Süleyman Küçük

Süleyman Küçük

Histrionik Belediyecilik

Histrionik Belediyecilik

İster milletvekili seçimleri olsun ister yerel seçimler olsun ortamın puslu havasından kendine menfaat elde etmek isteyenlerin teşvikleriyle pek çok kişi ya kendini olduğundan fazla görür ve gösterir ya da öyle gösterenlere “Durun yahu, bu tarif ettiğiniz kişi ben değilim” diyemeyecek hale gelir.

Tıpta belki bu durumun daha başkaca ve farklı tariflemeleri olabilir.

Ama etrafınıza bir bakın bakalım, aşağıdaki tariflere uygun kişilerden son Belediye Başkanlığı ve önümüzdeki milletvekilliği aday adaylığı serüveninde kaç tanesine rastladınız?

Narsistik kişilik bozukluk, bir insanın aşırı şekilde kişisel yeterlilik, güç, prestij ve kendini üstün görme ile zihinsel olarak meşgul olup bu durumun kendisine ve başkalarına verdiği yıkıcı hasarı görememesine neden olan bir kişilik bozukluğudur diye tarif edilmektedir.

Tıp uzmanlarının tahminlerine göre normal zamanlarda toplumun %1 gibi bir kesiminde bu kişilik bozuklukları görülebilmekte iken nedense seçim zamanlarında kendilerini böyle zan eden ve tanımlayan kişilerin sayısı hayli artmaktadır.

Bir çeşit hastalık olarak ilk kez 1968 yılında formüle edilen bu rahatsızlık daha bilinen adıyla megalomani olarak da adlandırılır ve egosantrizmin oldukça sert bir formudur diye de tarif edilir.

Yine tıp çevrelerinde bunun tam tersi olarak tanımlanan Histrionik kişilik bozukluk ise genellikle yetişkinliğin ilk dönemlerinde başlayan, aşırı duygusallık ve dikkat çekmek, çevresi tarafından onay arama ihtiyacının yüksekliği ile kendini belli eden kişilik bozukluğu olarak tanımlanmaktadır ve Histrionik kişiliklerin Narsistlerden farklı olarak çevreleriyle ilişkilerinin her dakikasına daha çok dikkat dikkat ettikleri bilinmektedir.

Seçim zamanlarında arzı endam ettikleri görülen bu kişiliklerin belirtileri ise şöyle sayılmıştır:

Başkalarının ilgi ve muhabbetlerini çekebildikleri sürece canlı, neşeli, şevk dolu ve cilveli veya çapkın, kendileri grubun odağı olduğu sürece insani ilişkileri kuvvetlidir. Duygularını etkileyici tarzda dışa vururlar. Bunun yanı sıra egosantrizm, kendine düşkünlük, sürekli takdir arzusu ve ihtiyaçlarına ulaşmak için sürekli psikolojik manipülasyonda bulunurlar.

Bu kişilik bozukluğuna sahip olan kişiler, tolum nazarındaki kendi gerçek kişisel durumlarını gerçekçi olarak değerlendiremezler ve karşılaştıkları güçlükleri abartma ve dramatize etme eğilimi sergilerler. Kolayca sıkıldıklarından çok sık iş değiştirebilirler ve hayal kırıklığı sorunu yaşarlar. Yenilik ve heyecan arzularından dolayı kendilerini ve içinde bulundukları grupları tehlikeli durumlara sokarlar. Bu unsurlar onların daha büyük depresyona girmelerine sebep olabilir.

Bu ruhi sıkıntılar içinde bulunan kişiliklerde aynı zamanda şu belirtiler de sıkça görülür:

- Yaptığını abartılı bir şekilde reklam eden teşhirci bir davranış.

- Bulunduğu pozisyondaki sıkıntılı hali nedeniyle karşı taraftan sürekli tatmin görme veya onay arayışı.

- Kişisel duygularını aşırı şekilde göstermek ve olayları dramatize etmek.

- Karşı cephede yer aldığını düşündüğü kişilerin en küçük bir eleştirisini bile aşırı duyarlılıkla karşılamak.

- Başkalarının hatalı taraflarını göstermelerine karşın kendi kişiliğinden duyduğu gurur nedeniyle iş ve işlemlerinde değişime karşı isteksizlik ve hatta herhangi bir değişim teklifini tehdit olarak algılamak.

- Bulunduğu toplum içinde sürekli ilgi merkezi olma ihtiyacı nedeniyle somatik belirtileri kullanarak dikkati üzerine çekmeye çalışmak.

- Ani alınmış kararlar nedeniyle ortaya çıkan hayal kırıklıklarına karşı düşük tolerans gösterme eğiliminde olmak..

- Yüzeysel veya abartılı olan duygusal hallerinin hızlı değişimi nedeniyle insani ilişkilerinde arka plan arayışında olmak.

Tıp otoritelerine göre yukarıda sayılan 2 tür hastalığın kesin sebepleri tam olarak bilinmemekle beraber, ailevi problemler ve genetik sebeplerin etkili olabileceği ifade edilmektedir.

Mahalli seçimlerin üzerinden henüz bir yıllık bir zaman geçmiş olmasına rağmen, Milletvekili seçim ortamına girilmek üzere olduğumuz şu günlerde, seçime katılacak kişiler olan aday adayları ile daha bir yıl öncesinde seçim tecrübesi yaşmış olan belediye başkanlarına tekrar alıcı gözle bir daha bakın bakalım.

Histrionik kişilik bozukluk kadınlarda mı, erkeklerde mi daha çok ortaya çıkmaktadır?

Veya toplumumuzda Histrionik kişilik bozukluk, bazı benzer belirtilerle birlikte narsistik kişilik bozukluğu olarak mı daha çok görülmektedir acaba?

Ya da insanların seçildikten sonra mı bu özellikleri daha bir ortaya çıkıveriyor?

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Süleyman Küçük Arşivi