Kerem İşkan

Kerem İşkan

Kim öldürüyor ölümü..?

Kim öldürüyor ölümü..?

Kim suçlu ?

***

Günlerdir bu soruyu soruyorum zihnime…

***

Bunca acının mimarı kim ?

***

Siyaset yapmadan, politize etmeden sorulması ve yanıtlanması gereken soru bu…

***

Analar mı ağlasın istiyorsun..?” diye gözlerini belerterek, suallerimize hücum edenlere; “Ne oldu da analar  yeniden ağlamaya başladı ?” diyemiyoruz…

***

Al bayrakla süslü tabutlar…

***

“Eşkıya ile iş mi tutulur ?” sorusunun en çarpıcı cevabı gibi gözümüze, gönlümüze batıp duruyor…

***

Suç kimin ?

***

Sözünde durmayan eşkıyanın mı ?

***

“Sözünde durmalıydı” diyen idarenin mi ?

***

Ölen çocuklar kimin ?

***

Bu coğrafyanın anaları, kadim zamanlardan beri “ağlamaya” ayarlanmış sanki…

***

Coğrafya gözyaşıyla beslenip, serpiliyor gibi… Sanki göz pınarlarımız kuruduğunda “vatan” da kuruyacak hissi, her daim zihni nöbette tutuyor…

***

“Elimden gelenin fazlasını yaptım, barışı getirmek için ihanetle suçlandım ama olmadı..” diyene ne diyeceğiz ?

***

Ölüme çare arayana “ahmak” dersek, bu topraklarda kadim bir medeniyetin ölümsüzlüğü için, bir daha bir bir düşüp nasıl öleceğiz ?

***

Sahi kim suçlu ?

***

Tabut mu ? İçindekiler mi? Dışındakiler mi ?

***

İçinde yatanı ve dışında yürüyeni düşünmek dururken, neden birileri kafamızı sürekli TABUTA sokuyor…? Ne kadar kolay öldürülüyoruz…

***

Oyun hamuru kadar yumuşaklaştırılan başlarımıza, sokak ortasında sıkıveriyorlar, sevdiklerimizin okşamaya, öpmeye doyamadığı saçlarımıza kendi kanımız bulaşıyor…

***

Biz, hepimiz, bıkmadan usanmadan hep ölecek miyiz ?

***

Yoksa sıtmaya razı olup sürünecek miyiz ?

***

Sahi bizi kim öldürüyor ?

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
Kerem İşkan Arşivi