Sadık Küçükhemek

Sadık Küçükhemek

Kâbe ve Taksim

Kâbe ve Taksim

Taksim’in, Kâbe’ye benzetilmesi Çankaya’nın Kâbe ile eşdeğerde tutulması, Kudüs’ün Musevilere ait olduğu ima edilmesi inançsızlığın ve cehaletin tezahüründen ibarettir.

Bu inançsızlık ve cehalet Tanzimat’ın ürünüdür; çünkü Tanzimat ile Osmanlı’nın ve Osmanlı yıkıldıktan sonra Türkiye’nin kıblesi artık Garp olmuştur. Yani Batı medeniyeti olmuştur.

Bu medeniyeti kendine hayat tarzı olarak seçen malum çevrelerin gözünde artık Kâbe’nin bir değeri yoktur. Güçleri yetse şef döneminde olduğu gibi hacca gitmeyi yasaklarlar. Malumunuz yaklaşık 1950 yılına kadar hacca gitmek yasaktı.

Malum çevrelerin, Çankaya’yı, Kâbe yerine ikame etmeye çalışması, Kâbe’nin söz konusu yerden bir farkının olmadığını zihinlere yerleştirmeye çalışmaktır.

Kemallettin Kamu’nun şu dörtlüğü bunun bir delilidir.
     “Ne mucize ne efsun
      Ne örümcek ne yosun
      Çankaya yeter bize
      Kâbe Arab'ın olsun..."

 Bu dörtlüğe dikkat ederseniz, vahiy ve vahyin ortaya koyduğu bütün değerler silinip atılmakta ve ulusçuluğun simgesi olan Çankaya yerine ikame edilmeye çalışılmaktadır.

 Bu arada şunu söyleyeyim; bu dörtlüğü söyleyen zındık milletvekili olmuştur. Yani Çankaya malum mülhidi ödüllendirmiştir.

 Taksim’i Kâbe’ye benzeten, Kudüs’ün İsrail’e ait olduğunu ima eden kişinin partisini Çankaya barajı aştırarak ödüllendirecek mi göreceğiz.

Milletimiz sağduyu sahibi olduğu için kesinlikle ödüllendirmez. Fakat ortada derin devlet vardır, Çankaya vardır, dış güçler vardır, bunların güçleri yeterse ödüllendirir. Malum parti barajı geçerse bunu böyle değerlendirmemiz gerekir; çünkü yukarıdaki dörtlüğü yazan zındığı Çankaya ödüllendirmiştir.

Kudüs’ün İsrail’e ait olmasını isteyen de Çankaya’dır. Neden? Çünkü vahiy, Kudüs Müslümanların ilk kıblesidir, Hz. Peygamber (s.a.v.) Efendimiz miraca Kudüs’ten yükselmiştir, diyor. Onun için vahyin ortaya koyduğu bütün değerler atılmalı ki Çankaya yaşasın.

 Malum partinin liderinin de Taksim’i Kâbe’ye benzetmesi, Kudüs’ün İsrail’e ait olduğunu ima etmesinin sebebi budur.

 Taksim’de 1977’de bir grup işçiyi öldüren kara kapitalizmdir. Kara kapitalizm, Garp medeniyetinin insanlığı sömürmek için ortaya koyduğu bir aygıtıdır. Buna tepki olarak ortaya çıkan sosyalizm için öldürülen insanlara şehid denilemez. Şehidlik vahye ait bir kavramdır.

 Bu meyanda söz konusu Taksim’de işçileri öldüren kara kapitalizmi şiddetle telin ediyoruz. Bu aygıtın mümessilleri şiddetle cezalandırılmalıdır. Biz, inancı ve düşüncesi ne olursa olsun haklıdan ve güçsüzden yanayız.

Garp medeniyetini kıble edinen zihniyet, faturayı kıblesine çıkarıp ondan hesap sorması gerekirken vahyin değerlerine saldırmaktadır. Öyle şey olamaz.

 Ey Garbı kıble edinen zihniyet haddini bil. Şehid kanıyla yoğrulan bu topraklarda yakında vahyin ortaya koyduğu değerlere saldırabilecek cesareti artık bulamayacaksın; bunu adın gibi bil. Hoşça kalın.  

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Sadık Küçükhemek Arşivi