Hiç Değişmedi
Gözümüz kulağımız ABD’de olan bitene dönmüş vaziyette.
Okyanus ötesinde işsizlik ne oldu, yatırım ve teşvik paketleri onaylandı mı?
Üstelik sadece biz değil gelişmekte olan her ülkede durum aynı.
Bunun çok basit bir sebebi var aslında.
ABD yerel para biriminin dünya genelinde rezerv para olarak kullanılıyor olması, bizde 2001 krizi olarak adlandırılan ekonomik kriz sonrasındaki döneme denk gelen dünya genelindeki parasal genişleme, para bolluğundan kaynaklanan ve özellikle pandemi süreci ile birlikte baş gösteren enflasyon.
Ne yazık ki bu sebepler, ABD verilerini bizim için önemli bir hale getiriyor.
Ancak madalyonun diğer tarafına baktığımız zaman gelişmiş ekonomi dediğimiz ABD için de enflasyon konusunun kronikleşmeye başladığını görüyoruz.
Son yılların en yüksek seviyesinde yaşıyorlar enflasyonu.
Bizim enflasyon sorunumuz daha derin ve zorlayıcı.
Özellikle 2018 yılında yaşadığımız Rahip Brunson olayı ile bozulan kur dengesi ne yazık ki ülkemizi hem yüksek kur hem de yüksek faiz sarmalında zorluyor.
Dış ticaret hacmimizi, üretim maliyetlerini, işçilik giderlerini ve hatta gelir dağılımındaki adaleti bozup taşları yerinden oynatan bu denklemin süreci ne kadar zorlaştırdığını hepimiz görüyor ve yaşıyoruz.
12 Ağustos bizde para politikaları açısından kritik tarihlerden birisi.
Ben yazımı kaleme aldığım sıralarda henüz sonucu açıklanmamış olan TCMB PPK toplantısı sonrasında politika faizi olarak bilinen bir haftalık repo faiz oranları belirlenecek.
Paranın maliyeti olarak değerlendirebileceğimiz bu veri pek çok konuyu netleştirecek.
Merkez Bankası Başkanı SN. Kavcıoğlu uzun zamandır dile getirdiği sıkılaştırılmış para politikalarını mı devam ettirecek?
Yani faizi (TÜİK’in açıkladığı) enflasyon üzerinde mi tutacak yoksa Cumhurbaşkanı’mız SN. Recep Tayyip Erdoğan’ın geçtiğimiz günlerde katıldığı bir canlı yayında da işaret ettiği gibi faizi aşağı çekerek bu politikadan vazgeçtiğini mi gösterecek?
Ne şiş yansın ne kebap tercihi var birde.
Bu tercihte, açıklanan enflasyonun %19 olan politika faizinin hemen altında %18,95 olması ile bir süre daha sabit tutulması. Aradaki 0,05 puanlık fark Merkez Bankası’na bir aylık süre daha sağlayabilir.
Okuyucularımın bildiği üzere para politikalarına bakış açım bellidir.
Hiç değişmedi.
Reformlar ve üretim hamleleri ile desteklenmeyen para politikaları uzun vadede işe yaramayacak.
Aracımıza koyduğumuz 50 TL’lik benzin ile bir sonraki istasyona ulaşamıyorsak çözüm ya benzin fiyatlarının ucuzlamasını sağlamaktır ya da araya bir benzin istasyonu daha yapmaktır.
Biz her zaman araya yeni benzin istasyonları yaptık.
Bu yüzden faiz kararının sonucu değil, bu kararlar hangi reformlar için yapılıyor kısmı daha önemli.
Saygılarımla.