Nurten Selma Çevikoğlu

Nurten Selma Çevikoğlu

Kötülük Yaygınlaşmasın (1)

Kötülük Yaygınlaşmasın (1)

Toplum olarak genel ahlâkî prensiplerimiz bozulmuş durumda. Atalarımızdan gelen faziletli erdemlerimiz unutuldu. Kim, nerde, neyi, nasıl yapmış. Kim kimi yaralamış, vurmuş, öldürmüş. Çocuklar nasıl ve kimler tarafından kaçırılmış, boğulmuş, tecâvüze uğramış. Nerede yangın çıkarılmış, benzin yeraltından nasıl çalınmış… Basında yer alan bu gibi hâdiseleri çoğaltabiliriz.

İnsanlar dedikodu kumkumasının içinde kaybolmaktalar. Maalesef medya da bu işi kaynatmakta. Âdeta yangına körükle gitmekte. Hatta toplumun infiale sürüklenmesine sebep olmakta. Aslında Türkiye’de basın mensuplarının en küçüğünden en büyüğüne kadar ‘İnsan eğitimi’dersleri almaları lâzım. Bazı Bakanlıklarda düzenlenen ‘hizmet içi eğitim seminerleri’ var. İşte aynen bunun gibi toplum ruh sağlığını zedelemeyecek şekilde yayın yapılmasını sağlayacak görev anlayışına sahip kılınmasına yönelik bir dizi eğitim faaliyetlerinden basın mensuplarının geçirilmesini şart görüyoruz. Yoksa düşüncesizce yapılan yayınlar toplumun genel ruh dengesini kesinlikle menfi etkilemektedir. Bu menfiliklerin yanı sıra sırf haber olsun diye üretilen yalan yanlış haberler, Müslümanları karalamak için yazılan senaryolar… Bütün bunların bir cezası olmalı. Herkes olur olmaz şeyleri yazmamalı. Basın mensuplarının ‘basın ahlâkı’ olmalı.

Şu haberlere bir bakalım; ‘Kızı annesini bıçaklamış, annesi ölmüş, kız hapiste.’(Bu beni ve toplumu çok ilgilendirir mi?) ‘Kendisine harçlık vermeyen annesini oğlu doğramış.’(Bu da ferdi bir olay benim veya toplumun duyması şart mı?) ‘Anne küçük bebeğini kendi elleriyle boğmuş.’ (Hiçbir anne bunu yapmaz mutlaka sinirsel dengesi bozulmuş bir anne bu, benim sinirlerimin boşalmasına niye sebep olsun.) ‘Babası kendi kızıyla ilişkiye girmiş, kızı bebek bekliyor. Babasından veya eniştesinin iğfaline uğrayan küçük kız kendini boğaz köprüsünden atmış.’ (Böylesi pis işleri söyleyerek yaygınlaşmaya ne hâcet.) ‘İstekleri yerine getirilmeyen evlat kendini asmış ya da evini yakmış.’ (Yıllardır halka gizlice zerk edilen ahlaksız ve çarpık yapılanmanın sonucu böyle olmaması gereken bir olay olmuş olabilir ama illa benim duymam şart mı bu olayı?) ‘Polis karısını ve tüm çocuklarını kurşuna dizmiş sonra da kendi kafasına bir kurşun sıkmış.’(Bu bir cinnet, benim öğrenemem muhakkak gerekiyor mu?) Son olarak Konya’da cereyan eden hâdisede karşı komşusunun çocuğunu kadın önce boğmuş sonra da sobada yakmış.’(Sizce bunu yapan kişi normal olabilir mi? Bir anormal insanın yaptığı salakça şeyleri bilmem bana ne kazandırır? Zihin kirliliğinden başka!)

Bu bahsedilen olayları gazetelerden duyar, tv den izleriz. İnsanı hayrete düşüren bu şaşırtıcı hâdiseler karşısında insanların dengesi altüst olur. Kimi anne kendini öldüren annenin yerine koyar fenalıklar geçirir. Kimi baba evlatlarını kurşuna dizen kişinin bir gün kendisi olup olmayacağını düşünerek gününü berbat eder. Radyo dinlediğinizce duyduğunuz olayları bir de TV’den en ince teferruatlarına kadar görünce dehşete kapılıp cidden ruhen sıkıntıya girmiyor muyuz? Haber seyredeyim diye TV’nin başına geçenci ağlayanlar, feryat edenler, mahkeme koridorlarında avaz avaz bağıranlar, karakollarda çığlık atanlar… Bunlar bizim dengemizi bozmakta. Bunu her seferinde söylüyoruz. Bireysel olayları toplumda herkesin duyması gerekmez. Toplumun genelini ilgilendiren hâdiseler topluma duyurulur. Birbirimizin ruh yapısını bozmaya kimsenin hakkı yok. Lütfen duyarlı olalım ve sorumlu davranalım.

Şu an sizin bunları okurken ne kadar daraldığınızı hisseder gibi oluyoruz inanın biz de yazarken fena oluyoruz. Şimdi soruyorum size bunları duymak ve seyretmek bize acı veriyor mu? Çoğu kişi bu ızdırap verici münferit olayları duymamak ve görmemek için tv de haber izlemiyor. Asabım bozuluyor, insanlara güvenim sarsılıyor, herkese kuşkuyla yaklaşıyorum diyor insanlar.

Diğer yazımızda inşallah bu olayları ince tahlile tâbi tutalım istiyoruz. Sizlere kazasız, belâsız mutlu ve huzurlu günler diliyoruz efendim.

Hayırlı cumalar, birbirimiz dualarda unutmayalım. 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Nurten Selma Çevikoğlu Arşivi