Kıbrıs'ta CUMA Namazı!

Kıbrıs'ta ikinci günümüze başlıyoruz. MEHİR Vakfı Genel Başkanı Mustafa Özdemir, TİMAV Genel Başkanı Abdullah Ecevit Öksüz, KKTC Ekonomi ve Enerji Bakanı Sunat ATUN ile birlikte HALA SULTAN İlahiyat Koleji’ne doğru yola çıkıyoruz. Heyecanımızı gizleyemiyoruz. Kıbrıs'ın ilk ve tek din ile ilgili gözbebeği bir koleji ziyaret edeceğiz. Kolej, TED Koleji Kampüsü içerisinde bir bina olarak ayrılmış. Gayet lüks ve konforlu bir yapı. Kolejin açılmasına Bakan Atun ciddi destekler vermiş. Şuanda 120 öğrencisi bulunuyor. Ama Koleje başvurular çoktan 300'ü bulmuş.

CAMİLER BOMBOŞ; Cuma namazı için gittiğimiz Arapahmet Camiinde 15-16 kişi ile namaz kılıyoruz.

İmam Hatip okullarının sınavlı öğrenci aldığı dönemdeki gibi sınav marifetiyle koleje öğrenci alıyorlar. Velilerle konuşuyoruz; “Neden İlahiyat Koleji ?” diye. Kıbrıs'ta gençliğin başına geleni anlatıyorlar; “Eğer çocuğumuz ilahiyat kolejinde okursa hem dünyasını hem de ahiretini kurtarır, gençliğin içine düştüğü bataklığa düşmez” diyorlar. Bakan Atun, maneviyata önem veren ciddi bir devlet adamı. Kıbrıs'ta din eğitiminin önüne konan engelleri sabırla aşacaklarına inandıklarını söylüyor.

Kıbrıs'ta dini altayapının yetersizliğini dirilerden dinlemeye gerek yok. Mezarlıkları gezdiğimzide gördüğümüz manzara herşeyi anlatıyor

Kıbrıs'ta bulunan sendikalar hayli güçlü. Mafyavari ve mafyaya yakın çalışanlarda yok değil. Zorunlu din derslerine öğretmenleri sendika girmemeleri konusunda sıkıştırıyor. 80 İhtilalinden sonra oluşan derin Kıbrıs, Türkiye'deki evrilmenin başına gelmemesi için sert ve vicdanları rahatsız eden kendince önlemler alıyor. MEHİR Vakfı Genel Başkanı

Mustafa Özdemir ve TİMAV Genel Başkanı Abdullah Ecevit Öksüz okul müdürünü ve öğretmenleri dinliyorlar; “Kıbrıs için elimizden ne gelirse, taşın büyüklüğü ve ağırlığını sorun etmeden, vakıflarımızı bu taşın altına koruz” diyorlar. Ortam duygusallaşıyor. “Burada olmanız bile bize güç veriyor, Kıbrıs'ı ve Kıbrıslıyı terk etmeyin” diyorlar. Kıbrıs'ın din eğitiminin önündeki en büyük problem köklü bir zihniyet yapılanması. Uzun süre İngilizler'de sömürge olarak kalan Ada manevi mirasını kaybetmiş. 1974 Barış Harekatı’ndan sonra Kıbrıs'a ise eli boş, Türkiye'de yapacak işi gücü kalmamış, vasıfsız, din- maneviyat temelleri olmayan çoğunluğu yaban bir güruh kazanılan Kıbrıs'ı farklı bir anlamda işgal etmişler. Onlar Kıbrıs'a geldikten sonra, vurmuşlar almışlar, zorbalık, kabalık mafyavari yapılanmaları kuvvetlendirmiş. O dönem din adamı kisvesiyle gelen yüzlerce hoca, İslamiyete aykırı bir yaşam biçimini benimsemişler. Halk, dinden ve diyanetçilerden olumsuz örneklerin fazlalaşması sebebiyle soğumuş. Okulun hemen karşında Belediye Asri Mezarlığı gözüme çarpıyor. Onlar vakıfları ile ilgili neler yapabileceklerini konuşurken sessizce okuldan mezarlığa doğru sıvışıyorum. Bazen bir beldenin sorununu dirilerden çok ölüler anlatır. Mezarlığa girince Kıbrıs'ın din eğitimi konusundaki sorunu tüm çıplaklığı ile gözlerimizin önüne seriliyor. Mezarların çoğunluğu fotoğraflı. Bazı mezarların başında spor külüplerinin bayrakları dikkat çekiyor. Mezarlara ziyarete gelenlerin, mezarlıklar içinde uyguladığı ritüel bize hiç benzemiyor. Heyet beni aramaya başlamış.

