İşine karışma..!
Son düzlüğe çıkıldı…
***
Sandık sabahına kadar bizden “paso” siyasi yazılara bugünle birlikte noktayı koyuyoruz…
***
Neden?
***
Vatandaş kafasını dinlesin… Aylardır yazıyoruz… Artık yeter…
***
Ama zor anıda işte bu düzlük… Sandığa gidinceye kadar her taraftan envai çeşit dedikodu, haber, yalan, iftira ile peşini bırakmayacaklar… Taa ki atıp kurtuluncaya kadar…
***
Burnunu sokan çok olacak, sık dişini az kaldı…
***
Zamanın birinde padişah ve sadrazam normal bir köylü gibi giyinip ülkelerini gezerlermiş…
***
Yol üstünde bir çobana rastlamışlar... Çoban uzaktan bunların padişah ve sadrazam olduğunu anlamış… Hemen yanındaki kuzuyu kesmiş ve pişirip padişah ve sadrazama ikram etmiş…
***
Bunun üzerine padişah; “Neden bizim için kuzuyu kestin?” demiş… Çoban ise padişahın kendini açığa vermeyip sessiz kalacağını tahmin ederek, “ev sahibinin işine karışılmaz” diye okkalı bir tokat atmış…
***
Padişah kıpkırmızı olmuş, buna çok sinirlenmiş ama kendini açığa çıkartmamak için çobana bir şey yapamamış… Padişah ve sadrazam saraya vardıklarında biz bu çobandan nasıl intikam alırız diye düşünmeye başlamışlar...
**
Sadrazam demiş ki; “Devletlûm biz bu çobanı yemeğe davet edelim… Yemek bittikten sonrada siz tabakları kırarsınız bunun üzerine o da; “ne yapıyorsunuz” der… Siz de; ‘ev sahibinin işine karışılmaz’ diyip ona okkalı bir tokat atarsınız…”
Padişah bu fikri sevmiş ve çobanı saraya yemeğe davet etmiş… Çoban da bu daveti kabul etmiş ve saraya gelmiş… Bir güzel yemeğini de yemiş... Yemek bittikten sonra padişah tabakları kırmaya başlamış…
***
Çoban hiç ses etmemiş...
***
Sadrazam dayanamamış; “Aaa padişaha bak tabakları kırıyor ne kadar ayıp” demiş… Sadrazama dönen çoban; “Ev sahibinin işine karışılmaz” diye sadrazama okkalıca bir tokat atmış…
***
Bakalım sandığın sahibi millet, “Kime işime karışma” diyecek?