Avrupa’nın en gözde başkenti Fransa-Paris’te DAEŞ tarafından geçekleştirilen hâdiseyi herkes gibi bizde kınıyoruz. Ülkelerin yaptığı yanlış politikalar yüzünden insanların canlarıyla bunun bedelini ağır bir şekilde ödemeleri haksız bir neticedir. Terörün hiçbir şekilde haklı bir gerekçesi olamaz. Terör hangi ülkede nerede ve kim tarafından yapılırsa yapılsın hep kötüdür, acı neticeleri vardır. Biz ülke olarak bunu yıllardır çektik ve hâlâ da kurtulmuş değiliz. Ancak dünya bu kafayla devam edip zulümler yaygınlaştıkça terör de yaygınlaşıyor ve daha da devam edecektir.

Başta saldırının gerçekleştiği Fransa ve diğer Batı ülkeleri şokta! İngiltere ve Almanya sıranın kendilerine gelmesinden kaygılı! Onlar da derhal tedbir ve önlem almaya başladılar. Fransa haklı olarak ülkede ulusal yas ve sıkıyönetim ilan etti. Artık bundan sonra tedbir alıyorum diye yoldan geçen her Müslüman’ı tutuklamasa iyi! Fransa’da yaşayan Müslümanlarda suçluluk psikolojisine girecekler ne yazık ki. Ancaaak,

Bunların ve daha kötülerinin olabileceği âşikar.

Sen Ortadoğu coğrafyasında gerçekleşen zulümlere seyirci kal, sonra da ağla…

Bilhassa Nato ve Avrupa ülkeleri, ABD, Nato ve diğerleri İslam ülkelerindeki teröre elini-dilini uzatma sonra yangın, kendine dönünce vâveylâ kopar. Biz de haklı bir söz var; ‘Alma mazlumun âhını çıkar aheste.’ İşte Avrupa tam da burada! Yıllarca ne mazlumların âhını aldı. O ahların altında ezilecekler yakın zamanda. Bundan kaçış yok.

İsrâi’in Gazze’ye haksız yere saldırılarını, kâtil Esed’in mâsum sivil halkı katledişini, zâlim Sisi’nin icra ettiği tüm yanlışları bir kez dahi olsun kınamayan Nato Fransa saldırıları için jet hızıyla kınama yaptı, açıklama ve bildiri yayınladı. Bu ne haksızlık?

Bu saldırılar Lübnan’da, Tunus’ta, Yemen’de, Irak’ta, Sûriye’de olunca önemli değil, bir şey olmaz. Nasılsa ölenler Müslüman, binler eskilse ne var bunda? Türkiye’de son otuz yılda neredeyse elli bin insanımız öldü. Bir şey olmaz, ölsün ne var ki ölenler nasılsa Müslüman. ABD, PYD’ye güyâ DAEŞ’le mücâdele adı altında tam 50 tonluk silah verdi. Ne için? İnsan (=Müslüman) öldürmek için. Bu da bir nevi terördür.

Peki, geçen ki saldırı da Fransa’da gerçekleşmişti. Bu sefer yine Fransa seçildi. Bu tesâdüfi olamaz. Fransa cumhurbaşkanı Holland PKK’nın ileri gelenleriyle bizzat kendi sarayında görüşmeler yapıyordu. Neden? Terör örgütü mensupları Fransa’dan destek istediler. Bu ne demektir? Bu teröre destek verdiğini göstermek demektir. Sen teröre açık veya örtülü destek verirsen bu iş bumerang gibi gün gelir döner seni de vurur sonra bunu faturasını bir şekilde ödersin. Ankara’daki terör saldırısında Batı ne denmişti; ‘çok üzüldük, yanınızdayız.’ Biz de inandık, üzüldüğünüze!

Saldırı doğru okunmalı. Son yıllarda ABD tarafından katledilenlere bakmak lâzım! Amerika Afganistan’da 3,4 insanı, Irakta bir milyonu aşkın insanı katletti. Esed ve Sisi’de ha keza diğer İslam ülkelerinde ölenler hatta Sûriye’de yasak gazlarla ölenler bunlar sıradan işler pek tabi. Artık da alıştık. Batı ve özellikle Fransa teröristleri ‘özgürlük savaşçıları’ olarak görüyor. Kendilerinin katlettikleri terör olmuyor mu?

Bir de meseleye şu boyutla bakmalı; Fransa ve diğer ülkelerde terörü gerçekleştiren saldırganlar acaba hangi sâiklerle bu işi yapıyorlar ve nasıl bu hâle geldiler? Cevâbı biz de söyleyebiliriz, devamlı zulme uğrayan insanlardaki öfke patlamasının sonucudur bunlar. Bu elbette ki bir terör işi ama arkasındaki derin istihbaratı görmek gerek. Fransa gibi Avrupa’nın en önemli ülkesinde 7 ayrı noktada eş zamanlı gerçekleşen bir organizasyondan bahsediyoruz, bu basit bir iş değil. Ortadoğu’da gerçekleşenler gün geliyor Avrupa’nın göbeğinde oluyor, düşündürücü bir ikaz bu doğrusu!

Unutulmasın ki; ‘Rüzgar eken fırtına biçer.’ Şiddet eken şiddet biçer. Ortadoğu’ya İslam ülkelerine kin ve nefret ekeceksin, Müslümanı Müslüman’a boğazlatacaksın sonra dönüp arkadan kıs kıs güleceksin. Seni gizli-görünür zâlim seni. Bugün ektiklerinin neticesidir başına gelenler ve daha yarın da ne geleceği belli değildir. Gün ola harman ola!