Kuraklıkta hükümetin ve yerel yönetimlerin hatası çok
1997’de Yeni Meram’da yaptığım haber bugünlere projeksiyon tutuyor. Haberin başlığını ‘Türkiye çölleşirse merkezi Konya olur’ diye atmıştım. Kaynağım TEMA Vakfı’ydı.
Tüm dünya kuraklık, küresel ısınma, çevre kirliliği gibi sorunlarla mücadele ediyor ancak Türkiye ve Konya olarak ev ödevimizi yaptık mı? Fıkralara konu olan Nasreddin Hoca’nın Akşehir gölü dahil bir çok göl kuruyor, yer altı suları çekiliyor, obruklar oluşuyor. Ocak ortasında 15 derece sıcaklıkta elimiz kolumuz bağlı yağış bekliyoruz. Yaz aylarında alışık olduğumuz yağmur dualarına artık kış ortasında çıkılıyor.
Kuraklığı önlemek için yerel ölçekte yapılması gerekenler şunlar: Su israfı önlenmeli. Kirli sular arıtılarak tekrar kullanılmalı. Havadaki nemi artıracak ağaçlık alanlar artırılmalı.
Betonlaşma engellenmeli. Doğaya zarar verecek zararlı gaz ve çöpler bertaraf edilmeli. Motorlu taşıt egzozlarının sanayi bacalarından zehirli gazların atmosfere salınmasına izin verilmemeli. Su kaynakları yönetim planları ortaya çıkarılmalı.
Peki biz ne yaptık?
Yerel yönetimler ve merkezi hükümet aldı mı önlemleri?
Konya’nın iki dev işletmesi Çimento ve Şeker Fabrikası ile sanayi tesisleri şehrin içinde kaldı. Su israfı önlenmedi. Çim oksijen üretmez. Onun için ağaç dikmek gerekir. Yeterince ağaç dikilmedi. Dolayısıyla yağmur toplayacak bitki örtüsü oluşturulamadı. Kendi çöpümüz yetmiyormuş gibi Avrupa’nın çöpleri de ülkemize getirildi. Motorlu taşıt sayısı azaltılamadı. Su kaynaklarını yönetmek için doğru planlar oluşturulamadı. Betonlaşma önlenemedi. Su tasarrufu için bireysel bilinç de yaygınlaşmadı.
Bütün bunların yanında Mavi Tünel projesinin ayakları tamamlanamadı. Dolayısıyla Konya Ovası’na su getirilemedi.
Bundan sonra olacaklar aşikar.
Büyükşehir Belediyesi bir ay önce yüzde 45 oranında yaptığı su zamlarına devam etmek zorunda kalacak. Kıtlık olmasa da ürün yetersizliği kendini iyice hissettirecek. Temel ihtiyaçlara ulaşmak için daha çok çalışmak gerekecek. Hükümetin yanlış ekonomi politikaları ile kuraklığın etkisini fiyatlarda görüyoruz. Somutlaştırırsak; çok yakında ekmek 5, simit 6, peynir 200, kırmızı et 250, domates 30, 5 litrelik ayçiçeği yağı 200 lira olacak. Patates ve soğanın kilosu 15 liraya dayanacak. 30 liradan aşağıda sebze bulmak imkansız, meyve lüks olacak. Bunun paralelinde çayın kahvenin, hazır tatlının unun, yoğurdun sütün, zeytinin çerezin fiyatını siz hesap edin.
Çevrenin ve şehirciliğin aynı bakanlıkta bulunmasının da handikapları ortada. Bir taraftan sağlıksız bir şekilde betonlaşıp, kentsel dönüşüm projeleriyle aynı bölgelere yeni apartmanlar, alışveriş merkezleri dikerken, çevreyi ihmal etmemek elde değil. Şehirleşme gibi ranta dayalı icraatlar, çevre gibi etik anlayış gerektiren politikalara tercih ediliyor.
Tablo karanlık.
26 yıl önceki haber gibi: Türkiye çölleşiyor, merkezi Konya oluyor.
BAŞARAN’DAN ZİYARET
Geçen hafta yazdığım Prof. Dr. Ahmet Davutoğlu değerlendirmesinin ardından Gelecek Partisi Selçuklu İlçe Başkanı Osman Başaran gazetemiz Merhaba’yı ziyaret etti. Haliyle siyaset odaklı bir sohbet oldu. Başaran, Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu ile ilgili yazımın bazı bölümlerine katılmadığını ifade etti.
Başaran’ın söylediklerinin çarpıcı kısımları şöyle:
“Suriye krizi 2011’de başladı. Davutoğlu tampon bölge kurulmasını istedi. Genel Başkanımız sorunların diplomasiyle çözülmesini ve Suriye’nin dağılmamasını istedi.
Davutoğlu’nun başbakanlığı bırakmasının üzerinden 6,5 yıl geçti. Mevcut hükümet 6,5 yıldır Suriye politikasını değiştirmedi. Yeni bir adım atmadı.
Davutoğlu 7 Haziran’ın ardından geçici hükümet, seçim hükümeti kurmak istedi. MHP ile koalisyon kurmak için çok çaba gösterdi ama MHP koalisyona yanaşmadı.
Anketler gerçeği yansıtmıyor. Gelecek Partisi Konya’da ikinci parti konumunda. Vatandaşların teveccühü ile karşılaşıyoruz. Biz Selçuklu teşkilatı olarak tüm partilerin ilçe teşkilatları arasında en çok sahada olan ve çalışan partiyiz. Artık Türkiye’de hiçbir şey eskisi gibi olmayacak.
Cumhur İttifakı oy kaybediyor. Cumhur ittifakının Konya’da da Türkiye’de de işi çok zor.”
Başaran’la güzel bir fikir alışverişi oldu. Ben de katılmadığım konuların altını çizdim. Yine görüşmek dileğiyle uğurladık kendisini.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.