Süleyman Küçük

Süleyman Küçük

Kayıkçı kavgası mankenleri

Kayıkçı kavgası mankenleri

Cumhurbaşkanının çözüm sürecinde yer alması düşünülen izleme heyeti ile ilgili olarak yapmış olduğu açıklamaları siyasilerin her zamanki açıklamaları kabilinden görenler epey yanılmışa benziyorlar.

Başbakan yardımcısının Cumhurbaşkanını tenkit mahiyetinde söylediği sözlerde şimdiye kadar hiç olmadığı kadar epeyce tumturaklı sözler olarak kayda geçti.

Mesele sadece Cumhurbaşkanı ve Hükümet ya da Cumhurbaşkanı ile Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü olan Sayın Arınç arasında geçmesi beklenirken, gerek parti yöneticilerinden gerekse milletvekilleri ile belediye başkanları arasından konuya dâhil olanlarla birlikte hayli renklenmişe ve daha da renkleneceğe benzemektedir.

Bu ara dikkatinizi çekiyor mu bilemem. Konunun birinci derecede muhatabı olan başbakan çok garip bir sessizliğe bürünmüş durumda. Hem de Sayın Arınç’ın açıklamalarında en az üç defa konunun muhatabı hükümettir sözü geçmiş olmasına rağmen.

Hatta kavganın tam ortasına denk gelen hafta sonunda, Cumhurbaşkanı ile bir gece yarısında apar topar çağrıldığı konutta ikili görüşme yapmasına rağmen.

Bir diğer sessizliğe bürünen kişi de, çözüm süreci görüşmelerinin ta en başından beri içinde olan ve hatta heyetle ilgili düzenlemenin fikir babası durumunda olan ve Parlamentoda çözüm sürecinin muhatabı olan diğer parti mensuplarıyla görüşmeleri sürdüren Başbakan Yardımcısı.

Konuşanlar ister bakan olsun, ister milletvekili ve hatta ister belediye başkanı olayın ne tarafı ne de sorumlusudur.

Kendilerini hiç alakadar etmeyen bir konuda görüşleri bile sorulmamışken, ortaya çıkıp cansiperane(!) bir şekilde Cumhurbaşkanını savunmaya çalışmaları ya iş güzarlıktır ya da gelecek endişesi.

Malum seçimler kapıda ve aday adaylığından milletvekili adaylığına geçiş için son düzlüğe girildi.

Milletvekili olanlar tekrar milletvekili adaylığı için sıraya girmiş ve gün sayıyor durumdalar.

Yani göze girecekleri günler bu günler ve onlar da fırsatı ganimet sayıp asıl seçicinin gözüne girmek düşüncesiyle kendilerini ortaya böyle boylu boyunca atıveriyorlar.

Belediye başkanının ise durumu daha da garip.

Hükümet Sözcüsü Sayın Arınç’ın Bakanlar Kurulu sonrası yaptığı açıklamada kendisi hakkında sarf ettiği sözler de yenilir yutulur cinsten değil.

Sosyal medyayı hayli mahir şekilde kullanan belediye başkanının elbette bu sözlere bir cevabı olacaktır. Hatta bir de mahkeme safhası beklenebilir.

Ama bir önceki yazımızda bahsettiğimiz gibi bu olay Cumhurbaşkanı ile Hükümet arasında bir anlaşmalı dövüş yani geçmiştekilere rahmet okutturacak bir seçim manevrası değilse, bu tam anlamı ile bir kayıkçı kavgasıdır.

Yok eğer bu yaşananlar bir seçim manevrası ise, Cumhurbaşkanını savunmakta öne çıkmaya çalışan en başta genel başkan yardımcıları, milletvekilleri ve belediye başkanları olaya boşuna balıklama atlamış durumdadırlar.

Kavganın bu haliyle artık bir siyasi manevra olmadığı yönündeki işaretlere bakarak, bu kavga içteki birtakım kıpırdanışların su yüzüne çıkan tezahürleridir derseniz, iş daha da büyüyecek demektir.

Ama yine de ben size Başbakanın sessiz kalışına dikkat edin derim.

Kavganın dolayısıyla konunun asli muhatabı olan Başbakanın tam anlamı ile sessizliğe bürünüp, bir fuar açılışını bahane ederek parti grup toplantısını bile iptal ederek Ankara dışına çıkması özellikle de Konya’nın Başbakanın seçim çevresi olması pek hayra alamet gözükmüyor.

Bu arada bir şeye daha dikkatinizi çekmek istiyorum.

Ankara da Cumhurbaşkanını cansiperane(!) savunan belediye başkanları ve basın mensupları olduğu gibi Konya’mızda da Başbakanı cansiperane(!) savunan milletvekilleri, belediye başkanları ve basın mensupları olduğunu biliyoruz.

Her fırsatta tv ekranlarında ve gazete köşelerinde fikir beyan eden bu zatı muhteremler neden acaba hem çözüm süreci konusunda hem de Cumhurbaşkanının Hükümeti direk muhatap alarak eleştiride bulunduğu diğer konularda görevlerini hatırlayıp bir şeyler yazıp çizmezler.

Yoksa Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç’ın Melih Gökçek’e saydırdığı gibi kendileri hakkında da geçmişte yaptıkları hataları nedeniyle söyleyeceği/saydıracağı sözlerden mi çekinmektedirler?

Gerçek manken kim, eminin şimdi daha iyi anlamış olmalısınız.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Süleyman Küçük Arşivi