GENÇ BAKAN; Ekonomi ve Enerji Bakanı Sunat ATUN Kıbrıslıların çok sevdiği bir isim. Maneviyatı güçlü, Kıbrıs'ta kimsesizlerin kimsesi adeta Sayın Atun.

Mezarlıkta buluyorlar beni. Sınıfları geziyoruz. Pırıl-pırıl gençler. Öğretmenler özel seçilmiş, hepsi donanımlı. Görevlerini biliyorlar. HALA Sultan İlahiyat Koleji’nin kapısında resimleri çektirdikten sonra idarecilerden ayrılıyoruz. Heyecanlıyız Kıbrıs'ta Arapahmet Camii'nde CUMA namazı kılacağız. Bizler araçtayken aniden kuvvetli bir dolu yağmaya başlıyor Lefkoşe'de. Aracımız heyetten kopuyor. Ara sokaklarda camiyi arıyoruz. Otomobilin içinden biri fikir veriyor. “İlk yoldan geçen yaşlıya soralım, o nasıl olsa caminin yerini bilir” Sorun tüm çıplaklığı ile karşımıza çıkıveriyor.

KOLEJE İLĞİ BÜYÜK; Hala Sultan İlahiyat Kolejinde 120 öğrenci okuyor. Ama şimdiden müracaatlar 300'ü geçmiş.

Arapahmet Camii'ni bir ihtiyara sorarak buluyoruz. Osmanlı Dönemi şaheserlerinden biri. Ezan okunuyor, yer bulamama endişesiyle camiye koşuyoruz içeriye girince hayretler içinde kalıyoruz. Bizle birlikte 15-16 kişi. Bakan Atun'u ve endişelerini daha iyi anlıyoruz. Müezzinin Konya'da bile dinleyemediğimiz yanıklıktaki sesi caminin öksüz duvarlarında çınlıyor. Gözler buğulanıyor.

İLK VE TEK KOLEJ: Hala Sultan İlahiyat Koleji, Kıbrıs'taki ilk ve dini kolej

Namazdan sonra ESKAD Yöneticileri ile buluşuyoruz. Evrensel Sevgi ve Kardeşlik Derneği Genel Başkanı Ahmet Özkaya adlı pırıl-pırıl bir genç sımsıcak tebessümü ile bizi karşılıyor. Konya'dan Kıbrıs'a okumaya gelmiş. Kıbrıs'a okumaya gelen gençlerle ilgilenen, onları her türlü bela, musibet ve gençlik günahlarından alıkoyan harika bir dernek. Gençler ile birlikte oluyoruz. Akşam yemeğine davet ediyorlar. Buradaki gençlerle tanışınca, SAHABE hayatı yaşadıklarını gözlemliyoruz. Bu yaşta bu gaye bu sabır bizi büyülüyor. Amaç ve hedefleri uğruna sabrettiği şeylerden ötürü alınlarından öpüyoruz. Namazdan sonra Peygamber Efendimizin “Annemden sonra annem" dediği Ümmü Haram Bint-i Milhan(r.a) (HALA SULTAN)'ın mezar-ı şeriflerine gitmeyi istiyoruz. Hz. Osman döneminde İslam ordusuyla ilerlemiş yaşına rağmen Kıbrıs'a gelip burada şehit düşen HALA SULTAN'ın türbesi Kıbrıs Barış Harekatı’nda, Rum kesiminde Larnaka'da kalmış.

ESKAD GENÇLİĞİ; ESKAD Gençliği günümüz Kıbrıs'ında neredeyse sahabe hayatı yaşayan Türkiye'den okumaya gelen öğrencilerin kurduğu bir dernek.

