Konya İçin Müşahedeler
“Gez dünyayı gör Konya’yı” deyimi tarihidir ama.
Acaba bu günlerde içinde yaşayanlar da bu kanaattemidir? Yoksa her gün bu kanı eksilmekte midir?
Gelin şöyle müşahede edenlerle de birlikte bir müşahede yapalım derim ama inanın yazmaya ne içim nede parmaklarım elvermiyor.
Her ne kadar yaşam içinde ki halkın manevi inançları sönme yolunda olmayıp hatta ilerleme içinde görülse de…
Sosyal yaşamlarının daha iyiye gitme oluşumlarından istifade etmenin.
Kendilerinden ziyade, ilgili idarelerin başında olanlar!
Ya ilgisizlik yada yanlışlıkları dolayısıyla huzur verebilmekten maalesef uzaklaşma yolunda olabilmeleri…
Sadece Konya yaşamı içinde olan bazıları değil birde şu Kartel Medya ve elitler yanında. Gelip geçen iktidar- muhalefet idarecilerinin de ezeli bir…
Konya ve Konyalılara yüksekten bakış açısında(!).
Fırsat buldukça Konya ve Konyalıları yersiz olarak kötüleme yoluna gitmeleri…
İnsana her hâlikâr da üzüntü vermekten geri kalmıyor.
***
Önce bu günün Ulaşım bakanından başlayalım.
Diyeceksiniz ki “daha ne istiyon işte Yüksek(!) hızlı tren getirtti ya!”
Acaba omu getirtti? Konyalıların yıllarca isteği iktidarın Başbakanınca ele aldırıldı. Ama…
Yıllar evveli yazdığım gibi yapım esnasında oyalamalara sebebiyet vermesi, üç yıl önce Konya hattına ayrılan ödeneği Eskişehir’e aktarıp oranın hattını bitirmesiyle…
Konya Treninin iki yıl geride kalması ile başlaması neyin nesi idi acaba.
Dahası var. Kendi beyanatı. Eskişehir hattının Km/TL si 3,6 Auroya mal edilirken Konya hattı 1,9 Milyon Auro harcanılması hiçte arazi bakımından değil.
Daha ileri teknik ve rahatlığın serdedilmesi olsa gerek değil mi?
Ya yollarımız?
Bakın Okuyucumuz Sayın İ. Kuşluk karayolları ile yazılarıma atfen internette gönderdiği yazısında özetlene diyor?
“Sık sık seyahat edenlerdenim. Konya dışına çıktığım yolların bilhassa Kayseri Sivas, Batı ve Doğu Karadeniz yolları soğuk asfalt kaplama olup kayarak giderken Konya yollarının Ankara ulaşımı hariç mıcırlı asfaltın verdiği zorunluluklar içinde….” Diyerek “Neden Konya yollarında da kayarak gitme imkanı yok?” feryadında!
Bu işlem elbette Bölge müdürlüklerinin elinde değil. Bakanlık nereyi uygun görmüşse oraya yapılma programını koymakta ve ödeneği verilmekte.
Eee. Bakan’da malum kişi!
Ya birde Konya sivil ekonomik ve turizm yanında eğitim ile ilgili sivil ve resmi kuruluşlar “Konya’ya Sivil Hava Alanı elzem” deyip büyük çaba(!) sarfederken bakan ne diyordu Konya basınına?
“Konya için Sivil Hava alanı düşünmüyoruz.” Derken ne gibi bir halet-i ruhiye içinde idi ki?
Ama bir Çaycuma ilçesine bile hava alanı yapılmış, her hafta Almanya’dan uçak iniyordu ama nedense Askeri hava alanına günde birkaç uçak inerken Konya düşünülmüyordu!
***
Geçelim başka müşahedelere.
