Katliam ve Modernleşme
Saldırı, halk namazda iken gerçekleştirilmiştir. Cemaat ve düğün evi uzun namlulu silahlarla basılmış; yaşlı, kadın, çocuk ve masum demeden öldürmüşler. Aradan on beş dakika geçtikten sonra katiller tekrar gelmiş yaralı olanları öldürmüş.
İçişleri Bakanı’nın bildirdiğine göre, öldürenler ve ölenler aynı soyadı taşımaktadır. Öldürenler ve ölenler korucular.
Medyanın verdiği bilgiye göre, bu menfur saldırının sebebi, iki ailenin arasındaki husumet, kıskançlık, rant kavgası, kan davası, koruculuk sistemi, kızın düşman tarafına verilmesi, töre, feodal yapı v.s.
Zanlılar yakalanmış ve ifadeleri alınmıştır. Verilen ifadelerin en çarpıcı olanı, kan davasını sona erdirmek için karşı tarafın kökünü kurutmaktır!
Bu menfur saldırının sebebi araştırılması gerekir. Sadece yukarıda söylediğimiz sebeplere bağlamak doğru değildir. Sosyo-ekonomik yapı incelenerek bu menfur saldırının sebepleri ortaya çıkartılmalı.
Bize göre bu saldırının sebebi, cehalettir. Cahiliye devri de böyleydi, kabileler arasında cehalet yüzünden savaşlar sürüp gitmiştir. İslam’ın gelmesiyle bu mesele kökünden kurutulmuştur.
Kur’an-ı Kerimde şöyle buyrulur: “Hep birlikte Allah’ın ipine (İslam’a) sımsıkı yapışın; parçalanmayın. Allah’ın size olan nimetini hatırlayın: Hani siz birbirinize düşman kişiler idiniz de O, gönüllerinizi birleştirmişti. Ve O’nun nimeti sayesinde kardeş kimseler olmuştunuz. Yine siz bir ateş çukurunun tam kenarında iken oradan da sizi O kurtarmıştı. İşte Allah size ayetlerini böyle açılar ki, doğru yolu bulasınız” (1).
Bu ayet-i kerimeden anlaşıldığı gibi, gönüllerin birleştirilmesi, ancak Allah’ın ipi Kur’an-ı Kerime ve Sünnet’e sımsıkı sarılmakla mümkün olur. Tarih buna şahittir.
Emeviler, Abbasiler Devri, Selçuklular ve Osmanlılar Devri. Harun Reşid Devri İslam’ın altın çağı idi. Bu devirlerde insanlık cahiliye devrinin, Hz. Peygamber (s.av.) Efendimizin “Veda Hutbesi”nde ifade buyurduğu gibi, faiz gibi çirkin âdetlerin her türlüsünden kurtulmuştu.
Sanayi devrimine kadar İslam âleminde bu gibi menfur cinayetler yaşanmamıştır. Sanayi devriminden sonra batılılaşmanın hız kazanmasıyla birlikte sosyo-ekonomik yapı bozulmuştur. Töre, feodal yapı ve cehalet, Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ne hâkim olmuştur.
Bu bölgenin modernleşmesi ile bu gibi menfur cinayetler sona ermez. Batı’daki gibi çoğalır. Mardin Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Serdar Bedii Omay’ın dediği gibi, bu menfur katliam, bölgenin müzminleşmiş gelenek ile modernleşme arasındaki çözümsüz sosyal problemlerin bir yansıması, sosyal şizofrenik bir hadise değil. Allah’ın ipine sarılmamaktır.
Mehveş Emin, “Hürriyet’in şiddet fetişi” isimli yazısında şöyle diyor: “Şimdiye kadarki en mantıklı yorumu, Mardin Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Serdar Bedii Omay yaptı: 'Bence bu, bölgenin müzminleşmiş gelenek ile modernleşme arasındaki çözümsüz sosyal problemlerin bir yansıması, sosyal şizofrenik bir hadise.
Sosyal şizofreni... İşte kelime budur. Devlet, hukuk, medya; toplumun değişen kodlarına bu kadar duyarsız olmaya ve tutarsız davranmaya devam ettiği sürece, sosyal şizofreni örnekleri çoğalabilir” (2).
Bu görüşe katılmamız mümkün değil. Çünkü Roma kültürü, “kan ve korku kültürüdür.” Batı, arenalarda aslanlara parçalatılan insanların inleyişini büyük bir zevkle seyrediyordu. Onlara bu insanların inleyişi kuş sesi gibi geliyordu.
Türkiye’de işlenilen bu menfur katlim gibi menfur katliamlar, günümüzde Batı’da okullarda işlenmektedir. Mesela Almanya’nın Baden-Württemberg eyaleti Winnenden kasabasında bir okula düzenlenen saldırı da 17 kişi hayatını kaybetmiştir. (3)
Modernleşmekten maksat, burjuvanın dünya görüşüdür. Burjuva, Büyük Fransız İhtilalı ile feodal yapıyı yıkarak ipi eline geçirmiştir. Yani Batı, bir zalimin elinden değer bir zalimin eline düşmüştür. Burjuva’da faiz ve diğer gayri meşru yollarla insanlığı sömürmektedir.
Dünyada bu gibi menfur cinayetlerin müsebbibi modernleşmedir. Yani Batı medeniyetidir.
Tabii bu gerçeği söylemek, yukarıda adı geçen profesörün işine gelmez; çünkü toplum içindeki sosyo-ekonomik statüsünü kaybedebilir.
Dünya, yakında bu gerçeği öğrenecektir.
------------
Kaynaklar
1- Âl-i İmrân:
2- Akşam Gazetesi, 07.05,-.2009
3- Ulusal Kanal: 11 Mart 2009
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.