Helal Gıda
Her türlü menfiliğin hiç acımadan boca edildiği insanoğlu, gelişen çağa gelişen teknolojiye ayak uydurmak için hızla bir değişim savaşı veriyor. Belli odaklar, çeşitli kurum ve kuruluşlar yıllardır maksatlı olarak hedef seçtikleri insanı değerlerinden koparmak, kalitesiz davranışların ona hâkim olmasını sağlamak adına çok çalıştılar. Her kanaldan olumsuzluklarını insafsızca insana fark ettirmeden yerleştirdiler. Kadınlarımızı bozarak ailenin temelini dinamitlediler. Akrabalık ilişkilerini zedelediler. Gençleri her türlü ahlaksızlıktan hoşlanır hâle getirdiler. En küçüğünden büyüğüne kadar insanların kafalarını müzikle doldurarak onları düşünemez duruma soktular. Gıdalarla oynayarak helal olmayan şeyleri ve şüphelileri de bizlere yedirerek bilinmesi gereken en temel gerçekleri âdeta akıl edemez olduk. Üzerimizde oynanan oyunları sorgulama bilincini kaybettiğimiz gibi koyun gibi her önümüze sunulanı kabullendik. Alladılar, pulladılar, yaldızlı kağıtlarla önümüze haramları büyük bir nezâketle takdim ettiler. Bizde aldık hemen kabullendik ve teşekkür dahi ettik. Son günlerde özellikle İsrâil GDO’lu ürünleri, haram madde içeren gıda mâmüllerini çarpıcı ambalajlarla promosyon ürünü olarak 1 milyoncuların vitrinine koydu. İnsanlarsa düşüncesizce hiç almazsa ucuz diye alıp kullandılar. Etrafımızdakilere bunu dillendirdiğimizde, ‘Ne yapalım ucuz ürün hem de kaliteli’ diye çeşitli bahâneler öne sürdüler. Kalite anlayışımız dahi değişti.
Helal gıda inancımızca pek mühim. Ancak helal gıdayla beslenen insanlar doğru davranışlar geliştirirler. Büyüklerimiz, ağza giren gıdanın helal olmasına çok önem verirlerdi. Eski annelerimiz daha hâmile iken toplu iğne başı kadar haram gıda yememeye özen gösterirlerdi. Annelerin bu hassâsiyetleri çocuklarına yansırdı. Şimdi öyle mi ya? Af edersiniz halk arasında âmiyâne bir tâbir var ve benim hiç hoşuma gitmez; ‘Nerde beleş, git oraya yerleş’ Bu nasıl hatalı ve gâyet nezâketsiz bir davranış şekli!
Günden güne gelişen ve değişen dünyâ, insana birçok kolaylığı ve konforu getirmesinin yanında pek çok problemi de berâberinde getirmiştir. Okumayan, araştırmayan, sâdece önüne sunulanlara kanan, aldanan ve inanan insan ne yazık ki bugün doğru bir duruş sergileyemiyor. O, bugün yalnızca dinlemek ve seyretmekle yetiniyor. Yediğine, içtiğine ve bulunduğu olumsuz ortamlara dikkat etmiyor. Böylesi menfi ortamda da elbette müstesna şahsiyetler, en kâmili temsil eden kaliteli insanlar, dâhi derecesinde zekâya sâhip insanlar bugün yetişemiyor.
Tekrar ediyoruz, helal gıda yemek çok mühim. Sahâbe efendilerimizden Hz.Ebu Bekir sıddîk(r.a) boğazından aşağıya bir yudum haram gıda girmemesine son derece dikkat ederdi. Bir gün böyle bir gıda yediğini öğrenince hemen o yiyecekleri dışarı atmak için gerekli mücâdeleyi gösterdi. Ayni gayret bizlere hâkim olmadıkça iflah olmayız.
Geçenlerde gazetelerden birinde bu hususla ilgili dikkate değer bilgiler gördüm ve bu bilgileri sizlerle paylaşmak istiyorum faydasına binâen. Önce helal kesim yapan tavukçulukla ilgili yeni gelişen bir sektörün yaptığı hayırlı çalışmalar konusunda sizleri bilgilendirelim istiyoruz. Ve bizler de bu kuruluşların ürettikleri helal ürünleri almaya özen gösterelim inşallah diyoruz.
