Kim kime oy istiyor
Haziran’da yapılacak milletvekili genel seçimleri için propaganda çalışmaları artık son dönemece girmek üzere bu günlerde.
Siyasetçilerin fazla bağırmaktan ve yerine getiremeyecekleri sözleri bile bol keseden atmaktan sesleri kısılmış olsa da miting furyası alabildiğine devam ediyor.
Birde zamanlı zamansız kulağınızın yanı başında bitiveren hamasi sözlerle süslenmiş seçim şarkılarını yüksek sesle çalmakla maruf seçim araçları rekabeti var ortada.
Siyasetçisi ve partizanıyla seçimi müzikle kazanacağını zan eden zavallı bu ülke insanı, şunu anlamalı artık.
Seçim şarkı türkü ile kazanılmadı şimdiye kadar, bundan sonra da kazanılmaz.
Tıpkı sokak ve meydanları kâğıt afişlerle kirletmeyle kazanılmayacağı gibi.
Ülkemizde seçimler millete rağmen yapılan algı operasyonları ve ayak oyunları ile kazanılıyor maalesef.
Miting meydanlarına dönecek olursak ortada garip bir durumun var olduğu görülecektir.
Siyasi parti genel başkanlarının seçim mitingleri yanında hız kesmeden Cumhurbaşkanının meydan meydan dolaşması akıllara pek çok soruyu getirse de asıl cevaplanması gereken soru şudur:
Mitinglerde kim kime ne için oy istiyor?
Davutoğlu, Erdoğan başkan olsun diye mi oy istiyor, yoksa kendisinin başbakanlığı devam etsin diye mi?
Erdoğan, Davutoğlu Başbakan olsun diye mi oy istiyor?
Yoksa kendisinin cumhurbaşkanlığında rahat olabilmesi için Akparti hükümetinin devam etmesi ve anayasa değişikliği için yeterli sayıyı bulmak için mi?
Ya da ulusal düşman edilen ve varlığı cumhuriyet tarihinde ilk defa kırmızı kitaba giren paralel yapı başta CHP ve MHP hatta PKK’nın partisine mi oy istiyor?
Tam tersine CHP ve MHP İktidarı devirebilmek için paralel yapıya mı oy istiyor?
Her kesim için bu seçim çok önemli.
30 Nisan 2015 tarihli yazımızda hemen hemen bütün siyasi partilerin bu seçimin öneminden farklı argümanlarla bahsederek seçmenlerden oy isteyeceğini yazmıştık.
Siyasiler bu defa da bizi yanıltmadı ve seçim meydanlarında seçimin önemini hatırlatmak için hayli farklı ifadeler kullanmaya başladılar.
Hatta başta iktidar partisi olmak üzere siyasi yelpazede ister sağ kesimde ister sol kesimde yer almış olsun pek çok partinin dini argümanları daha fazla kullanmaya başladıkları görüldü.
İşi öylesine ileri götürenler oldu ki iktidar partisi ve iktidarın yürüttüğü algı operasyonuna takılan diğer partiler daha da ileri giderek seçimlerde görev yapacak sandık müş(c)ahitlerini Rasulullah (sav) ile Mekkeli müşrikler arasında yapılan Uhud Harbindeki Uhud okçuları olarak tanımlamaktan geri kalmadılar.
Tanımlamadaki vahameti görebiliyor musunuz?
Müslüman ulemanın çok büyük bir kesimi tarafından gayri islâmî bir yapı olarak tanımlanan demokratik parlamenter bir düzende tesis edilen parlamento yapısı için yapılacak olan milletvekili genel seçimleri Müslümanlarla müşrikler arasında yapılan Uhud harbine, bu seçimde sandık başında görev alacak olan sandık müc(ş)ahitleri de Rasulullah(sav) tarafından yerlerinden ayrılmamaları tembihlenen Uhud okçularına benzetilmekte sakınca görülmüyor.
Mükâfatlarının da Uhud harbinde yerlerinden ayrılmayan okçuların mükâfatı gibi olacağı tebşir ediliyor.
İşin garip tarafı bu tanımın içinde bir hileyi de barındırdığı görülmektedir.
İktidar partisi kanadında olsun, muhalefet partileri kanadında olsun bu tanımla bir taraftan sandık müc(ş)ahitlerinin mükâfat alacaklarını vaat edilirken, diğer taraftan aynı sandık müc(ş)ahitlerine güvenilmediği ve olası bir seçim yenilgisinin sıkı sıkı tembihlenmelerine rağmen mevzilerini terk eden sandık müc(ş)ahitlerine bağlanacağı görülmektedir.
3 hafta önceki yazımızda bahsettiğimiz gibi bu seçim şu ana kadar yapılan hiçbir seçime benzemeyecek.
Özellikle seçim propagandası adına yapılan aşağılık oy avcılığı davranışları ile.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.