Ahmet Güldağ

Ahmet Güldağ

Köylü Milletin Efendisidir Yaklaşımı Hâkimdi -4-

Köylü Milletin Efendisidir Yaklaşımı Hâkimdi -4-

16,2 milyon nüfuslu Hollanda’nın tarımda istihdam ettiği işgücü sayısı 600.000, bizimkini söylemiştim, aile işçiliği hariç 6 milyon. Yani Hollanda’nın 10 katı.
Peki bu Konya kadar ülke tarım da ne yapıyor. Geçenlerde Deniz Gökçe yazdı, 2006 yılında toplam 281 milyar dolarlık ihracat yaptı. Bu ihracatın yaklaşık 60 milyar dolarlık kısmı da tarımsal üründen oluşuyor. ABD ile Hollanda’nın tarımsal ürün ihracatı birbirine yakın ancak Hollanda Dünya birincisi, onları Fransa takip ediyor 46 milyar dolarlık ihracatla.
Bir örnek daha vermek istiyorum, İsrail’in yüzölçümü 27.800 Km2. Topraklarının çoğu tarıma elverişsiz. O İsrail, 1 milyar doların üzerinde yaş meyve ve sebze ihraç ediyor. Sattığı tohumu saymıyorum. Bizim toplam tarım ürünü ihracatımız ise yaklaşık beş milyar dolar civarında.
Tekrar Hollanda örneğine dönmek istiyorum. Dikkat buyurun sadece tarım ürünü ihracatı bizim toplam üretim değerimizden fazla. İç tüketimi de dahil değil. Ve burada oluşan geliri 600.000 çalışan paylaşıyor.
Şimdi size sormak istiyorum. Bu salonda Ziraat eğitimi alan gençler de var. İçinizde mutlaka köyden gelip de bu sıralarda oturanlar da vardır. Okulunu bitirince köye dönüp tarımla uğraşmak isteyen var mı?
Sakın yanlış anlamayın. Bu Türkiye’nin gerçeği. Bırakın Selçuk Üniversitesinin bu salonunu Köy okullarında, ilköğretim okullarında bu soruyu sorsak yaklaşık aynı cevabı alırız. Öğretmen olmak isteyen çıkar. Doktor, mühendis, memur, tamirci ama Rençber olmak isteyen yok.
Neden, çünkü şehirdeki sosyal hayatı oralara taşıyamadık. Oralarda buradaki imkânlar yok. Kimse gördüğünden geri düşmek istemiyor. Herkes haklı. Ancak en önemli sebep üretip, çalışıp fukaralığa mahkûm olmak.
Hollanda’daki gibi sadece 600.000 kişi yaklaşık 100 milyar doları paylaşmıyor bizim ülkemizde.
Allah’ın on pulunu bekleye dursun on kul,
Bir kişiye tam dokuz, dokuz kişiye bir pul,
Bu taksimi kurt yapmaz kuzulara şah olsa.
Necip Fazıl’ın bu dizelerindeki gibi bir paylaşım var bizim ülkemizde.
Onun içinde tarım o kadar işsizliğe rağmen alternatif bir istihdam alanı değil gençlerimiz için. Bayram ziyareti, eş dost, akraba ziyareti ve kabir ziyareti için gidilebilecek yerler.
Sevgili Gençler;
Köylerimiz yaşlanıyor. Sektör sürekli beyin göçü veriyor. Nitelikli, eğitimli nüfus tarımdan kopuyor.
Bizim Konya Şeker’de yapmaya çalıştığımız bunu tersine çevirme gayretidir. Sizin tercihlerinizin arasına tarım sektörünü de dâhil ederek alanınızı genişletme çabasıdır.
Bunları bir eleştiri olarak söylemiyorum, biz bize durum tespiti yapıyoruz.
Yer altı ve yer üstü zenginliklerimizi saydık. 2008 ihracat rakamımız 132 milyar dolar, ithalatımız 202 milyar dolar. Dünya Ticaretinde ülkemizin payı ihracatta %0,82, ithalatta %1,23. Bu rakamları ben vermiyorum, Maliye Bakanlığının 2010 Yılı Bütçe sunuşunda var.