Mümkünse kendimiz hem ferdi hem memleket olarak helal ürün üretme çabasında olalım. Unutmayalım her helalde sağlık şartı da mevcut olmalı. Bu şartları sağlayarak insanımıza güzel hizmetler sunalım. ‘İnsanlara faydalı olan kişi hakiki insandır’ evrensel prensibi bizim dinimizin kurucusunun dünyâya sunduğu bir ibret pankardıdır. Şimdi müsâdenizle geçiyorum yazıyı aktarmaya efendim:
“Kuş gribinin izlerini hızla silen tavukçuluk sektörü, altın çağını yaşamaya hazırlanıyor. Bolu merkezli beyaz et sektörünün öncü kuruluşlarında ‘Beypiliç’, tavukların kesiminde önemli bir değişikliğe gitti. Firma, dînî kurallara riâyet edenlerin endişelerini gidermek için makinelerinin tamâmını yenileyerek kesimlerini İslâmî usullere göre yapmaya başladı. Bu konuda açıklamalar yapan Beypiliç Genel Müdürü Dr.Said KOCA; “İslâmî kurallara göre ne yapılması gerekiyorsa hepsini yerine getiriyoruz.” Diyor.
Şirket, helal kesim için Diyânet İşleri Başkanlığı’ndan İslam Kalkınma Örgütü’ne(İKO) kadar birçok dînî kurumdan DANIŞMANLIK almış. Bu husus bizce çok önemli. Piyasaya her sürülen yeniliğin Müslümanlar adına uygun olup olmadığını tespit etmek için böylesi ‘Danışmanlık’ müesseselerine memleketimizin âcilen ihtiyâcı var. Ama diyeceksiniz ki, burası laik bir ülke. Dinle idâre edilmiyor. Tamam, fakat bu ülkede Müslümanlar yaşıyor. En azından kurala dikkat edenler için böyle bir müessese bulunsun yine de yapmayanlar yapmasın. İnananlar; iç huzuruyla yesin, içsin, yaşasın. Zâten demokrasinin gerçek târifi de bu değil mi? Meselâ, Müslüman hanım efendiler için dış kıyâfet satan mağazalar, dış kıyâfetin nasıl olması gerektiğine dâir sahasında ehil görevlilere danışarak giyim şekli tasarlanarak piyâsaya sunulsa her kafadan bir ayrılıkçı ses çıkmamış olur. Kıyâfette bugünkü gibi çok çeşitlilik ve rüküşlük olmaz.(Bu konuyu geçen hafta Kon TV’de kıymetli Orhan ÇEKER hocamız da vurgulamıştı.) Neyse tekrar konuya dönelim;
Tavukların İslâmî kesimleri hususunda doyurucu açıklamalarda bulunan Dr.KOCA; “Tavukların makineyle kesim yerine elle kesildiğinde ‘Besmele’ çekilmesi gerektiğini fakat bugün bunu yapamadığımız için tüm cihazlarımız ilk çalıştığında ‘Besmele’ çekiliyor. Makinelerin ara durmalarından ve molalardan sonraki tekrar kalkışlarında yine ‘Besmele’ çekiliyor. Bu kesimleri yapan makinelerin adının ‘İslâmî kesim yapan makine’ olduğunu ve bu şekliyle piyâsaya sürüldüğünü” aktarıyor.
Gerçekten bu haberi okuduğumda çok sevindim. Beni düşünen bu kardeşlerimden Rabbim razı olsun. Sayılarını çoğaltsın dedim.
Yanı sıra helal gıdanın önemini hatırlatmak adına şu haberde ilgimi çekti. “HELAL GIDÂDA TÜRKİYE LİDER OLSUN” Evet ne güzel! Devamla;
“Dünya genelinde 2 trilyon dolarlık büyüklüğe ulaşan helal ve sağlıklı ürünler sektörü, Brezilya ve Çin gibi ülkelerin iştahını artırarak, rekâbeti tetikliyor. Dünya Helal Konseyi Türkiye Temsilciliği, Müslüman ülkelerin, helal ve sağlıklı ürünler sektöründe Türkiye’nin lider ülke olmasını istediğini bildirdi. Konsey tarafından yapılan açıklamada, hızla büyüyen pazarda Brezilya’nın helal kırmızı et üretiminde başı çektiği, Çin’in de bu konuda önemli oyuncu olmak için çeşitli yatırımlar yaptığı ve ülkede yatırım yapacaklara büyük kolaylıklar sağladığı belirtildi.
