AK Parti Yerel Yönetimler Başkanlığı 18 Haziran 2012 tarihinde belediyelere yaz genelgesi yayınlayarak AK Partili belediyelerin yaz döneminde gerçekleştireceği festival ve benzeri etkinliklerde kamuoyu hassasiyetinin ve parti ilkelerinin dikkate alınmasını, kaynakların boşa harcanmamasını ve israfa kaçılmamasını talep etti ya, sanki belediyeler genel merkez yöneticilerine inat biraz daha fazla eğlence, konser düzelmeme gayreti içine girmiş durumdalar.
Belediye başkanları etraflarında yer alan menfaat gruplarının da teşvikiyle olur olmaz her fırsatta eğlence, şenlik, konser ve festival adı altında milletin gelenek ve görenekleri ile örf ve adetlerine aykırı olabilecek biçimde sözde etkinlikler düzenlemektedirler.
Bu sözde etkinliklerde yine genel merkez yöneticilerinin “Festivaller partimizin ve milletimizin değerlerine, özüne ve ruhuna uygun olmalı” sözüne karşı çıkar bir tavır ve inat yaparcasına milletimizin tepkisine de neden olan uygulamalar yapmaktadırlar.
Belediyelerce düzenlenen şarkı türkü festivalleri ve şenlikleri düzenlendiği zaman ve mekanın özelliklerine dikkat edilmediğinden, kamuoyunda zaman zaman polemik konusu olmakta ve festival giderleri adı altında sanatçı adı altında getirilen kişilere belediye bütçeleri ile mütenasip olmayan ölçülerde ve israf ölçülerinde yüksek ücretler ödenmekte, var olan imkanlar hoyratça kullanılarak çevredeki hastalara, cenazelere, vatandaşlarımızın ibadet saatlerine dikkat edilmemekte ve özellikle güneydoğudan gelen şehit haberlerinin yoğunluk kazandığı dönemde müraice bir davranışla birkaç gün ertelemeden sonra aynı minval üzere vur patlasın çal oynasın hengamesi devam etmektedir.
İki hafta önce Hakkâri’de 8 askerin, geçen hafta da Siirt'te 4 askerin şehit olmasının ve Akdeniz de Suriye tarafından düşürülen uçakta da iki pilotun kaybedilmesine rağmen belediyelerin devam eden eğlence ve konser programlarıyla yarışırcasına şehrimizde yapılan Tarkan ve Emre Aydın Açıkhava konserleri sanki bu konuda bardağı taşıran son damla oldu.
Yukarıda da ifade edildiği üzere milletimizin örf ve adetleri ve kültürü ile uzaktan yakından ilgisi alakası bulunmayan öğeler içeren sözde kültürel faaliyetler ile düzenlenen konserler gırla devam ederken yaz mevsiminin gelmesi ile bir de sokak düğünleri başladı ki tam anlamı ile felaket görüntüler ve gariplikler sergilenir oldu.
Kendini kürt olarak tanımlayan bir kişinin laz türkülerini bozuk bir şive ve lehçe ile okuması ne kadar garip ve salakça oluyorsa, yine kendini Konyalı olarak tanımlayan bir garip âdemin de kürt türkülerini aynı ağız bozuklukla söylemeye kalkması o derece garip olmaktadır.
Bütün bunlar Çevre ve Orman Bakanlığının 17.05.2007 gün ve 2007/5 sayılı Genelgesi ve 2009/49/EC sayılı Çevresel Gürültünün Değerlendirilmesi ve Yönetimi konulu yönetmeliğinin genel ilkeler başlıklı 5. maddesinin (j) bendi ile 5326 Sayılı Kabahatler Kanunun gürültü ile ilgili 36. maddesine göre sokak düğünlerinin yasaklanmış olmasına rağmen belediyeler eliyle ve vilayetin sessizliğe bürünmesi ile yapılmaktadır.
Camilerin ve diğer çok hassas kullanım alanlarının yakınında düzenlenen gürültülü eğlenceler bir tarafa, orta derece hassas kullanım alanlarının bulunduğu yerlerde bile düzenlenen müzikli eğlenceler yönetmelikte kabul edilen 5 dBA’dan fazla arka plan gürültü seviyesini çok fazla miktarlarda aşacak seviyelerde olmaktadır.
Kanun ve yönetmelik hükümlerine göre sokak ve halka açık alanlarda gürültülü müzik eşliğinde festival, eğlence ve her şeyden önemlisi düğün yapılması açıkça yasak olmasına rağmen, havaların ısınmasıyla birlikte Konya sokakların şivesi ve ağzı bozuk mahalli sanatçı taslakları tarafından işgal edilerek uluorta düğünler yapma cesaretini sözüm ona halkın temsilcisi festival düzenleyicisi belediyelerden almaya başladıklarını düşünmek bile istemiyoruz.
Belediyeler sadece bu dönemde şarkılı türkülü müzikli eğlenceler düzenlemiyorlar, geçmişte de böyle işler yapılıyordu diyeceklere sözümüz şudur:
Konya bundan önce de şarkılı türkülü konserler düzenleyen kültürsüz kültür müdürleri görmüş idi.
Ama bu işler hiç böylesine ayağa düşmemişti.