Mesela bizim 2010 yılı bütçemizin gelir tahmini, 236 milyar 794 milyon TL’dir. 2008 Gayri Safi Yurt İçi Hasıla Gerçekleşmesi ise 950 milyar 98 milyon TL’dir.
Örneğin dünyanın en büyük perakendecisi Wall Mart’ın 2007 cirosu 405 milyar 607 milyon dolardır. Yani bizim 2010 bütçe gelirimizin iki katından fazla ciroyu bir şirket tek başına yapabiliyor. Sadece dünyanın her tarafında bakkal işleterek.
Mesela Shell’in 2007 cirosu 458 milyar 361 milyon dolar, Exxon Mobil’in 372 milyar 824 milyon dolardır.
Bu üç şirketin toplam cirosu 70 milyon nüfuslu ülkemizin ürettiği Gayri Safi Yurt İçi Hasıla’nın yaklaşık iki katıdır.
Yer altı ve yer üstü zenginliklerine sahip olduğumuzu bilmek önemlidir, ancak bu refaha ve üretime dönüşürse bir anlam ifade eder. Bir kere bu tespiti yapmamız lazım. O potansiyel varken bir perakendeci ile ancak yarışıyorsanız burada bir problem var demektir.
Yine Turizm Bakanlığı’nın internet sitesinde var. Kıyı Turizmi, kültür ve doğa turizmi, inanç turizmi açısından son derece büyük potansiyeli olan ülkemiz 2007 yılında dünyada oluşan toplam 856 milyar dolarlık turizm gelirinden 18,5 milyar dolar pay alabilmiştir.
Mesela bizimle hemen hemen aynı konsepti sunan İspanya’nın sahil uzunluğu 4.964 kilometre, kültürel ve tarihi mirası bizimle kıyaslanamayacak kadar sınırlıdır ancak 57,8 milyar dolar pay almıştır. Bizim gibi Akdeniz Ülkesi olan Fransa’nın sahil uzunluğu 3.427 kilometre aldığı pay 54,2 milyar dolar, İtalya’nın sahil uzunluğu 7.600 kilometre aldığı pay 42,7 milyar dolardır.
Kıymetli Gençler;
Sakın ortaya konan bu tablo sizi karamsarlığa sevk etmesin, bunları sizleri endişelendirmek için paylaşmıyorum. Siz okulunuzu düşünün. Kendinizi iyi yetiştirin, bu tablo karşısında endişelenecek olan, yapılacakları yapmaya çalışacak olan bizleriz. Bizim görevimiz sizler için yeteneklerinizi ve bilginizi ortaya koyacağınız ve bu niteliklerinizi, vasıflarınızı ülkenin istifadesine kullanacağınız ortamı hazırlamak.
Bizim bu tablodan umut ışığı çıkaracak bir mazimiz var. Mesela 15 inci yüzyılda icad edilen matbaa bize 18 inci yüzyılda sanayi devriminin gerçekleşmesiyle neredeyse eş zamanlı ulaşmış. Ancak bugün için teknolojik yenilikleri kullanmada ve onlara ulaşmada dünya ile paralel adımlar atabiliyoruz.
Örneğin 1950’li yılların başında Fransa, Almanya, İtalya ve Üç Benelüks ülkesi bugünkü Avrupa Birliğinin temelini oluşturan Kömür Çelik Birliğini kurarak ülkeler arası ekonomik entegrasyonu sağlamanın adımını atarken, biz 1950’li yılların ortasında henüz köy yollarını açarak tarladaki ürünü ticari olarak pazara çıkarma gayretindeydik.
DEVAM EDECEK

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ahmet Güldağ Arşivi