Açıklamada, Dünya Helal Konseyi(WHC) üyesi Müslüman ülkelerin, bu alanda lider ülke olarak Türkiye’yi görmek istediklerini vurguladı. Açıklamada, Endonezya, Malezya ve Filipinler’in, bu konuda büyük çaba gösterdiği ve geçen yıl Çin’de yapılan WHC toplantısında Çinli yetkililerin, ‘Helal ve sağlıklı ürünleri burada üretin, fabrikalarınızı burada kurun, destek sağlayalım’ çağrısına taraftar olmadıklarını anlattı.
Müslüman ülkelerin Türkiye’den yana olmasında, Türkiye’nin coğrâfî konumu, Müslüman ülkeler arasındaki saygınlığı, lojistik üs oluşu, gelişmesi ve modern kimliğinin etkili olduğu aktarıldı. Helal gıda sertifikalı ürünlerin hızla yaygınlaştığı ve sektörde rekâbetin arttığı belirtilerek, Helal ve Sağlıklı Ürünler Fuar’ının bu yıl 30 Eylül–3 Ekim’de Türkiye’de düzenlendiğini ve buraya yaklaşık 2 milyar tüketicisi bulunan sektörün temsilcilerinin, CNR Expo Fuar Merkezi’nde Sine Fuarcılık tarafından bir araya getirildiği, belirtildi.
Türkiye için de büyük bir fırsat olan tam sekiz kez kapıları açılan bu fuarda, Franchising ve Markalı Bâyilik Fuarı’na yurt içinden geniş katılımların olduğu belirtilirken yurt dışından da yabancı katılımcıların epeyce çok olduğu da ayrıca vurgulandı. Türkiye pazarını yatırım yapmak üzere incelemek için gelen İsveç, Romanya, Mısır gibi ülkeler Dernek yetkilileriyle yaptıkları görüşmelerde ayni yatırımları Türkiye’nin de kendi, ülkelerinde yapmalarını istediklerini belirttiler.”
Hem işsizliği çözme bâbında hem de ülkemizde helal ve sağlıklı ürünler üretilmesine olan ihtiyaçlarımızın giderilmesine yardımcı olacak bu son derece hayırlı çalışmaların devâmını beklediğimizi ve bu çalışmaları bizim hiçbir katkımız olmadan yapan insanlarımızın bizlerin gurur kaynağı olduğunu belirterek yazımıza son verelim efendim.
Bizler de helâlinden sağlıklı ve huzurlu bir hayat geçirmeniz temennisiyle sizlere esenlikler diliyoruz. Saygıyla…
Helal gıda inancımızca pek mühim. Ancak helal gıdayla beslenen insanlar doğru davranışlar geliştirirler. Büyüklerimiz, ağza giren gıdanın helal olmasına çok önem verirlerdi. Eski annelerimiz daha hâmile iken toplu iğne başı kadar haram gıda yememeye özen gösterirlerdi. Annelerin bu hassâsiyetleri çocuklarına yansırdı. Şimdi öyle mi ya? Af edersiniz halk arasında âmiyâne bir tâbir var ve benim hiç hoşuma gitmez; ‘Nerde beleş, git oraya yerleş’ Bu nasıl hatalı ve gâyet nezâketsiz bir davranış şekli!
Günden güne gelişen ve değişen dünyâ, insana birçok kolaylığı ve konforu getirmesinin yanında pek çok problemi de berâberinde getirmiştir. Okumayan, araştırmayan, sâdece önüne sunulanlara kanan, aldanan ve inanan insan ne yazık ki bugün doğru bir duruş sergileyemiyor. O, bugün yalnızca dinlemek ve seyretmekle yetiniyor. Yediğine, içtiğine ve bulunduğu olumsuz ortamlara dikkat etmiyor. Böylesi menfi ortamda da elbette müstesna şahsiyetler, en kâmili temsil eden kaliteli insanlar, dâhi derecesinde zekâya sâhip insanlar bugün yetişemiyor.
