Tatil geldi. Yaz okulları çoğaldı. Birbirinden güzel müesseseler çocuklarımıza hizmet için yarışa girdi. Ayni zamanda anne ve babalarda bu yarışa tâbi olarak çocuklarının tatil sürecinde mânevi eğitim almaları için kurslara akın ediyorlar.

Özellikle Konya’mızda daha okullar tatil olmadan Mayıs ayı sonundan bu yana çocuklarını iyi yetiştirme derdinde olan ebeveynler yaz tatilini evlatları açısından en verimli bir şekilde değerlendirme derdindeydiler. Bu sebeple anneler ve babalarda bir arayış bir tetkik etme kursları… Bravo doğrusu! Gerçekten tebrik ediyorum böylesi ebeveynleri. Onlar oldukça bu vatanın sırtı yere gelmez Allah(c.c)’ın izniyle.

Kurslar dedik aslında yaz okulu çerçevesinde milli ve mânevi değerlerin anlatıldığı bilhassa kutsal kitâbımız Kur’ân’ı Kerim’in öğretildiği müesseseler bunlar. Bu kurumların eğitim öğretimlerinde sâdece dînî içerikli dersler yok. Yüzme, basketbol, futbol, tenis gibi sportif aktivitelerin yanı sıra yabancı dil, okuma saatleri, matematik ve genel zeka geliştirme çalışmaları, el becerileri geliştirme ve piknikler gibi çeşitli sosyal amaçlı etkinlikleri de bünyesinde barındırmakta. Artık bu tür kurslar da uyandı. Eğlenerek öğretmek fikri hâkim. Gençleri sıkmayacak, bunaltmayacak zararsız alternatif aktiviteleriyle bu kurslar câzibe merkezi hâline geldiler. İşini yürekten yapan hocalar sevecen, tatlı dilli ve nezihler. Bu hocalar kendi gönüllerindeki güzel pırıltıları çocuklara aktarıyorlar. Ne diyelim Allah(c.c) selâmet versin.

Bu kurumlar aylık 300 TR(bazıları 2 aylıkta ayni parayı alabiliyorlar) almalarına rağmen daha kayıtların başladığı gün ilk iki saat içinde hem yatılı hem gündüzlü tüm kadrolarını bir çırpıda doldurdular. Talep çok fazla idi. Yarım gün içinde 2-3 kurs gezip çocuğunu güç yazdıranlar oldu. Tabi bu arada bizim telefonlarda susmak bilmedi. Kadro dolduğu için kayıt yaptıramayanlar ne yapacaklarını soruyorlardı. Geçen seneden hataya düşenler bu sene daha tedbirli hareket ederek kayıtlarını yaptırmışlardı ama işin inceliğini bilmeyenlerden açıkta kalan epeyce oldu. Velilerden Kur’ân kurslarına istek, alaka, ilgi ve talep çok. Demek ki bu tür kursların sayısını artırmak lâzım. İnsanımız medyanın tüm menfi bombardımanına rağmen dînîni seviyor, kutsalına değer veriyor, çocuğunun mânevi eğitim almasını arzu ediyor. Bu güzel bir neticedir hamdolsun.

Daha okullar kapanmada düşülen bu telaş ümit ışığımız. Ayrıca yaz tatilinde çocuklarımız Kutsal kitâbımızın öğretildiği bu tür kurslara isteyerek gidiyorlar. Âdeta koşarak seve seve gidiyorlar. Evlatlarımız koşsunlar Kur’ân’a. Okusunlar, anlasınlar ve yaşasınlar inşaalah. Çünkü Kur’an bitip tükenmek bilmeyen bir hazinedir. Ezelde var olan nurunu ebede kadar devam ettirecektir. Hiç sönmeyecek bir ışıktır ki O ışığıyla hem çocuklarımızın ruhunu hem de topyekün insanlığın ruhunu ulvi ışıklarıyla aydınlatacaktır. Kur’an kalplerin hidâyet güneşidir. O’nda kalpleri huzura kavuşturan prensipler, dertlerimize devâ olacak şifa hazineleri ve inananlara rahmet olacak düsturlar mevcuttur. Zâten Cenâbı Hak bunu şu şekilde açıklıyor: ‘ Ey insanlar, size rabbimizden bir öğüd, gönüllerdeki(dertlerinize) de şifa olan bir kitap geldi: Müminler için O bir rahmet ve bir hidâyettir.’(Yunus, 85)

Bu rahmet deryâsı kitâbımızı her Müslüman ebeveyn çocuğuna öğretmeli veya öğreten müesseselere göndermeli. Buralarda çocuklar Kur’an’la buluşup en azından yüzünden okumasını sonra manasını öğrenmeli ve anlamalıdır. Ku’ân’ın nurlu ve onurlu yolundan çocuklarımız mutlaka istifâde etmelidir. Kur’ân’ı öğrenip okuyan ve anlayan kul ne bahtiyar bir kuldur. Kur’ân’ın nurlu ikliminden sulanan kişiler ahlakça mazbut olurlar, yanlışlık ve kötülüklerden kurtulurlar. Ahlaksızlık yapamazlar, içki içemez, kumar oynayamazlar. Haksızlık yapamazlar, adam öldüremezler. Bugünkü insanlık bunları yapmayanlara ne kadar muhtaçtır. Yeryüzündeki mevcut kötülükleri ancak Kur’an sevdâlıları bitirecektir. Kâinat Kur’an nesline mecburdur. Zira kalpleri sakinleştirecek prensiplerin kaynağı Kur’an’dadır. En doğru, en âdil, en mükemmel düsturlar kutsal kitâbımız Kur’an’dadır. Çocuklarımıza bu gerçekler öğretilmelidir. Kur’ân’ın öğretildiği kurslarımızda sâdece Kur’ân’ı yüzünden okutmakla kalmayıp O’nun ilâhi hakikatler çocukların anlayabileceği bir dille açıklanarak anlatılmalıdır. Ku’ân’ı Kerim’e hürmet ve tâzim yapılmalı ama O’nun içindeki prensiplerin hayata yön veren en mükemmel kurallar olduğu gerçeği bütün netliğiyle gençlerimize açıklanmalıdır.

Kutsal kitâbımız Kur’ân’ı Kerim’in muhtevâsında bugünkü insanlığın bütün dert ve problemlerinin cevâbı vardır. İnsanlığın tüm ihtiyaçlarını karşılayacak, zulümleri bitirecek, kalpleri yumuşatacak ve neticesinde insanlığı mutluluğa kavuşturacak tek hak kitap Kur’ân’ı Hakim’dir. Yeter ki biz O’nun kıymetini bilip O’ndan istifâde edelim. Özellikle çocuklarımızın ve gençlerimizin yâni yeni yetişen genç neslin muhakkak Kur’an’la barışık olması gerekiyor. Yazımızın başlığı gibi hepimiz çoluk çocuk, genç ihtiyar koşalım Kur’ân’a. O kendisine sarılanları asla yolda bırakmaz. Dünya ve ahrette sahipsiz koymaz. O halde haydi Kur’an koşun okumaya.

Hayırlı cumalar efendim.