Bize çok yakın bir mevkide ama ziyaret etmemiz için Atina'dan giriş yapmamız gerektiğini öğrenince üzüntümüz yüzlerimize yansıyor. Ev sahibimiz Enerji ve Ekonomi Bakanı Sunat Atun'un makamında ziyaret ediyoruz. Karşılıklı hediyeler veriliyor. MEHİR ve TİMAV Vakfı Genel Başkanları burada üst düzey protokol üyesi gibi karşılanıyor. Onlara gösterilen ilgi ve alaka göğsümüzü kabartıyor. Ziyarette her iki vakıf Genel Başkanı hem Türkiye'yi hem de Konya'yı gururlandıracak temsillerde bulunuyorlar. Bakan Atun, bakanlığı çalışmaları ile brifing verirken Konya sanayicisini yatırım için Kuzey Kıbrıs'a davet ediyor. Heyete eşlik eden Genç MEHİR üyeleri efendilikleri, o yaşta olgunlukları ve terbiyeleriyle göz dolduruyorlar. Konya'nın gelecekteki işadamı profilini görerek ayrıca ümitleniyor ve gurur duyuyoruz. Anne ve babalarına böyle evlatlar yetiştirdikleri için şükranlarımızı sunmalarını rica ediyoruz.

AKDENİZ'İN NURU HALA SULTAN

Ümmü Haram Bint-i Milhan(r.a) . Asıl adı Rümeysa’dır.(1) Medine’de doğup büyüyen Rümeysa, Medine’nin en büyük kolu olan Hazreçlilerin, Neccâr oğulları sülalesindendir. Bu sülale Abdulmuttalib’in annesi Selma hatunun sülalesidir. Bu yakınlıktan dolayı Neccâr oğullarının erkekleri Allah Resûlü (sav)in dayıları, hanımları ise teyzeleri olurlar.

HALA SULTAN ; Arapça'da HALA teyze demek olduğu için asırlardır HALA SULTAN olarak hafızalara kazınmış Peygamber Efendimizn teyzesi Ümmü Hıram r.a.'ın türbesi.

Neccâr oğullarının kızlarından olan Ümmü Haram, Allah Resûlü (sav)in teyzesidir. Teyze Arapça’da Hala olarak ifade edildiği için, Kıbrıs’ta şehit düşerek oraya defnedilen Ümmü Haram, Türkler arasında ‘Hala Sultan’ diye meşhur olmuştur.AB sınırlarındaki TEK sahabe mezarı türbesidir.

Eyüp Sultan, Hz. Halid bin Zeyd (ra) da mensup olduğu bu sülale, Allah Resûlü (sav)e hizmet etmek, Onun ve getirdiği dinin yoluna can vermek için yarışan bir sülaledir. Neccâr oğullarından olan Milhan’ın çocukları da Resûle hizmet ve uğruna can verme yarışındaki müstesna yerlerini aldılar.

AB'DEKİ TEK SAHABE ; Bugün Avrupa Birliği sınırlarındaki tek sahabe mezar-ı şerifi, Hala Sultan Türbesi.Güney Kıbrıs'ın elinde bulunan LARNAKA'da bulunuyor.

Kız kardeşi Hz. Ümmü Süleym, İslâm’a girişine karşı çıkan eşi Mâlik’e karşı dimdik durunca, eşi Medine’yi terk etmiş. Oğlu Enes’i elinden tutup Allah Resûlü (sav)e götürerek hizmetine adamış, cihad meydanında destanlar yazan bir hanımdır.

Enes B. Mâlik (ra), annesinin adamasını boşa çıkarmayıp, Resûle ve davet ettiği dine nasıl hizmet edileceğini, dillere destan olacak şekilde göstermiştir. Kardeşi Berâ B. Mâlik (ra) ise Yemame ve diğer savaşlarda tarih yazan eşsiz bir kahramandır.

Diğer kardeşleri Süleym ve Haram b. Milhan Suffe’de (r.anhum) kalarak kendilerini ilme adamışlar. Allah Resûlü (sav) onları bir gurup arkadaşı ile İslâm daveti için gönderdiğinde pusuya düşürülerek Bir’i Maune’de şehit edilmişlerdi. Hz. Haram b. Milhan şehid edileceğini anlayınca Rabbine; “Ey Rabbimiz! Resûlüne durumumuzu Senden başka bildirecek kimsemiz yok. Selamımızı ona Sen ulaştır. Selam, ona ve ona inanlara olsun.” diye yalvarmıştı.

İşte o an gayp perdeleri açılıp, ötelerin ötesini gören Haram b. Milhan, cennete doğru koştuğunu onlara şöyle müjdelemişti: “Ey Rabbimiz! Kavmimize Sana kavuşmakta olduğumuzu bildir. Onlara deki: “Rabbimiz bizden hoşnut oldu. Bizi de kendinden hoşnut kıldı.”

Yarın; Komşunun tavuğunun komşuya KAZ göründüğü ADA Kıbrıs!