Tekrar ediyoruz, helal gıda yemek çok mühim. Sahâbe efendilerimizden Hz.Ebu Bekir sıddîk(r.a) boğazından aşağıya bir yudum haram gıda girmemesine son derece dikkat ederdi. Bir gün böyle bir gıda yediğini öğrenince hemen o yiyecekleri dışarı atmak için gerekli mücâdeleyi gösterdi. Ayni gayret bizlere hâkim olmadıkça iflah olmayız.
Geçenlerde gazetelerden birinde bu hususla ilgili dikkate değer bilgiler gördüm ve bu bilgileri sizlerle paylaşmak istiyorum faydasına binâen. Önce helal kesim yapan tavukçulukla ilgili yeni gelişen bir sektörün yaptığı hayırlı çalışmalar konusunda sizleri bilgilendirelim istiyoruz. Ve bizler de bu kuruluşların ürettikleri helal ürünleri almaya özen gösterelim inşallah diyoruz.
Mümkünse kendimiz hem ferdi hem memleket olarak helal ürün üretme çabasında olalım. Unutmayalım her helalde sağlık şartı da mevcut olmalı. Bu şartları sağlayarak insanımıza güzel hizmetler sunalım. ‘İnsanlara faydalı olan kişi hakiki insandır’ evrensel prensibi bizim dinimizin kurucusunun dünyâya sunduğu bir ibret pankardıdır. Şimdi müsâdenizle geçiyorum yazıyı aktarmaya efendim:
“Kuş gribinin izlerini hızla silen tavukçuluk sektörü, altın çağını yaşamaya hazırlanıyor. Bolu merkezli beyaz et sektörünün öncü kuruluşlarında ‘Beypiliç’, tavukların kesiminde önemli bir değişikliğe gitti. Firma, dînî kurallara riâyet edenlerin endişelerini gidermek için makinelerinin tamâmını yenileyerek kesimlerini İslâmî usullere göre yapmaya başladı. Bu konuda açıklamalar yapan Beypiliç Genel Müdürü Dr.Said KOCA; “İslâmî kurallara göre ne yapılması gerekiyorsa hepsini yerine getiriyoruz.” Diyor.
Şirket, helal kesim için Diyânet İşleri Başkanlığı’ndan İslam Kalkınma Örgütü’ne(İKO) kadar birçok dînî kurumdan DANIŞMANLIK almış. Bu husus bizce çok önemli. Piyasaya her sürülen yeniliğin Müslümanlar adına uygun olup olmadığını tespit etmek için böylesi ‘Danışmanlık’ müesseselerine memleketimizin âcilen ihtiyâcı var. Ama diyeceksiniz ki, burası laik bir ülke. Dinle idâre edilmiyor. Tamam, fakat bu ülkede Müslümanlar yaşıyor. En azından kurala dikkat edenler için böyle bir müessese bulunsun yine de yapmayanlar yapmasın. İnananlar; iç huzuruyla yesin, içsin, yaşasın. Zâten demokrasinin gerçek târifi de bu değil mi? Meselâ, Müslüman hanım efendiler için dış kıyâfet satan mağazalar, dış kıyâfetin nasıl olması gerektiğine dâir sahasında ehil görevlilere danışarak giyim şekli tasarlanarak piyâsaya sunulsa her kafadan bir ayrılıkçı ses çıkmamış olur. Kıyâfette bugünkü gibi çok çeşitlilik ve rüküşlük olmaz.(Bu konuyu geçen hafta Kon TV’de kıymetli Orhan ÇEKER hocamız da vurgulamıştı.) Neyse tekrar konuya dönelim;
Tavukların İslâmî kesimleri hususunda doyurucu açıklamalarda bulunan Dr.KOCA; “Tavukların makineyle kesim yerine elle kesildiğinde ‘Besmele’ çekilmesi gerektiğini fakat bugün bunu yapamadığımız için tüm cihazlarımız ilk çalıştığında ‘Besmele’ çekiliyor. Makinelerin ara durmalarından ve molalardan sonraki tekrar kalkışlarında yine ‘Besmele’ çekiliyor. Bu kesimleri yapan makinelerin adının ‘İslâmî kesim yapan makine’ olduğunu ve bu şekliyle piyâsaya sürüldüğünü” aktarıyor.