Geçenlerde değerli yazarlarımızdan Sayın Recep Öğütçü bendenizin yıllarca yazdığı ama hiç netice alınamadığı kaldırım işgallerinin maneviyattaki anlamı olarak…
“Bazı günahlar var ki, kulların yanında küçüktür, ama Allah katında büyüktür. Bazı günahlar da Allah katında küçüktür ama kullarının yanında büyüktür. Günahların büyüklüğünü veya küçüklüğünü ancak Allah takdir eder
Yolları ve kaldırımları işgal etmek, yolara ve kaldırımlara zarar vermek, insanların gelip geçmesine mani olmak, yolcu ve yolakçılara eziyet etmek, trafik terörü yaparak yolcuların güvenliğini tehlikeye atmak vb. yanlışlarımız, bizim küçük gördüğümüz ancak Allah katında büyük olduğuna inandığımız günahlardandır.” diyordu ama
Gerek ticarethane sahiplerinin gerekse ilgili idarelerin Aktarlarda çiçeklerle Kunduracılarda güzel ayakkabılar bir tarafa boya vb. malzemelerinin bile teşhirle sergilenmesi fuar caddeleri oluşumuna çevrilmesiyle hoş oluyor galiba ki devamda mahsur bulunmuyor.
Hele yabancı turistlerin öncelikle kamera ve resim kaydı yapmalarıyla dünyaya tanıtımla Dünya şehri olunuyor.
Rahmetli Akşehirli H. Ahmet Efendi Hocanın, Kunduracılar içi kaldırımında kahve sohbeti yapanların ayağa kalkıp “Hocam bir kahvemizi için” davetine “Köftehorlar sizin kahveniz içilmez” deyince “Ne kusurumuz var hocam af fola” sorusuna“Ne olacak halkın kaldırımını işgal ile kul hakkı alıyorsunuz kazancınız harama gidiyor” deyip yürüyüvermiş ama…
Kim duyar menfaat için? Kaldırıma kapı yapıp kilit vuranların resmini gösterdik ve ilgili Belediye başkanına da…
Kaldırımdaki durumu kaldırttıracağına…
Bendenizi yemekli toplantılara bir daha davet etmeyi kaldırıverdi!
Ama biz bunlardan alınmaz ve yılmayız doğruları yazarak hizmet etmeye çalışırız.
***
Daha haylice var bu Müşahedelerin müşahedesi ama bugünkü köşeye sığmayacak.
Gelecek yazımda daha bir olumsuzlukları sunmaya devam ederiz inşallah…
Sağlık ve esenlik içinde sevdiklerinizle yaşam dileğimle…
Acaba bu günlerde içinde yaşayanlar da bu kanaattemidir? Yoksa her gün bu kanı eksilmekte midir?
Gelin şöyle müşahede edenlerle de birlikte bir müşahede yapalım derim ama inanın yazmaya ne içim nede parmaklarım elvermiyor.
Her ne kadar yaşam içinde ki halkın manevi inançları sönme yolunda olmayıp hatta ilerleme içinde görülse de…
Sosyal yaşamlarının daha iyiye gitme oluşumlarından istifade etmenin.
Kendilerinden ziyade, ilgili idarelerin başında olanlar!
Ya ilgisizlik yada yanlışlıkları dolayısıyla huzur verebilmekten maalesef uzaklaşma yolunda olabilmeleri…
Sadece Konya yaşamı içinde olan bazıları değil birde şu Kartel Medya ve elitler yanında. Gelip geçen iktidar- muhalefet idarecilerinin de ezeli bir…
Konya ve Konyalılara yüksekten bakış açısında(!).
Fırsat buldukça Konya ve Konyalıları yersiz olarak kötüleme yoluna gitmeleri…
İnsana her hâlikâr da üzüntü vermekten geri kalmıyor.
***
Önce bu günün Ulaşım bakanından başlayalım.
Diyeceksiniz ki “daha ne istiyon işte Yüksek(!) hızlı tren getirtti ya!”
Acaba omu getirtti? Konyalıların yıllarca isteği iktidarın Başbakanınca ele aldırıldı. Ama…
Yıllar evveli yazdığım gibi yapım esnasında oyalamalara sebebiyet vermesi, üç yıl önce Konya hattına ayrılan ödeneği Eskişehir’e aktarıp oranın hattını bitirmesiyle…
Konya Treninin iki yıl geride kalması ile başlaması neyin nesi idi acaba.
Dahası var. Kendi beyanatı. Eskişehir hattının Km/TL si 3,6 Auroya mal edilirken Konya hattı 1,9 Milyon Auro harcanılması hiçte arazi bakımından değil.
