Kadınlarımız
Sâdece ülkemizde değil tüm dünya genelinde kadınlar konusunda bir mağdûriyet var. Bu hususta yalnızca kadınlar üzerinden gitmemek gerekiyor. Çocuklar ve erkekler alanında da pek çok mağdûriyetler söz konusu. Bu mağdûriyetlerin başında varlığın aslına bakışın yanlışlığı ve fıtrat kânunlarına aykırı hayat tarzlarından kaynaklanan problemler mevcut. Bugün ne yazık ki insanlar, her varlıktan keyfi ve menfaatleri ölçüsünde faydalanma durumundalar. Menfaat işin içine girince de pak tabi olarak haksızlıklar, istismarlar gündeme gelebiliyor. Bu acı işten kar sağlayanlar için mağdur olanlar umurlarında bile olmuyor. Kadın, erkek, çocuk menfaatçiler adına kullanılırken pek fark etmiyor. Dünya uzun yıllardır hak ve adâlet ölçülerinden uzak yaşıyor, mağduriyet yaşayanlar, zâlimlik görenler asla önemsenmiyor, tüm dünya buna şâhit!
Bu hafta kadın hakları konusu üzerinde durduğumuzdan bugün kadını ve haklarını yine gündeme getirmek istedik. Yarın da ‘Çocuk Hakları’ diyecekler, bu sefer onu yazacağız. Ancak hangi hakkı konuşsak bugünün ölçülerinin varlık haklarına cevap vermediği husûsu önümüze çıkıyor. Hayvan hakları da buna dâhil! Bizler Müslümanlar olarak hatta dünya ciddi olarak; ‘Acaba en son din İslâm’ın kadına bakışı, çocuklara bakışı, hayvanlara ve çevreye bakışı nasıldır?’ diye bir bakması ve incelemesi gerektiği görüşündeyiz.
İnsan yaratılmış en şerefli mahlûktur. Kadın da yaratılan en değerli varlıktır. İnsanlığı yetiştiren en temel değer kadın annedir. İnsana hayat veren, can suyu taşıyan kadındır. Hayâtı süsleyen, ömrü güzelleştiren, güzel duygu akışlarıyla gönlü ışıldatan kadındır. Şefkatli elleriyle, merhametli gönlüyle, detaylı bakışlarıyla kadınlar insan yaşamını bereketlendirirler. Bilinsin ki kadınsız hayat ölgün, sönük, donuk bir hayattır. Hayat kadınla güzelleşir.
Hz. Âdem aleyhisselam cennette sonsuz nimetler içinde meleklerle arkadaşlık ederken can sıkıntısı duydu. Cenâb-ı Hak ona sohbet etsin diye bir erkek değil muhabbet etsin diye bir kadın yarattı. Bu sebeple kadın-erkek birlikte helal çerçevede muhabbet etmeyi, hayâtı birlikte paylaşmayı öğrenebilirlerse problem kalmayacaktır. Her iki cins yaratılış ölçülerine göre dengeyi gözeterek birbirlerinin hak ve hukûkunu ihlal etmediği sürece, Hak katında eşit ve mesul kuldurlar. Hak ihlalleri olmadığı müddetçe problem kalmayacaktır. Mesele kişisel hak ve hukûkun çiğnenmesidir. Bundan da ancak ve ancak dînî kâidelerle kaçınılabilir.
Kadın eş, anne, evlat, kız kardeş, kayınvalide, büyük annedir. Kadın ev hanımı, doktor, öğretmen olarak meslek sâhibidir. Eğitimli-eğitimsiz, kültürlü-kültürsüz, varlıklı-varlıksız hepsi hepsi bizim kadınlarımızdır. Kadınlarımızın her biri ayrı kıymetli her biri baş tâcımızdır.
İffetiyle, vakarıyla, onurlu duruşuyla kıymetlidir kadınlarımız. Yetiştirdikleri karakterli nesilleriyle öğüncümüzdür kadınlarımız. Toplumun kalkınmasına dâima güzel katkı veren pozitif bir unsurdur kadınlarımız. Vatan savunmasına gizli-açık destek sunan şefkat âbidesidir kadınlarımız. Çocuklarımız sevgiyi, cesâreti, doğruluğu, çalışkanlığı, Hakk’a bağlılığı hep anne-kadınlarımızdan öğrenirler. Kadın ailenin can suyudur. Annelik bilinciyle ülke geleceğini şekillendiren temel dinamiktir kadın. Kadına böyle bakılmalı. Kadın her zaman şehveti hatırlatan bir obje değildir.
İşte böylesi pek çok ulvi özelliği ve güzelliği kendisinde toplayan kadının her hususta bilinçlendirilmesi, gelişim seviyesinin artırılması, problemlerinin üstesinden gelebilecek duruma getirilmesi elzemdir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.