İçişleri Bakanı Süleyman Soylu
Recep Çınar
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu
Süleyman Soylu...
Bu ülkenin İçişleri Bakanı...
Bugünlere tırnakları ile kazı kazıya geldi...
Emmisiz, dayısız ve de minnetsiz...
Takdir edersiniz etmezsiniz, seversiniz sevmezsiniz, icraatlarını alkışlar ya da alkışlamazsınız...
Bilemem...
Ama ben kendisini takdir ediyor, yetmiyor alkışlıyorum...
Demokratik Parti Genel Başkanlığı yaptığı dönemlerde de kendisine kanım ısınmış, Türkiye'nin farklı bir siyasetçi profili ile tanıştığını gözlemlemiştim...
Trabzonlulara karşı bir sempati duymam ve kendisinin de Trabzonlu olması sevgimi ikiye katladı...
İstanbul doğumlu olmasına rağmen...
xxx
Kabinede iki Bakanı yakından takip ederim...
Birisi Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç, diğeri ise İçişleri Bakanı Süleyman Soylu...
İkisinin de ağzı laf yapıyor, ama lafları ağızda kalmıyor, yani laf olsun diye konuşmuyorlar...
Kelimeleri yuvarlamıyorlar...
Mesajları net...
Dobra...
Özellikle Süleyman Soylu...
Uzun zamandır yazmak istiyordum, bugüne nasip oldu...
Klasik bakanlardan değil...
Bakan gibi bakan yani...
Terörün her türlüsüyle mücadele ediyor...
O konuşurken insan kendini güvende hissediyor...
Yukarıda da söyledim ya, laf olsun diye konuşanlardan değil...
Lafları düşmana kurşun, dosta güven veriyor...
"Omuzum yamızım" demiyor...
Yan yollara dalmıyor...
Ne söyleyecekse ya da ne yapacaksa direk söylüyor veya yapıyor...
Ve en önemlisi de benim, yani sokaktaki Türk insanının duygularına, düşüncelerine tercümanlık yaparak, bayrağı da en önde kendisi taşıyor...
"Keşke daha önce bu görevin başında olsaymış" dedirtmesi boşuna değil...
Çünkü, muktedir...
Dolayısıyla da seviliyor...
Partilisi de seviyor, partisizi de...
Havada uçan da seviyor, karada kaçan da...
Kar da yürüyüp izini belli etmiyen de...
Bu ülkede "huzur" diyen, bu ülkede "şehidimin kanı yerde kalmadı" diyen, bu ülkede "acımı dindirdi" diyen herkes Süleyman Soylu'yu seviyor...
İnkar eden çarpılır...
Olay yeri inceleme gibi...
Gece ya da gündüz farketmiyor...
Mekan ve mesafe gözetmeksizin sahada...
Koltuğunu ısıtanlardan değil...
Kelle koltukta, 7/24 mesaide...
Olaylara farklı bakan, gören ve müdahale eden bir muktedir...
xxx
Gecikmeli de olsa, bana bu yazıyı ve övgüyü yazdırmasının elbette bir sebebi var...
Yılbaşı gecesi 39 canı hayattan koparan Reina katliamcısını, onca homurdanmalara rağmen, tereyağından kıl çeker gibi, hem de sağ olarak ele geçiren "Emniyet Teşkilatı"nın başında olması, takdire şayan değil mi?
Minnet duyulacak bir iş yaptılar...
Diyeceksiniz ki, onların işi bu...
Eyvallah...
Elbette işleri bu...
Ancak, derdest ettikleri sadece bir terörist değil...
Bu zalim teröristin arkasında kimlerin olduğunu da ıskalamamak lazım...
Sadece vitrindekini değil, mutfaktakileri de enselediler...
Uzatmayacağım; Asil, Soylu ve yürekli siyasetçilere o kadar çok ihtiyacımız var ki, umarım Süleyman Soylu gibilerin sayısı artar.