Daha ileri teknik ve rahatlığın serdedilmesi olsa gerek değil mi?
Ya yollarımız?
Bakın Okuyucumuz Sayın İ. Kuşluk karayolları ile yazılarıma atfen internette gönderdiği yazısında özetlene diyor?
“Sık sık seyahat edenlerdenim. Konya dışına çıktığım yolların bilhassa Kayseri Sivas, Batı ve Doğu Karadeniz yolları soğuk asfalt kaplama olup kayarak giderken Konya yollarının Ankara ulaşımı hariç mıcırlı asfaltın verdiği zorunluluklar içinde….” Diyerek “Neden Konya yollarında da kayarak gitme imkanı yok?” feryadında!
Bu işlem elbette Bölge müdürlüklerinin elinde değil. Bakanlık nereyi uygun görmüşse oraya yapılma programını koymakta ve ödeneği verilmekte.
Eee. Bakan’da malum kişi!
Ya birde Konya sivil ekonomik ve turizm yanında eğitim ile ilgili sivil ve resmi kuruluşlar “Konya’ya Sivil Hava Alanı elzem” deyip büyük çaba(!) sarfederken bakan ne diyordu Konya basınına?
“Konya için Sivil Hava alanı düşünmüyoruz.” Derken ne gibi bir halet-i ruhiye içinde idi ki?
Ama bir Çaycuma ilçesine bile hava alanı yapılmış, her hafta Almanya’dan uçak iniyordu ama nedense Askeri hava alanına günde birkaç uçak inerken Konya düşünülmüyordu!
***
Geçelim başka müşahedelere.
Geçenlerde değerli yazarlarımızdan Sayın Recep Öğütçü bendenizin yıllarca yazdığı ama hiç netice alınamadığı kaldırım işgallerinin maneviyattaki anlamı olarak…
“Bazı günahlar var ki, kulların yanında küçüktür, ama Allah katında büyüktür. Bazı günahlar da Allah katında küçüktür ama kullarının yanında büyüktür. Günahların büyüklüğünü veya küçüklüğünü ancak Allah takdir eder
Yolları ve kaldırımları işgal etmek, yolara ve kaldırımlara zarar vermek, insanların gelip geçmesine mani olmak, yolcu ve yolakçılara eziyet etmek, trafik terörü yaparak yolcuların güvenliğini tehlikeye atmak vb. yanlışlarımız, bizim küçük gördüğümüz ancak Allah katında büyük olduğuna inandığımız günahlardandır.” diyordu ama
Gerek ticarethane sahiplerinin gerekse ilgili idarelerin Aktarlarda çiçeklerle Kunduracılarda güzel ayakkabılar bir tarafa boya vb. malzemelerinin bile teşhirle sergilenmesi fuar caddeleri oluşumuna çevrilmesiyle hoş oluyor galiba ki devamda mahsur bulunmuyor.
Hele yabancı turistlerin öncelikle kamera ve resim kaydı yapmalarıyla dünyaya tanıtımla Dünya şehri olunuyor.
Rahmetli Akşehirli H. Ahmet Efendi Hocanın, Kunduracılar içi kaldırımında kahve sohbeti yapanların ayağa kalkıp “Hocam bir kahvemizi için” davetine “Köftehorlar sizin kahveniz içilmez” deyince “Ne kusurumuz var hocam af fola” sorusuna“Ne olacak halkın kaldırımını işgal ile kul hakkı alıyorsunuz kazancınız harama gidiyor” deyip yürüyüvermiş ama…
Kim duyar menfaat için? Kaldırıma kapı yapıp kilit vuranların resmini gösterdik ve ilgili Belediye başkanına da…
Kaldırımdaki durumu kaldırttıracağına…
Bendenizi yemekli toplantılara bir daha davet etmeyi kaldırıverdi!
Ama biz bunlardan alınmaz ve yılmayız doğruları yazarak hizmet etmeye çalışırız.
***
Daha haylice var bu Müşahedelerin müşahedesi ama bugünkü köşeye sığmayacak.
Gelecek yazımda daha bir olumsuzlukları sunmaya devam ederiz inşallah…
Sağlık ve esenlik içinde sevdiklerinizle yaşam dileğimle…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.