Nurten Selma Çevikoğlu

Nurten Selma Çevikoğlu

İman ve Huzur

İman ve Huzur

Yaşadığımız asırda herkeste bir huzursuzluk, mutsuzluk, umutsuzluk gözlemlenmekte. Kişilerde bireysel bazda iç bezginliği, sıkılma, bunalma, ufak şeyleri problem yapma eğilimi hâkim. Tek tek insanlardaki bu mevcut negativite önce ailelere sonrada topluma yansımakta. Dolayısıyla toplumda olumsuz bir hava oluşmakta.

İnsanların huzurlu ve mutlu bir yaşama her şeyden çok ihtiyâcı var. Hayâtı doğru okuyan, okuyabilen hem bu dünyâda saadeti elde eder hem ebedi kalacağı sonsuzluk âlemin de cenneti hak eder. Etrâfımızda bizi çepeçevre kuşatan güzelliklere iyi bakarsak fark edebiliriz. Yaşamımızdaki farkındalıklarımız güzellikteki ölçülerimizi belirler. İnsan şöyle bir beş parmağına baksa birisi eksik olsa (Allah korusun) gözlerimiz görmese, kulaklarımız duymasa, kötürüm olsak ayağa kalkamasak… Düşünsenize bu saydığımız eksiklikler sahip olduğumuz tamam olan güzelliklerimizi belgelemez mi? İllâ bu sahip olduğumuz güzellikleri kaybedince mi onların ne büyük bir nimet olduğunu anlayacağız? Şükürler olsun. Hamd olsun âlemlerin Rabbine. Sağ ve sağlamız. Bu ne büyük güzellik! Sağlık bir emânet ve bir güzellik görmesini bilene…
Akıl, fikir, düşünme, idrak etme, anlama ya bu güzelliklere ne demeli? Peki ya îman nimeti! Îman nimetine sâhip olan hidâyete eren ne büyük güzelliklerin içinde! Evet, evet insanın en büyük güzelliği iman olsa gerek. Îman en mükemmel güzellik! O zaman her îmâna sahip insan mutlak ve sonsuz bir güzellik içinde.
Îman, yüreklerimize ve ruhumuza rahmet damlaları döken ilâhi bir duygudur. O, günümüz insanlarında bulunan her çeşit hastalığa en faydalı devâdır. Îman köhnemiş gönülleri, kirlenmiş ruhları, paslanmış kalpleri temizleyecek yegâne iksirdir.
Sıkılan, bunalan, daralan îmanla rahatlar. Kurtuluş ümidi olmayan, karanlıklar içinde bocalayıp duranları huzur ve emniyete ulaştıran, insanları kula kul olmaktan kurtaran, zâlimin zulmünü engelleyen, bizleri esâret zincirinden kurtaran îmandır.
Îman hayatın tadına varmaktır. Îman kalpleri aydınlatan tek ışıktır. Îman hem nurdur hem kuvvettir. Yaşam enerjisidir. Îman ümittir. Ümit ufuktur, gelecektir. Ama gerçek îman, hakiki îman… Şimdi diyeceksiniz ki; ‘Îmânın sahtesi olur mu?’ Hayır, hayır… Îmânın güçlüsü ve zayıfı olur. İnsan, imânın lezzetine varmak istiyorsa imânını güçlendirmeli. Güçlü bir îmanla bugün ancak hayâtın problemlerinin üstesinden gelinebilir.
Ümitsizlik ve yeise düşmek îmansızlığın alâmetlerindendir. Îmansızlık insanın yıkılışıdır. Îmansızlık hafızayı zayıflatır, düşünceleri dumura uğratır, zekâyı sıfırlar, insanı tüketir. Böylesi insanlar hayatta hep yıkık, dökük ve karamsardırlar. Onlar âdeta yaşayan ölü gibidirler.
Îmansızlık; huzursuzluktur, mutsuzluktur, kula kulluktur. Hayâta menfi bakıştır. Tersliktir, olumsuzluktur. Gamdır, kederdir, elemdir, ateştir îmansızlık. Kutsal kitâbımızda şöyle buyuruluyor: “ Kim Allah’a ve Peygambere îman etmezse (bilsin)ki, şüphesiz biz kâfirler için çılgın bir ateş hazırladık.” ( Fetih, 13) Yâni îmansızlık burada ateş olduğu gibi sonsuzluk âleminde de ateştir. Putlaştıracak derecede aklına güvenen insanın aklıyla îmana gelmemesi kendisi adına ne büyük kayıptır!
Diğer yazımızda bu hususa devam edeceğiz şimdilik hoşça kalın, Îmanla kalın efendim. Hayırlı cumalar.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Nurten Selma Çevikoğlu Arşivi