan ve iftiralarını da öncekilerin yalan ve iftiralarına ilave ederek, Rasulullah’ın (sav) sünnet ve hadisleri ile onları bize aktaran Selefimize (ra) ve bu günün Sünnet Ehli Müslümanlarına alçakça saldırmaktadırlar.
Oryantalist müsteşrik batılı kâfirlerin ve onların takipçisi aklını put edinmiş yerli takipçilerinin Ebu Hureyre (ra) hakkında ürettiği mesnetsiz iddiaların temelinde, O büyük Sahabi (ra)’nin şahsında bütün hadis mecmualarının sıhhatini lekelemek vardır. Çünkü kemiyet itibariyle Ebu Hureyre (ra) rivayetlerinin ciddi bir yekûn tuttuğu hadis kitapları, O’nun yalanla itham edilmesiyle itibar kaybına uğrayacak ve neticesinde de diğer hadis mecmuaları, hadis ravileri ile fıkıh ve kelam gibi İslami ilimler büyük bir sarsıntı yaşayacaktır.
Şia’nın hadis hususunda irtikâp ettiği tahrifata verdiği ikna edici cevaplarla büyük bir boşluğu dolduran İmam-ı Rabbani Hazretleri (ra) bu noktada şunları söylemektedir: “Ebu Hureyre (ra)’yi karalamak, şer’i hükümlerin yarısını da inkâr etmek anlamına gelmektedir. Çünkü şer’i hükümlerle alakalı üç bin hadis vardır ve bunların bin beş yüzü Ebu Hureyre (ra)’nin rivayetine dayanmaktadır.
Müslümanlar üzerinde oynanan oyunun ya da başka bir deyişle, kendi içimizden ayarttıkları evlatlarımız aracılığıyla karşı karşıya bırakıldığımız ihanetin büyüklüğünü tasavvur edebiliyor musunuz?
Bu konuya devam edeceğiz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.