Güle güle Necdet abi!
Son on yıldır bi haller oldu kendisine...
Yaşayacağı her günü bir ikramiye gibi hissediyorduk..
Belki kendisi de öyle hissediyordu...
Kimbilir...
Tedavisi zor bir hastalığın pençesine düşmüştü...
Hem hayatla, hem de hastalıkla mücadelesini ne yazık ki kaybetti Necdet abi...
Kötü, acıtan, yürek yakan haberi Remzi Ay verdi...
“Necdet abi ölmüş” dediğinde boğazım düğümlendi, gözüm karardı, harbiden burnumun direği sızladı...
Sadece gözüm değil, gönlüm de ağladı...
Müthiş bir adamdı Necdet Erben...
Her ölüm kendi acısını da beraberinde getirirmiş...
Aynen Necdet abinin ölümünün getirdiği acı gibi...
Derin izler bırakır...
Allah günah yazmasın, ölümü hiç, ama hiç yakıştıramadığım nadir insanlardan birisi de Necdet abi oldu...
Hayatı hızlı ve keyifli yaşadı...
Ama, insanca yaşadı, ama namusluca yaşadı, ama onurluca yaşadı...
Ne zamana kadar mı?
Bu illet hastalığın pençesine düştüğü ana kadar...
İş hayatında olduğu gibi, dost ve arkadaş biriktirmede de dur durak bilmedi...
İşe de koştu, aşa da...
Dosta da koştu, arkadaşa da...
Acayip güzel bir adamı kaybettik...
Hem de koca yürekli bir adamı...
Necdet abiyle birlikte hayatımızdan bir gülen ve güldüren bir adam daha gitti...
Sevgili Mehmet Yenikaynak, “O sadece ailesi için değil, hepimiz için çok değerliydi” dedi...
Mehmet'in bunu samimiyetle söylediğine yüzde milyon eminim...
Mehmet gibi, Necdet abiyi tanıyan binlerce insanın da aynı duyguları, aynı düşünceleri paylaştığını gönül rahatlığı ile söyleyebilirim...
Necdet abi için, bir Allah'ın kulu çıkıp “olumsuz” tek söz söyleyemez...
Çünkü, insandı...
Çünkü, adamdı...
Çünkü, dosttu...
Sporcu olarak da, yönetici olarak da Türk sporuna ve Konyaspor'a uzun yıllar hizmet etti...
Bugünün parasıyla belki de milyon lira verdi bu kulübe...
Karşılığında mı?
Üyelikten attı yüreksizin biri!
2011 yılında başkanlık yaptığını ve kendini kulübün sahibi zanneden ve bugünlerde “Ahmet Şan aday olursa, ben de aday olurum” diyen kişi, Konyaspor tarihinde en uzun ve en çok başkanla görev yapmış bu adamı, bu insanı, bu koca yürekliyi kulüp üyeliğinden attı...
Bu acımaz, bu izansız, bu canavarca eylem, Necdet abinin rahatsızlığını daha da ileri boyutlara taşımış, gönlünde, yüreğinde, tedavisi mümkün olmayan derin yaralar açmıştı...
Kulüp üyeliğinden atıldığı günlerde yanıma gelmiş ve röpartaj yapmıştık...
Bir omuzu düşüktü...
“Recep; benim gibi bu kulübe ömrünü vermiş bir adamı nasıl atarlar?” derken, iki gözünden akan yaşları, kalbinin kırıklığını, nefes alıp verdiğim müddetçe asla unutmayacağım...
“Bunlara hakkımı helal etmeyeceğim” dediğinde, “tabi ki etmeyeceksin abi” diye gönlünü ferah tutmak istemiştim...
Üyelikten atılma konusuna fazla değinmeyeceğim...
Yıllar önce kendisi ile yaptığım röportajı okursanız, Necdet Erben'in Konyaspor'a nasıl hizmet ettiğini daha iyi anlamış olursunuz...
Evet...
Acımız gerçekten çok büyük...
Sözün kifayet etmediği yerdeyim aslında...
Eveleyip geveliyorum, futbol tabiri ile topu çevirip duruyorum...
Gerçek olan, Necdet Abiyi gönderdik...
Yüreğinin bir yarısını bırakıp, yüreğimizin bir yarısını alarak gitti...
Allah'ın rahmeti üzerine olsun, ailesinin ve bizimde başımız sağolsun...
Güle güle Necdet abi!