Kar ile ekmek yemek…!
Hoca Nasreddin’i, iki geveze Akşehirli aralarına almışlar, sözde sıkıştıracaklar;
“Hoca Efendi, senin gibi büyük adamların mutlaka bir icadı olur… Sen bu yaşına geldin söyle bakalım neyi icat ettin?”
Hoca “La havle” çekmiş ama adamlar tam bir nadan…(Cahil, nobran, kaba)Bunlar gibi ehl-i nadana sükût cevap olmaz, mutlaka bir şey demeli…
Hoca Nasreddin kavuğunu düzeltmiş;
“Karla ekmek yemeyi icat ettim ama ben de pek beğenmedim!” demiş…
***
Bugün kimseyi iğnelemeden, sadece kar yazısı yazmak istiyoruz… Kimi görsem kaç gündür ağır bir gribin etkisinde…
Kar imdadımıza yetişti…
Her türlü mikrobu kırdı geçti… İç politikadaki tartışmalar bile yoğun kar yağışı altında eridi gitti… Şehirler, tarlalar, dağlar, ovalar bembeyaza büründü…
***
Toplumun bölük pörçük olmuş neredeyse her kesimi kar ile birlikte ortak bir paydada buluştu Elhamdülillah…
Herkes kardan bahsediyor, yaşlısının gencinin yüzü gülüyor…
Kar gündeme nefes aldırdı…
Ağrıyan, kanayan, sızlayan, ortak acılarımıza tuz gibi bastık, karı…
***
Hoca Nasreddin icadını(!) sakın denemeyin ama şu güzelim kar ile pekmezi bir karıştırın mutlaka… Bu çocukluk tadıyla, çocuklarınızı tanıştırın…
Her bir tanesi, bir meleğin elinden dünyaya gönderilen şu bembeyaz nimet ile emekle, zahmetle yapılmış üzüm pekmezini karıştırın…
Üzerimize karabasan gibi çöken içinde bulunduğumuz gündem, yağan şu tertemiz kar ile kırılır, karsambaç ile ağızlarımız tatlanır inşallah…
***
Cemil Meriç üstat ne güzel veriyor mutluluğun formülünü;
“İnsanlar sevilmek için yaratılmıştır…
Eşyalar ise kullanılmak için…
Günümüz dünyasında eşyalar seviliyor, insanlar kullanılıyor...”
***
İnsanın sevildiği, eşyanın kullanıldığı bir dünyayı yeniden İCAT etmek dileğiyle, ümmetin geleceğini, dağlarımız, ovalarımız gibi bembeyaz yapmaya gayret edenlere, Rabbim yardım etsin inşallah…
Âmin diyin Müslümanlar…