Süleyman Küçük

Süleyman Küçük

Hayat Ekran Olunca

Hayat Ekran Olunca

Televizyonlardaki haber ve dizi kuşaklarından haberdar mısınız?

Yoksa haberleri dizi gibi, dizileri de haber gibi mi seyrediyorsunuz?

Yoksa haberleri ve dizileri bu toplumun algılarıyla oynamak için kurulmuş birer mizansen olduğunu bilerek mi seyrediyorsunuz?

Televizyon izlerken beyin, göz, kalp ve damar sağlığınızı korumaya dikkat ettiğinizi mi zannediyorsunuz?

Yoksa kalp, damar vs. sağlığınızı koruduğunuzu zannederken ruh sağlığınızı kaybedebileceğinizi düşünüyor musunuz?

Haberiniz var mı, yok mu?

En son seyrettiğiniz haber saatinde veya kendinize yakın bulduğunuz siyasilerin tartışma programında ya da ailecek seyrettiğiniz dizinin içinde hangi reklam unsurlarının yerleştirildiğinden veya  hangi ahlaksız sözlerin varlığından haberdar mısınız?

Mesela doktor kontrolünde tuz şeker ve tereyağından uzak bir hayat sürdüğünüzü mü zannediyorsunuz?

Yoksa algı, reklam, abartı ve kandırmalar ve süslü paketlerle servis edilen bir zehir ile kendinizi ve ailenizi, tehlikeye mi atıyorsunuz?

Sevinci ve üzüntüsü sahte olanın, ağlamasının gösterişli olduğu gerçeğinden hareketle trollerin, medya maymunu kimlikli gazetecilerin hayali cennet vaatleri ve gösterişli hurafeleriyle bu günü özlemle andığınız düne tercih eder mi oldunuz?

Her biri bizlere günah olarak yetecek olan hurafeleri yıkıp atmak için sahih nebevi sünnet öğrenmek yerine medyadan Risalet siz din din icat edenlerden çalmanın, çırpmanın ve neredeyse her şeyin serbest olduğu bir din öğrenen bir neslin geldiğiniz de mi görmediniz?

Müzik yayınları eşliğinde servis yapan kafelerin müdavimlerini Müslümanların oluşturduğu, sigara bile içmeyen babaların evlatlarının nargile salonlarını doldurduğu ve emperyalist batı kültürü özentisi içinde bir fincan kahveye 25 ekmek parası verenlerin duman altı olduğu gıybet mekânlarının reklamlarına para vererek izlediğinizi görmediniz mi?

Milli gelirden kimin ne kadar pay aldığının umursanmadığı, piyasa ve ekonominin öneminin olmadığı, bizim için önemli olanın patronun bize ne zam verdiği dediğimiz ve her halükarda aldananın biz olduğumuz bir hayatı kader olarak kabullendiğimizin farkında mısınız?

İnsanlar arasında eğitim arttıkça siyasetle ilginin azaldığını, cehalet arttıkça siyasetle ilginin arttığını televizyonlarda endam gösterisi yapan siyasetçilerden duymadınız mı?

Üç beş kitap okuyanın kendisini âlim zannederek sosyal medya yetmemiş gibi televizyondan ilim öğretmeye kalkıştığı, strateji ve savaş uzmanı kesildiğini görmediniz duymadınız mı?

Dizi seyrederek insan olmak yerine mafya babası olmayı, insanlara tuzak nasıl kurulur, nasıl işkence ederek adam öldürüleceğini ekranlardan öğrenip hayata geçirenleri görmediniz mi?

Ekranlarda gördüğü şeylerin hayatın gerçeği zannederek yola çıkanların başı sıkışınca ar namus tertemiz diyerek her şey verilir, yeter ki yarını yaşayalım diyerek hareket ettiklerinin örnekleri ekranlardan rol model olarak gösterilmedi mi?

Okumadan muallim, yazmadan âlim oluverdiği zannıyla kendi hocalarından başlayarak müçtehit ulema ile ilim yarıştırmaya çıkıp sonra da bir cami imamı karşısında suspus olup bilmediğini bilmez bir hale düşenlerin acıklı hallerini ekranlardan seyretmediniz mi?

Eşitlik kelimesini diline pelesenk yapıp sonra da feminizm denen modern kadın terörünü insanlığa dayatıp evlilik müessesesini alt üst ettikten sonra boşandığı eşten süresiz nafaka talebinden utanmadan kadının makyajının erkeklerin yoksulluğundan bile daha önemli hale getirildiğini görmediniz mi?

Bazı önemli gördüğünüz kişilerin gelenekten geleceğe uzanan bilgi hazinemiz ile ilgili olarak ne varsa kötüdür ve bu günümüze ışık tutması mümkün değildir diyerek yabancılara yok pahasına kilo ile satıldığını duyduğunda bile işine geldiği gibi ya da menfaati gereği suskun kaldığını görmediniz mi ekranlardan?

Gerçekten bir şeyi savunuyor mu eleştiriyor mu belli olmayan, nereden eleştirsem diyerek muhatabının sözleri arasında bir kelime arayıp bulmaya çalışanların fikirlerinin toplumsal barışın, insan hak ve özgürlüklerinin, adaletin, hukuk devletinin, temiz siyasetin ve refah toplumunun gerçekleşmesi yönünde yeni bir başlangıç olamayacağının farkına varamadınız mı hala?

FARKINDA MIYIZ?

Hayallerimiz büyük imkânlarımızın küçük olduğunu gördükçe şartlar bizim hiçbir zaman müsait olmadı diyerek yaşadığımız bunca şeye rağmen şikayet etmek yerine sonuç almak için sürekli olarak yeni hamleler yapmaktan kaçınanların bahaneleri mi yoksa hayallerimiz mi daha büyüktür?

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Süleyman Küçük Arşivi