Kızıl Elma ve Mehmetçik
Bilindiği gibi ülkemizin güneyi sürekli PKK/PYD teröristlerince tehdit altında olduğundan bu problemi gidermek amaçlı Türk Silahlı Kuvvetleri 20 Ocak târihinde ‘Afrin’ merkezli bir milli mücâdele harekâtı başlattı. Harekât o gün bugün başarılı bir şekilde devam etmektedir. Her ne kadar şehidlerimiz olsa da teröristlere verdirilen zâyiat oldukça fazladır. Hepsinin kökü kazınacak inşaALLAH.
Ülke halkı bir bütün olarak –üç beş cılız ses istisna- devletinin ordusunun, Mehmetlerin arkasındadır. Milletimiz o yiğitleri coşkulu bir sevgi seli ile mücâdeleye gönderdi. Duâlarımız onlarla.
Mehmetçiklerimizin de gözü pek maşaALLAH. Korkusuz, cesur, yürekli, vatâna canını fedâya hazır. Ölümü öldürerek âdeta ölüme koşarak giden bu cengâverlere Rabb’im meleklerden kanat takıp onları her türlü tehlikeden muhafaza etsin. Mehmetçik iftihârımız, gözbebeğimiz. İşte onlardan birisi giderken ‘kızıl elma’ demişti hani, hatırlayınız. Vakit geçti ama ben illa da bu husûsu yazmak istedim affınıza sığınarak.
Peki, nedir kızıl elma ideali? Kızılelma, eski Türk masallarında, şiir ve târih kitaplarında geçen ehemmiyetli bir semboldür. Bu konuda Gâzi Üniversitesi Öğretim görevlilerinden Prof. İsmet Çetin; ‘Kızılelma, fethedilmesi gereken bir belde, vatan edinilmesi gereken coğrafya olarak anlaşılır. Yine ulaşılması gereken bir hedef olarak toplumun bilinçaltındadır. Kimi zaman dünya Türklüğünün bir bayrak altında toplanması fikri olarak turan düşüncesiyle ifâde olunan Kızılelma, cihânın her köşesine adâlet götürmek ve milletlerin, belli bir medeniyet seviyesinde tam bir eşitliğe dayanan bir hukuk sistemine bağlayarak saadete ulaştırma mefküresidir.’ Diyor. Ancak bu sembolün târihi köklerine ulaşmasının imkansız olduğuna da dikkat çekiyor.
Afrin harekâtıyla yeniden gündeme gelen ‘Kızılelma’ mefküresinin birliğimize dâir önemli bir sembol olduğunu belirtirken; ‘Kızılelma devlet olmanın, devlette birlik olmanın, birlikte kuvvetli olmanın ve milletin diri olmasının ifâdesidir. Afrin operasyonu bu anlamda, devletin ve milletin birliğini sağlamaya yönelik hedefleriyle değerlendirilmelidir. Sâdece Türkiye Cumhûriyeti’nin birliği-dirliği, milletin huzûru için yeterli değildir. Bu ayni zamanda çevre devletler için de önemlidir.’ Derken;
Bu sembolün yalnızca milliyetçilik üzerinden algılanmasının yanlış olduğunu açıklıyor ve ekliyor; ‘İnsan sevgisinden kaynaklanan koruyuculuk, adâlet, hürriyet ve eşitlik düşüncesi. Bu düşüncede, Türk milleti hangi inanç çevresinde yaşarsa yaşasın, hangi dîne mensup olursa olsun değişmemiştir, değişmez. İslâmî dönemde de ayni düşünceler varlığını sürdürmüştür.’ Diyerek bu konudaki düşüncelerini bizlere aktarıyor. Faydalı gördüğüm için sizlere de aktarmak istedim.
Yine Türk mitolojisi üzerine araştırmalar yapan arşivci-yazar Necâti Gültepe’de; ‘Afrin’ operasyonuna giden askerlerimizin bu sözlerinin çok anlamlı olduğunu ifâdelendiriyor; ‘Kızılelma diriliktir, hayattır, varlığa duyulan aşktır. Bu kavram kesinlikle cümle âleme iyi gelecektir. Tankın üstündeki o ‘Kızılelma eri’ zâten can almaya değil, kan dökmeye değil hayat bahşetmeye, o bölgeye dirilik ve düzenlik getirmeye gidiyor.’ Dedi.
Şanlı ordumuza ve yiğit Mehmetlerimize muzafferiyetler temennisiyle, hayırlı cumâlar.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.