Nurten Selma Çevikoğlu

Nurten Selma Çevikoğlu

Kaderdeki hikmetler

Kaderdeki hikmetler

Dünyâda cereyân eden hiçbir şey rastgele oluşmaz. Olumlu ya da olumsuz vâki olan her hâdisede muhakkak bir ilâhi hikmet vardır. Cenâbı Hak en kâmil donatılarla yarattığı insana anlama, idrak etme, bilgi edinme, kabul etme, seçme kâbiliyeti gibi daha nice yetiler bahşetmiştir. Allah Teâlâ’nın yarattığı, idrak gücü verdiği ve hayatta imtihana tâbi tuttuğu her insan bir ölçü ve denge içinde varlık gösterir.

 

Hayatta sıkıntı ve üzüntü imtihanlarımız eksik ol­maz. Böyle imtihan devrelerimizde kadere rıza anlayışımız, teslimiyet ve te­vekkülümüz sağlam olmazsa kısa zamanda hayat­tan usanır, dayanma gücümüzü yitirebiliriz. İnsan yaşadığı sürece kendisinden, âilesinden, en yakınlarından, dostlarından, malından, makâmından sınanacak, başına birçok belâ, musibet ve dert gelecektir. Bunlardan kurtuluş yoktur. İstenmeyen bu hâdiseleri, kazâ ve kader çizgisinde değerlendirilip ibret almalı, Hakk’ı anmalı, hikmete râm olmalıdır.

Belâ, sıkıntı ve musibet gibi görünen şeyler, bizim denenmemiz için mutlak olması gereken hâdiselerdir. Mâhiyetini bilemediğimiz kutsî bir âlemde, bizim için olması gereken şeyler, vakti saati gelince kişilerin kaderleri çerçevesinde cereyân eder. Buna kimse engel olamaz. Kişiye düşen hâdiseleri doğru okumak ve ona göre tavır sergilemektir. İşte kul tam burada imtihan edildiği gerçeğiyle yüz yüzedir. Zâten hayâtın bütünü, tamı tamına imtihandan ibârettir. Ama bâzı olaylar vardır ki, kişiye özeldir. Eğer kişi bunu güzel değerlendirebilirse, bire on yâhut daha fazla olabilecek kârla, başına gelen sıkıntıyı savuşturabilir. Yeter ki olaylar, imtihan şuuruyla değerlendirilebilsin.

 İnanan kişi düşünmeli ki, o belâ ve sıkıntıyı veren kimdir? Dertler ve musibetler, belâ ve sıkıntılar kimden geldi? Kişi hayâtının her hâlinde sürekli bir imtihan durumundadır. İmtihânı tertip eden Allâhü Teâlâ’dır. Kime hangi soruyu soracağını, kimi neyle imtihan edeceğini yalnızca O (c.c) bilir. Kişiye az mal da verir çok da, hastalık sâhibi de eder etmeyebilir de, bâzılarına iş verir kimilerine vermez de, ağlatır da güldürür de. İşte bu veya daha değişik durumlarla insan devamlı imtihan hâlindedir. İmânın şartları içerisinde ‘kadere inanmak’ şartı vardır. ‘Hayır ve şerrin Allah (c.c)’tan geldiğine inandım’ hakikatine gönül veren mümin kişi, kendi kaderi çerçevesinde başına gelen menfi hâdiselere nasıl karşı çıkarak isyan eder? Nasıl ‘Bu kadarı da olmaz’,  diyebilir? Her kaderin bir esrârı vardır.

Kazâ gelince önüne geçilemez, âdeta göz perdelenir. Hatta kişi der ki; ‘Ben bunu nasıl yaptım?’ Bu sebeple inanan kişiler, her zaman Rabb’in kendileri için takdir ettiğine râzı olma ruh hâlinde bulunurlar, olana teslimiyet gösterirler. Hiç kimse Allâhü Teâlâ’nın takdirinin dışına çıkamaz. Kendisi için takdir edilen kazâyı önleyemez. İnanan kişi dâima tedbîri almalı ancak belâyı verenin Cenâbı Hak olduğunu hiç hatırdan çıkarmamalıdır. Kişilere takılı kalmayıp; ‘Şundan dolayı böyle oldu’ yahut; ‘Ah şu kişi şöyle yapmasaydı, ben bu hallerde olmayacaktım’ ya da; ‘Şu deprem felâketi olmasaydı sersefil kalmayacaktık’ gibi sözler, insanı farkında olmadan isyâna sürükleyen düşüncelerdir.

Allâh (c.c)’ın kazâsı da, kaderi de, her işi güzeldir. O’nun lütfu hoşken kazanmasını bilene, kahrı da, hoştur. Seviyeli insan kahırdan da, lütuftan da, istifâde eder. Ama insanlık cevheri zayıf olanlar kahırdan da, lütuftan da zarar ederler. Örneğin mal, evlat, makam bunlar insan için lütufken, mal insanı kibirli yapar makam kişiyi zulme iterse, bu lütuf kaybedilmiş olur. Hastalık bir kahır tecellisi iken, sâhibi sabredip tevekkül ederse bu kahır, kişiye lütuf olarak geri döner. İlâhi tecellilere isyan eden, her zaman zararlı çıkar. İlâhi imtihanın parçası olan hâdiseler bir insanda lütuf ve ikrâma, diğer bir insanda dünyevî ve uhrevî kahır ve felâketlere sebep olabilir. Dolayısıyla kişinin kendi güç ve arzusunun dışında gerçekleşen hâdiselere üzülmek veya sevinmek yerine hikmete nazar etmeli ve ondan istifâde etme yolunu seçmelidir.

Hayırlar ve bereketler mübârek Cuma gününde üzerinize yağsın inşallah efendim.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Nurten Selma Çevikoğlu Arşivi