Kış kışlığını gösterdi
Havalar soğudu soğuyacak, kar yağdı yağacak derken, en sonunda kış bütün görkemiyle geldi...
Bu kış çetin geçecek...
Geçmeli de...
Böyle bir yoğun kar yağışını, yanılmıyorsam 2010 ya da 2011'in ilk veya son aylarında gördüm...
Muhteşem yağmıştı mubarek...
Gazetenin karşısındaki markette kırık buğday ve bulgur kalmamıştı...
Serçeler ve Sığırcıklar kış boyunca bayram etmişlerdi...
xxx
Her kış geldiğinde, ben Sedirler'deki, İşgalaman'daki, Karatay'daki eski toprak ve sobalı evleri hatırlatırım ve 1970'li yıllara giderim...
Dam kürüdüğümüz günlere...
Evin mutfağı ve tuvaleti dışarıda olduğu için, öncelik olarak tuvalet ve mutfak yolları açılırdı...
Çünkü, temel ihtiyaç...
Bizim de sobamız yanardı, odunuyla, kömürüyle, tezeğiyle...
Bizim için eskilerde kaldı, ama orada hala aynı güzellikleri yaşayan hısımlarımız akrabalarımız, komşularımız var...
Sobalı odalarda benim en sevdiğim köşe, sobanın olduğu yer olurdu...
Hem babayla gözgöze gelmez, hem de daha sıcak olurdu, o köşeler...
Gündüz bir suç işlemişsek, bundan da babanın haberi olmuşsa, en iyi yer sobanın arkası olurdu...
Çünkü, soba hem baraj vazifesi yapar, bizi saklardı, hem de soğuktan geldiğimiz için daha iyi ısınır ve o sobanın sıcaklığında sızar kalırdık...
Hiç unutmam o yıllarda çetin geçen ocak ve şubat aylarında, yoğun kar yağışı, hele bir de tipiyle buluştuğunda her taraf beyaza bürünürdü...
Evin damına çıktığımızda, bütün mahallelinin damlarda olduğunu görür, birbirlerine seslendiklerini ve zaman zaman da sohbet ettiklerine şahit olurduk...
Tabi ki aşağıdan gelen sıcak çay ikramları da, kar kürümenin keyfine keyif katardı...
Abartmıyorum...
Kar kürümek bile keyifli olurdu...
Kış akşamlarının keyfi de bir başka olurdu, eskinin Sedirler'inde...
Fakirlik olmasına rağmen, egemen olan sevgiydi, dostluktu, akrabalıktı...
Mesala eski kışların sarkıklarını da özledim...
Özellikle çocukluğumda en büyük eğlencelerimizden birisi de, buz sarkıklarını kar topuyla yere düşürmekti...
Öyle böyle değil, insan boyunda sarkıklar olurdu...
Şimdilerde resimlerde ve televizyon haberlerinde görüyoruz bu sarkıkları...
Hoş ve güzel günlerdi...
xxx
Bu kadar nostaljiden sonra gelelim günümüze...
Hiçbir şey eskisi gibi değil...
Eskiden herşey daha güzeldi...
Apartmanlar, gökdelenler, rezidanslara sıkışmış hayatlar...
Sevgi yok, şefkat yok, akraba ilişkileri yok, monoton bir hayat devam edip gidiyor...
Dün sabah biraz İşgalaman, biraz Sedirler'i yaptıktan sonra gazeteye geldim...
Ne dam kürüyen, ne de evlerin önünü süpüren kimseye rastlamadım...
Sadece Konya Büyükşehir Belediyesi temizlik işçileri yaya kaldırımlarını yoğun kardan temizlemenin uğraşını veriyorlardı...
Belediyecilerin işi kolay değil...
Bu soğuk ve tipide yolları temizlemek kolay değil...
O insanların da birer can taşıdığını unutmamak lazım...
Ben sadece "Allah yardımcıları olsun" diyeceğim...
Çünkü, bizler sıcacık evlerimizde veya işyerlerimizdeyiz...
O insanlar sokaktalar...
xxx
Ve...
Bu soğuk kış aylarında yiyecek ve barınak sıkıntısı yaşayan sokak hayvanları için de duyarsız olmayalım...
Barınak olmazsa, yiyecek konusunda zorluk çeken kedi olsun, köpek olsun, bu hayvanların aç kalmaması için yardımlarımızı esirgemeyelim...
Tabi ki kuşları da...
Çünkü, onlar da birer can.