Gerçekten bu haberi okuduğumda çok sevindim. Beni düşünen bu kardeşlerimden Rabbim razı olsun. Sayılarını çoğaltsın dedim.
Yanı sıra helal gıdanın önemini hatırlatmak adına şu haberde ilgimi çekti. “HELAL GIDÂDA TÜRKİYE LİDER OLSUN” Evet ne güzel! Devamla;
“Dünya genelinde 2 trilyon dolarlık büyüklüğe ulaşan helal ve sağlıklı ürünler sektörü, Brezilya ve Çin gibi ülkelerin iştahını artırarak, rekâbeti tetikliyor. Dünya Helal Konseyi Türkiye Temsilciliği, Müslüman ülkelerin, helal ve sağlıklı ürünler sektöründe Türkiye’nin lider ülke olmasını istediğini bildirdi. Konsey tarafından yapılan açıklamada, hızla büyüyen pazarda Brezilya’nın helal kırmızı et üretiminde başı çektiği, Çin’in de bu konuda önemli oyuncu olmak için çeşitli yatırımlar yaptığı ve ülkede yatırım yapacaklara büyük kolaylıklar sağladığı belirtildi.
Açıklamada, Dünya Helal Konseyi(WHC) üyesi Müslüman ülkelerin, bu alanda lider ülke olarak Türkiye’yi görmek istediklerini vurguladı. Açıklamada, Endonezya, Malezya ve Filipinler’in, bu konuda büyük çaba gösterdiği ve geçen yıl Çin’de yapılan WHC toplantısında Çinli yetkililerin, ‘Helal ve sağlıklı ürünleri burada üretin, fabrikalarınızı burada kurun, destek sağlayalım’ çağrısına taraftar olmadıklarını anlattı.
Müslüman ülkelerin Türkiye’den yana olmasında, Türkiye’nin coğrâfî konumu, Müslüman ülkeler arasındaki saygınlığı, lojistik üs oluşu, gelişmesi ve modern kimliğinin etkili olduğu aktarıldı. Helal gıda sertifikalı ürünlerin hızla yaygınlaştığı ve sektörde rekâbetin arttığı belirtilerek, Helal ve Sağlıklı Ürünler Fuar’ının bu yıl 30 Eylül–3 Ekim’de Türkiye’de düzenlendiğini ve buraya yaklaşık 2 milyar tüketicisi bulunan sektörün temsilcilerinin, CNR Expo Fuar Merkezi’nde Sine Fuarcılık tarafından bir araya getirildiği, belirtildi.
Türkiye için de büyük bir fırsat olan tam sekiz kez kapıları açılan bu fuarda, Franchising ve Markalı Bâyilik Fuarı’na yurt içinden geniş katılımların olduğu belirtilirken yurt dışından da yabancı katılımcıların epeyce çok olduğu da ayrıca vurgulandı. Türkiye pazarını yatırım yapmak üzere incelemek için gelen İsveç, Romanya, Mısır gibi ülkeler Dernek yetkilileriyle yaptıkları görüşmelerde ayni yatırımları Türkiye’nin de kendi, ülkelerinde yapmalarını istediklerini belirttiler.”
Hem işsizliği çözme bâbında hem de ülkemizde helal ve sağlıklı ürünler üretilmesine olan ihtiyaçlarımızın giderilmesine yardımcı olacak bu son derece hayırlı çalışmaların devâmını beklediğimizi ve bu çalışmaları bizim hiçbir katkımız olmadan yapan insanlarımızın bizlerin gurur kaynağı olduğunu belirterek yazımıza son verelim efendim.
Bizler de helâlinden sağlıklı ve huzurlu bir hayat geçirmeniz temennisiyle sizlere esenlikler diliyoruz. Saygıyla…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.