Haziran 2015 seçimleri yaklaşıyor; 20 gün kaldı. Ülkemiz, milletimiz için hayırlı olsun. Kimsenin burnu kanamadan seçimler yapılır, yeni hükümet kurulur ve iş başı yapar, ülkenin sorunlarını çözmeye çalışır.

Sandıktan çıkan sonuca herkes saygılı olmalı ve taşkınlıktan kaçınmalı. Biz inanıyoruz ki, bu aziz milletin değerlerine ters düşen partiler, sandıktan hiçbir zaman istedikleri sonucu alamayacaklardır.

Ulusçuluk artık miadını doldurmuştur. Çünkü halkların beklentilerine cevap verememektedir. Kapitalizm, pazar oluşturabilmek için imparatorlukları dağıtarak, ulus esasına dayanan küçük küçük devletçikler kurdurdu; sömürüsünü sürdürmektedir. Mesela Osmanlı toprakları üzerinde irili- ufaklı 64 tane devlet kurulmuştur. 

Bunun idrakinde olan halklar birleşip ümmet olma yolunda geriye döndürülemeyecek şekilde ilerlemektedir. Bunu idrak edemeyen partiler, ulusçulukta ısrar etmekte ve makarayı geriye çevirmek için ellerinden geleni yapmaya çalışmaktadır.

Beynelmilel güç odakları,  bunun idrakinde olduğu için ümmet şuuruna sahip partilere karşı ulusçu partileri birleştirmeye gayret etmektedir. Bunun için koalisyon hesapları yapmaktadır.

Ümmetçilikle ulusçuluğu birbirinden ayıran en önemli husus dindir. Ümmetçilikte din siyasete yön verir, ulusçulukta ise sekülarizm yön verir.  Sekülarizmi doğuran da dindir. Bunu da burada belirtelim.

Bugün gazetesinden Seda Şimşek’in sorularını cevaplayan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu şöyle diyor: “Kim di­ni si­ya­se­te alet edi­yor­sa, va­tan­da­şın ma­ne­vi dün­ya­sı­na iha­net edi­yor de­mek­tir. Al­lah ile ku­lun ara­sı­na gir­me­ye kim­se­nin hak­kı da yet­ki­si de yok…”

 Bütün medeniyetlerin, kültürlerin, değerlerin, örf ve adetlerin temelinde din vardır. Bu bir vakıadır. Bu durumda dini siyasetten ayırmak mümkün değildir. Bu sebeple siyaseti de din belirler. Bu gerçeği ulusçular adı gibi bilirler.

Kılıçdaroğlu’nun bu şekilde konuşmasının sebebi, Batı medeniyetini benimsemiş olmalarındandır. Yani İslâm dinini vicdanlara hapsederek, Batı medeniyetinin şemsiyesi altında yaşamaktır. Onun dindarlığı da bu çerçevededir.

Seda Şimşek’in sorularını da cevaplayan HDP Eş Genel Başkanı Demirtaş’ın, “Ordu gelse kızımı zorla Osmanlıca dersine sokamaz, demesinin altında yatan gerçek de budur.

 Osmanlıca İslâm ümmetinin dili olmuştu. Bin yıllık bu dili bir gecede ulusçu zihniyet rafa kaldırdı, yerine Latin alfabesini kabul etti. Bin yıllık, birikimimiz raflarda beklemektedir. Bu birikim raflardan indiği zaman Ortadoğu, Afrika ve Kafkas halkları birleşecek ve beynelmilel güç odaklarının hortumlarını kesecektir. Dolayısıyla ulusçuluk tarihin çöplüğüne defnedilecektir.

 Aziz milletimizin, ulusçu partilerin ayak oyunlarına gelmeyeceklerini ve bu çerçevede oylarını kullanacaklarını ümit etmekteyiz. Hoşça kalın.