Recep Çınar

Recep Çınar

Konyaspor, bir temenni ve konuşan fotoğraf!

Konyaspor, bir temenni ve konuşan fotoğraf!

Pazar günü rakip Fenerbahçe...

Kolay maç değil...

Ama, puan alınmayacak bir maçta değil...

Kabul edelim...

Bu takım Başakşehir ve Gençlerbirliği performansıyla kimseyi tatmin etmese de, zaman zaman sahaya koyduğu karakter ile iyiniyetli mücadele ile gönülleri okşamayı biliyor...

Yerlisiyle de, yerlinin yerlisiyle de...

Bajiç dışındaki yabancılarıyla da...

Burada ciddi ve samimi bir özveriden söz edebiliriz gönül rahatlığıyla...

Sadece teknik adam ya da oyuncu profili ile anlatılamayacak bir durum bu...

Aksi, hem stadın, hem seyircinin, hem de yönetenlerin becerisini hiçe saymak anlamına gelir ki, bu da kul hakkına girer...

Şunu söylemeye çalışıyorum; toplanan bu 16 puan, sadece teknik kadro ile oyuncuların performansından kaynaklı bir durum değil...

Daha bütün, daha toplam, daha birlikte hareket etme becerisi var ortada...

Deve gibi olması ve düzeltilmesi gereken şeyler olduğu gerçeği ile büyük fotoğraf görmezlikten gelinmemeli...

Örneğin bazı oyuncular zaman  zaman hocalarıyla birlikte tavan da yaptılar, dip de...

Mesala, Başakşehir ve Gençlerbirliği maçlarında hem oyun hem de skor olarak yerlerde süründü bu takım...

Ama hep çabalayan, iyiniyetli, sadakat yüklü oyunculardan kurulu bir takım olduğunu da es geçmemek lazım...

Ve Aykut Kocaman'ın da, hem böyle bir oyuncu grubuna, hem bu oyuncuları ve kendisini bazı olumsuzluklara rağmen başının üstünde taşıyan bir taraftar grubuna sahip olduğunu ya da onların desteğini aldığını da ıskalamamak lazım...

Yukarıda da altını çizdiğim gibi, geride kalan 10 haftadaki altıncılık ile onaltı puan ortak bir karakterin ürünüdür...

Tribünlere rağmen oyuncuların ve hocaların, oyunculara ve hocalara rağmen tribünlerin ortaya koyduğu bir performans değil bu...

Bu bir başarıysa toplamın başarısıdır...

xxx

Ve bugün ligin tepesindeki Torku Konyaspor, perde kapandığında da aynı yerde olabilecek mi?

Bu sorunun cevabını sadece  oyuncuların veya Aykut Kocaman'ın performansları üzerinden alabilmek mümkün değil...

Burada belirleyici olan; Torku Konyaspor kadar, diğer takımların performansı ve ara transferi nasıl değerlendirecekleridir...

Diğer takımlardan kastım, ekonomisi bizden daha iyi olan, misal Kasımpaşa, Bursaspor, Trabzonspor ile bu takımların bir tık gerisinde olanlar...

Eğriye eğri, doğruya doğru, ekonomik kaygılarının olmaması, belirgin bir avantaj bu takımlar için... 

Henüz istenilen bir ritim yakalayamamış olsalar da, şüphesiz potansiyeli ve istedikleri oyuncuyu alabilecek ekonomik gücü olan takımlar bunlar...

Antalyaspor ve  Kayserispor'da dahil...

Yeni stadıyla birlikte 35'lik Etoo'ya milyon dolarlar sayan Antalyaspor, küme düşme riskini göze alabilir mi?

Mümkün değil...

Ara transferde takıma katılacaklarla, takıma katkı koyacaklar belirleyici bir aktör olacaklar Torku Konyaspor ve diğerleri için...

Sanırım iyi bir golcüden yana kullanmak isteyecektir Aykut Kocaman tercihini!

Ekonomi müsaade ederse tabi ki...

Gol atan, güven veren, rakip savunma ve kalecileri tehdit eden bir golcüyü ihtiyacı var bu takımın herşeyden önce...

Ve  bu eksikliği en iyi gören yine hocanın kendisi...

10 maçta 11 gol...

Hangi oyuncular atmış 11 golü?

Meha 3 atmış, Bajiç 1, Sissoko 1, Vukoviç 1, Holmen 2, Traore 2 ve bir golü de Akhisar'dan Douglas kendi kalesine atmış...

Rangelov'un yok, Bajiç iteleye kakalaya bir tane araya sıkıştınmış...

Ömer Şişmanoğlu malüm...

Tam hazır değil ve kendisine verilen süre belli...

Dolayısıyla, ara transferde elzem olan iyi bir golcü...

Olası iyi bir golcü ile bir transferden daha fazlasını yapmış olur Torku Konyaspor...

Mali bir yükte getirmez...

4-5 gidecek oyuncunun parasıyla alınabilir iyi bir golcü...

Bir maç kazanınca Avrupa hayalleri kurulan, bir maç kaybedince küme düşer endişesi yaşanan  futbol aklının baskın olduğu bir şehirde yaşadığımız gerçeğini de varsayarak, iyi bir golcü transfer edip, küme düşme endişesi yaşamaktansa, Avrupa hayalini kurmaya devam etmekte fayda var!

xxx

210.20151105175950.jpg

Ve konuşan fotoğraf...

Bu fotoğraf ve bu yazı ne alaka diye sorabilirsiniz?

Yazının başlığı aslında bu fotoğraftan alındı...

Bu yazının çıkış nedeni bu fotoğraf...

Öküz altında buzağı aramıyorum, ama Aykut Kocaman'ın bakışları, şeytana avukatlık yaptırıyor insana...

Canlı mı, heykel mi, dekor mu?

Buz gibi bir duruş, buz gibi bir bakış...

Böyle bir bakışa, böyle buz gibi bir duruşa kulüp başkanının yaklaşımı nasıl olur?

İkisi de çıkıp “aramızda sorun yok” ya da “iftira atıyorsun” diyebilirler...

Ben abartmış olabilirim...

Eyvallah...

Ama ya bu fotoğraf?

Fotoğraflar yalan söylemez!

Aralarında bir kedi var, bu kedi kara mı, ak mı bilmiyorum...

Sanki silah zoruyla biraraya getirilmiş gibiler...

Hele de Aykut Kocaman...

Adamın yüzü buz gibi ve yalan söyleyemiyor, çünkü iki yüzlü ya da maskeli değil...

Ata binip uzağa gitmeye gerek yok, açıkçası bu fotoğrafı beğenmedim...

Hepbi bu.

 

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
Recep Çınar Arşivi