Kadıya kavuk lazım olunca…!
İŞİMİZ ÖLMÜŞLERE KALDIYSA…
Doğu köylerinden birinde, kış kıyamette, adamın birisi ölmüş…
Köylüler cenazeyi kızakla mezarlığa götürüyorlarmış ama daha mezarlığa varmadan, kızak da, öküzler de çamura saplanmış…
***
Köylüler uzaktan öküzlere bağırmışlar çağırmışlarsa da, kimse çamura girmeyi göze alamamış…
O sırada, birisi, bakmış ki; dirilerden hayır yok, ölüye seslenmeye başlamış;
“-Ulan, öldün öldün de, öküzlere bir "Ho!" diyemeyecek kadar mı öldün, mübarek? Kalk bir Ho..!! de ”
***
Kimse çamura girmek istemiyor…
Kendi eliyle dün öldürdüklerinden(!), bitirdiklerinden bugün medet ummayan çalışan bahtsız akılsız, şaşkın bir halimiz var her daim…
Oysa çamura girmeden işlerimizin hallolma ihtimalini çoktan tüketmiş buluyoruz… Hala çamura girmek yerine, çamura adam itmeye çalışmak bizi pislikten kurtarır sanıyoruz…
***
KADININ ZERAFETİ
Kadı’nın biri arada bir içermiş… Bir gün Nasreddin Hoca öğrencileriyle kırlarda dolaşırken, su kıyısında sızmış yatmakta olan Kadı’yı görmüş… Cübbesi bir yanda, kavuğu, sarığı bir yanda…
Hoca cübbeyi sırtına, kavuğu başına giyip, sarığı da sarıp evine gitmiş… Ertesi gün, Kadı kendine geldiğinde, adamlarına buyruk vermiş;
“-Cübbemle sarığımı kimde görürseniz kendisini yakalayıp yanıma getirin!”
***
Az bir zaman sonra, mahkeme binasının önünde, Kadı efendinin cübbesi ve sarığı ile dolaşan Nasreddin Hoca’yı gören mahkeme kollukçusu, Hoca’yı yakaladığı gibi sürükleyerek duruşma salonuna çıkarmış…
Halk ta ne oluyor diye peşlerine düşmüş...
Kadı kükremiş;
“-Bre Hoca, o sırtındaki cübbeyle kavuğu nereden buldun?”
***
“-Dün öğrencilerimle birlikte dolaşmaya çıkmıştık. Derenin kenarında sızmış, körkütük sarhoş, temiz giyimli, efendi görünüşlü bir adam gördük… Cübbesi bir yanda, kavuğu bir yandaydı... Hırsızlar çalmasın diye düşünerek, cübbesi ile kavuğunu alıp giydim… Kadı efendi, sahibini tanıyorsan söyle de verelim.” demiş…
***
Kadı, kendini toparlamaya çalışarak yumuşak bir sesle;
“-Nerden tanıyayım, sen güle güle giymene bak.” demiş…
***
Şimdi nereye bağlayacağız mevzuyu, şöyle etrafınızda gördüğünüz çok sayıda isim birilerinin en derin ayıplarını bildiği için öyle şatafatlı ve kurum içinde çalım satıyorlar… Sen-ben de üzerindekileri kendilerinin zannediyoruz…
Kadıya kavuk lazım olunca asıl gümbürtü kopacak…