Televizyonun tek kanallı ve siyah beyaz olduğu günlerden buyana çocuklara masal anlatanlar olduğu gibi, toplumları uyutmak için de masal anlatan bir takım siyasi kimlikli kimseler vardır.
Bu masalcıların çok büyük bir kesimi kadın erkek ayrımı yapılmaksızın millet önüne bir şekilde çıkarılmış genelde gerçekleri olduğunda farklı göstermekle görevli sahte kimlikli kişilerden oluşmuştur.
Televizyonlarda çocuklara uyku zamanlarının geldiğini hatırlatmak maksadıyla masal anlatanlar bir yere kadar hoş görülse de toplumlara farklı şekillerde masal anlatmaya devam eden bu iki dilli modern masalcılar anlattıkları masallarla artık hoşgörü sınırlarını aşmış durumdadırlar.
Nedense en çok siyasetçiler arasından çıkmakta olan bu modern masalcılar etraflarında bulundurdukları medya kuruluşları vasıtasıyla da yönettikleri bilboardlarda ortaya çıkan eksiklik ve hatalarını kapatmak yolunu tutmuş görünmektedirler.
Hz. Mevlana (ks) için düzenlenen Şeb-i Arus törenleri vasıtasıyla Başbakanın Konya’mıza gelmesini fırsat bilen bu masalcılar masalcılıklarını ifrat derecesine ulaştırmakta bir beis görmediklerini de ispat etmiş oldular.
Bir yıl boyu sırça köşklerinde yanlarına aldıkları yardakçılarıyla milletin ve memleketin hayrına olup olmadığı tartışmalı kararlarıyla hemşerilerinin halinden habersiz yaşayanlar ufukta erken seçim ihtimalinin belirmesi ile Başbakanın seyahatinin kesinleşmesinin birlikte oluşturduğu baskı sonucunda can havli ile meydanda gözükme gayreti içine girmişlerdir.
Bu güne kadar siyasi oluşumlar başta olmak üzere içinde bulundukları resmi veya özel tüm kurum ve kuruluşlarda sürekli olarak iki dilli bir politika yürüten bu masalcı zihniyet halen içinde bulundukları siyasi kuruluşta da bu durumlarını devam ettirmektedirler.
Bu masalcıların bir kısmı siyasi kuruluşlarda görev yapmakta iken genel başkanlarının arkalarından aleyhte söz ederken, bir kısmı ise görevli oldukları meslek kuruluşlarında görev yaptıkları sürelerde tenkit ettikleri belediye hizmetlerini kendileri işbaşına gelince daha kötü bir şekilde hayata geçirmekte bir beis görmemektedirler.
AKP lideri ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın 1991’de RP’de İstanbul İl Başkanı iken
hazırlatmış olduğu Kürt raporunda PKK terörü ile kürt sorununun çözümü için Osmanlı’daki eyalet sisteminin şart olduğunu ileri sürmesini yanlış bulanlar TBMM de kabul edilen “Yerel Yönetimler Reform Paketi”ni mal bulmuş mağribi gibi sahiplenmekte bir beis görmemektedirler.
İş başına geldikleri gün Türkiye’de büyüklük ve gelişmişlik açısından şimdiki bulunduğu yerden çok daha iyi bir yerde olan Konya’mızı dünya gerçeklerinden uzak, 21. yüzyılın şehircilik gereklerinden habersiz ve kendine has bir duygusallığın pençesinde sürdürmekte oldukları bir idare şekli sonucunda her geçen gün ve her geçen yıl gelişmişlikte ve büyüklükte biraz daha arka sıralara mahkûm etmektedirler.
Son iki üç yıl içerisinde yapılan ve şehirlerin gelişmişliğini ve yaşanabilirliğinin ölçüldüğü anketler sonucunda gözüken o ki; her geçen gün Konya’nın diğer Büyükşehirlerle arasının daha da açıldığının işaretleri gözükmekte ve ortaya konan gerçekler ileriki zamana dair eklentilerimizi daha da kötümser kılmaktadır.
Milletini kendi siyasi ve ekonomik menfaatleri için uyutmaya çalışan masalcıların bilmesi gereken şudur:
Çocuklara anlatılan masalların sonu hep iyilikler ve güzelliklerle sona erse de büyüklere anlatılan siyasi masalların sonu genellikle içinde yaşanılan şehre ve hemşerilere getirilen ilave yükler sonucunda yaşanan acılarla sona erer.
Bu arada masallarla masalcılarla ilgili bilinmesi gereken bir gerçek daha vardır.
Siyasal masallar sona ererken kahramanlarını da bitirirler.