Recep Çınar

Recep Çınar

Halkın nöbeti sürüyor

Halkın nöbeti sürüyor

15 Temmuz Cuma gecesinden bu yana ortalık toz duman...
Şayet bu terör kalkışmasını gerçekleştirenler başarılı olsaydı, şimdi  meydanlarda olan siyasilerin, sanatçıların ve sporcuların hiçbir sahnelerde olmayacaklardı...
Tam tersi siyasi hayatları sonlandırılmış, belki de cezaevlerine atılmış olacaklardı...
Sanatçılar ve sporcular da...
Ülkemiz inanılmaz bir “travma” atlattı...
Darbe girişimcileri ekranlarda, gazetelerin baş sayfalarında arz-ı endam edeceklerdi...
Manşetleri kendileri atacak, televizyon proglamlarını istedikleri gibi ve istedikleri adamlara yaptıracaklardı...
Gözaltılar, tutuklamalar bugünün tam tersi olacaktı...
Bu kalkışmaya “tiyatro” ya da “oyun” diyen dingillere rağmen, Allah bu cennet vatanı korudu...
Dahası, Yüce Türk Milleti, bu hainlere izin vermedi ve bugün 15 Temmuz öncesinde olduğu gibi, özgürce yaşamımızı sürdürüyoruz...
xxx
Türkiye büyük bir sınavdan geçiyor...
Allah, yönetenlere güç versin, kuvvet versin...
İşleri kolay değil...
Kim parelelci, kim parelelci değil, pirinçten taş ayıklar gibi ayıklayacaklar...
O nedenle yönetenlerin işi zor...
“Kuru”nun yanında “yaş”ın yanmaması için, büyük bir “vebal”in altına girecekler...
Bazı idareciler, özellikle “darbe girişimi” savuşturulduktan sonra meydanlarda karşılaştıkları ya da sosyal medyada yazıp çizen bazı insanlara şaşırışyorlar...
15 Temmuz gecesine kadar  bu kansız terör örgütüne sempati duyanlar, 16 Temmuz'dan itibaren saf değiştirmeye başladılar...
Hem de son sürat...
Sanki bir mucize olmuş ve bir anda arınmışlar gibi, günah çıkarıyorlar...
Sadece Konya'da değil, Türkiye'nin hemen hemen her vilayetinde...
Gazetelere verdikleri reklamlarla, eli kanlı terör örgütüne ve liderine beddualar ediyorlar...
Türkiye Cumhuriyeti'ni yönetenler bunu yer mi?
Sanmıyorum...
xxx
Konyalı hemşehrilerimiz tüm Türkiye'de olduğu gibi, meydanlardaki demokrasi nöbetlerine devam ediyor, devletin yanında olduklarını, her gün artarak, çoğalarak göstermeye çalışıyorlar...
Dahası halkımız bu nöbetlere çok fena alıştı...
İyi ki de alıştı...
Mevlana Alanı 15 Temmuz'dan bu yana dolup dolup taşıyor...
İnsanlar tarihe not düşüyor...
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Görevinizi yaptınız, artık nöbetlerinizi evinizde tutun” dese bile,  reise rağmen, demokrasi nöbetini tutmaya devam edecekler...
Öyle kararlılar...
Özellikle de biran önce havanın kararmasını bekliyor...
Evim ile türbe önüne, yani Mevlana meydanına ulaşma mesafesi araçla taş çatlasa 5 dakika...
Akşam 8 ya da 8.30 gibi evden çıkıyorum, Mevlana meydanına ulaştığımda, görüyorum ki, sorumluluk sahibi insanlar meydanı doldurmuş...
Kusursuz bir “vatana sahip çıkma” havası hakim Konya'da..
İnsanların bir kısmı gecenin yarılarında, bir kısmı ise Sultan Selim'de sabah namazını kıldıktan sonra gidiyor evlerine... 
xxx
Mevlana meydanındaki “vatana sahip çıkma” nöbetlerine insanlar akın akın geliyorlar...
Kimileri özel araçlarıyla, kimileri otobüslerle, kimileri de benim gibi tramvaylarla...
Benim evim Karatay'da...
Tramvay hattının yakınında...
Yolcu taşımaya başladığı günden bugüne kadar, yani 15 Temmuz'a kadar Aladdin-Adliye arasında çalışan tramvayların tıklım tıklım dolduğunu ya da ayakta yolcu taşıdığını görmedim, şahit olmadım... 
15 Temmuz'dan bu yana yolcular ayakta...
Oturacak yer yok...
Mesele tramvayların ücretsiz olmasından değil,  mesele “vatana sahip çıkma”dan kaynaklanan adiyet duygusu...
Başka bir şey değil...
Ne denir ki “helal olsun” demekten başka...
xxx
NOT: Derdi MAKAM olan “İT”in biri, derdi VATAN olan Halter Federasyonu eski Başkanı, Selçuk Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi Dekan Yardımcısı Hasan Akkuş'u, eli kanlı terör  örgütü ile ilişkilendirmeye kalkışmış!
Höst ülen deve tellalı!!!
“Hasan Akkuş”u ağzına alırken, önce besmele çekeceksin...
Dingil...
Bu ülkenin en “vatansever”, en “demokrat”, dünyanın en “efendi” ve en “hümanist” adamı Hasan Akkuş'un, sen de biliyorsun ki, bu terör örgütü ile uzaktan yakından işi olmaz...
Çamur atmaya yeltenmişsin...
Niyetin belli...
Makam... 
Asla vatan değil.
3-1.20160728155024.jpeg
 

Önceki ve Sonraki Yazılar
Recep Çınar Arşivi