Hoşgörü Başkenti Konya
Şimdilerde derin bir sessizliğe bürünen belediyenin ortaya attığı bir slogandı HOŞGÖRÜ BAŞKENTİ KONYA tanımlaması.
Kimin ne adına hoşgörü gösterdiği belli olmadığı, gibi kimin ne adına ürettiği de belli değildi bu sloganı.
Bu slogandaki HOŞGÖRÜ kelimesinden murad Hz. Mevlana(ks)nın fikri ve zikri ise bu sloganı üretenlerin Hz. Pir(ks) hiç tanımayan kişiler olduğu ortaya çıkar.
Eğer maksat son zamanlarda hemen her şeye yakıştırıldığı gibi Hz. Pir(ks) e de yakıştırılan ütopik Hoşgörü ise, en başta Hz. Mevlana(ks) bu tür bir hoşgörü ile birlikte anılmaması gereken ilk kişidir.
Konya yıllardır komşu ülkelerde yaşanan savaş ve işgallere karşı hassasiyet gösteren şehirlerin başında gelir.
Bosna ve Çeçenistan örneklerinde olduğu gibi Suriye’deki yaşanmakta olan zulümde de hassasiyeti ile ön plana çıkmıştır.
Ama son zamanlarda Belediyeler ve STK lar Bosna ve Çeçenistan örneğinde olduğu gibi bir daha hassas bir davranış içinde değiller.
İHH benzeri bir iki kuruluş haricinde ve en azından topluma yansıyan şekliyle dıştan bakılınca öyle gözüküyor.
Son yaşanan gerginlikler sebebiyle STK ve Belediyelerin suskunluğunu anlamak mümkün değildir.
Bu nedenledir ki; STK ların işin sosyal boyutunu Belediye üstlenmeli diye kenara çekilemeyecekleri gibi, Belediyeler de iş asayiş meselesidir ve asayiş konusu da kolluk kuvvetlerini ilgilendirir diye kenara çekilmemelidir.
Asayiş olayları bu boyuta gelmeden ve daha dün denecek kadar yakın bir zamanda Suriye’den gelenler Muhacir pozisyonundalar, biz de Ensar pozisyonundayız diyerek mangalda kül bırakmayanlar nedense bu günlerde ortalarda gözükmemektedirler.
İşin daha da esasına inilecek olursa, Başta belediyeler olmak üzere devletin ilgili birimleri ta en baştan işi sıkı tutmadıkları için sıkıntının bu boyuta ulaştığına inanıyoruz.
Mesela Belediyeler ve STK lar Suriyeli geçici barınma için şehrimizde bulunanların ödedikleri kiraların fahiş fiyatlara ulaşması için çalışma yapabilirlerdi.
Mesela yine STK ve Belediyeler Suriyeli kardeşlerimizin belli mahalle ve semtlerde yoğunlaşmalarını da önlemeye yönelik bir takım faaliyetlerde bulunabilirlerdi.
Üstelik geçmişte Afrika’dan getirilen sığınmacılar sebebiyle azda olsa yaşanan bir tecrübe varken.
Bizce hala zaman geçmiş değil.
Bu yazılanlar asla araba devrildikten veya tekerlek kırıldıktan sonra yol gösteren çok olur atasözündeki mana gibi görülmemelidir.
Konya Suriyeli Muhacir kardeşlerine gerçek manada Ensar olmamıştır, olamamıştır.
Bu en başta Muhacirlere evlerini kiralayanların ve özellikle sanayi kesiminde çalışanlara ödenen ücretlerdeki rakamlara bakılarak görülebilir.
Suriyeli Muhacir Kardeşlere karşı yapılan suçlamalar nedeniyle anlayamadığımız asıl kesim, en küçük bir kıvılcımdan bir yangın çıkarmak isteyen yerli ve yabancı kesimdir.
Haydi, yabancılar bu ülkeyi ve bu şehri karıştırmak için ellerinden gelenleri yapacaklar da, bizim arkadaşlara ne oluyor acaba diye sormak geliyor insanın içinden.
Özellikle de Vatandaşlık gibi bir kavramı dillerine dolayarak yangına körükle giden, İslam Enstitüsü mezunu birkaç öğretmen arkadaşa ne oluyor?
Üstelik de güya adı HOŞGÖRÜ BAŞKENTİ ne çıkmış KONYA’da
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.