Nurten Selma Çevikoğlu

Nurten Selma Çevikoğlu

Kur’an ve Recep Ayı

Kur’an ve Recep Ayı

Efendim işte yeni eriştiğimiz Recep ayının 5.günündeyiz. Hayat su gibi akıyor. Rabb’im bu güzel günleri lâyıkıyla değerlendirebilmeyi nasip etsin inşaALLAH. 

Kimsenin kaçamayacağı o büyük din gününde ‘hesâbımızın kolay olması’ adına şu kutlu zaman dilimlerinde ‘hesâba çekilmeden önce kendimizi hesâba çekmeliyiz.’ Diyoruz. Yeni başladığımız mübârek Recep ayında, bizi özenerek bütün yaratıklardan üstün olarak yaratan yüce Rabb’imize kulluğumuzu şöyle bir gözden geçirsek sorumluluklarımızı ihlasla tüm samimiyetimizle ifâya emek sarf etsek ne güzel olur, değil mi?

‘Hz. Allâh’ın ayı’ olarak nitelendirilen Receb ayını fırsatı ganimet bilerek kendimizi sığaya çekerken nefsimizin aşırıya kaçan tüm arzu ve isteklerini kendi içimizde ortaya döksek ve akabinde sıkı bir mücâdeleye girişsek… Bu şanlı ve cesur mücâdeleyi şeytanın aldatmacalarına kanmadan yapsak… Ve ardından yüce Rabb’e ‘kâmil bir kul olma’ yolundaki kusurları gidersek, hatâları bitirsek… Peki, Recep ayında var mısınız böylesi bir mücâdeleye? Hayır diyeceğinizi düşünmüyorum! Zira on seneyi aşkın bu köşede yazıyoruz ve sizi tanıyoruz. Rabb’im hep birlikte yapacağımız bu mücâdelede bizim yâr ve yardımcımız olsun. 

Mübârek Receb ayında işte bunları yazmak dileğindeyiz. Rabb’e güzel bir kulluk takdim etmek için bilinmesi ve yapılması gerekenlere değineceğiz nasipse sevgili dostlar! 

Mümin olarak kendimizi adam etme adına en önce ibâdetlerden başlamalı. İbâdetsiz ‘güzel’e erişilemez. Bugün Müslümanların hâli perişanlıkları ibâdetsizliktendir. İbâdet mümine doğruyu buldurur, istikâmet üzere yaşatır, yanlışlara karşı kontrolü temin eder, günahlara kalkan olur. Bugün tâbiri câizse yarım yamalak ifâ edildiği zannedilen ibâdetler Müslümanları hem şeklen hem rûhen diriltmeye, gafletten kurtarmaya ‘kâmil bir mümin’ yapmaya yetmiyor. Bu sefer diyebilirsiniz ki; ‘Zamânım yok.’ Bu asla cevap değildir. Zira herkes şöyle bir internette sarf ettiği vakte, akıllı telefonlarda ve sosyal medya ağlarında harcadığı zamâna bakarak kendini hesâba çeksin. Eskiden bu teknolojik âletler yokken de insanlar yine; ‘Namaz kılmaya, Kur’an okumaya vakit ve imkan bulamıyorum.’ ‘Çalışıyorum o yüzden tesettüre giremiyorum’ diyorlardı. Şükür onlar bugün halledildi. Kimse mâzeret üretmesin.  

Eğer ‘güzel Müslüman olmak’ istiyorsak. En başa döneceğiz. Nedir O? İbâdetlere döneceğiz. İbâdetsiz ‘iyi, kâmil, güzel’ ölçülerini yakalamak mümkün değildir. Aksi işte bugün hepimizin eleştirdiği; yamuk, ürkek, zelil, her türlü nefsi hevesâta koşarcasına giden ama ibâdetlere hep yan çizen, sözüne güvenilmeyen, tembel, nezâket yoksunu, bol keseden atan tutan, ciddi âlimleri habire eleştiren, eski kadim medeniyete kolayca dil uzatan fakat kendisi faydalı bir şey üretmeyen bir nesil ortaya çıkmıştır. O zaman neymiş? İbâdetlere dönmek zarûriymiş. İbâdetleri titizlikle yerine getirmek elzemdir kardeşler! Başka çözümü yok bu işin.  

O halde şu güzel günlerde ibâdetlerin en güzellerinden biri olan Kur’an okumaya, kaza ve nafile namazlar kılmaya, kendimizi affettirmeye, Rabb’imizn şânını yüceltmeye yönelik tesbihatlara, sırf rızâyı bâri için oruçlar tutmaya, bolca infak etmeye ne dersiniz? Üç ayların bereketli zeminleri amellerimize de bereket getirecektir, yapma isteğiniz olacaktır inanın. İşte bu güzel adımlar sizi ‘bir güzel kulluğa’ taşıyacaktır. Mesela, Hz. Allah Teâlâ’nın ayı olarak anılan Recep ayında sâdece O’nun zâtına niyet ederek bir hatim yapmaya ne dersiniz? Ben başladım size de misal olsun diye bu teklifimi sunuyorum efendim. Vaktim yok bahânelerine sığınılmasın lütfen. İsteyen herkes o zamânı bulur. Hatimler illa Ramazan ayında mı yapılmalı? Recep ayında yüce Rabb’imize, Şaban ayında şanlı Resûlümüze, Ramazan ayında da kendi adımıza hatimler yapılabiliriz. Kur’ân’a yaklaşan Hakk’a yakın olur. Hakk’a yakın olan hak davranışları kendine düstur edinir, istikâmet üzere olur. 

Kur’ân’ı hem okuyalım hem üzerinde düşünelim. Şanlı Kur’an’da: “Kur’an üzerinde düşünmezler mi?” (Nisa, 82) “Sana indirdiğimiz mübârek kitap âyetlerini düşünsünler ve aklı olanlar öğüt alsınlar diye indirdik.” (Sa’d, 29) Buyruluyor. Ancak Kur’an her ne kadar sevap amacıyla okunsa da, onu anlamaya çalışarak okumanın da çok sevap ve asıl gâyeye daha çok uygun olduğu gerçeği gözden uzak tutulmamalıdır. Bu amaçlı güvenilir meal ve tefsirlerden de okunmalıdır.

İnşaALLAH bu Receb ayını hep berâber daha ayrı ve farklı bir şekilde değerlendirerek Kur’an ile yakînen hemhal olmak temennisiyle şimdilik hayırla kalınız. Kur’an hayat yolunuza ışık tutsun diyerek bugünkü yazımızı tamamlayalım efendim. Diğer yazımızda devam edeceğiz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Nurten Selma Çevikoğlu Arşivi