Gömme de mahiriz…!
Adamın tembel mi tembel bir uşağı vardı…
***
Bir gün uşağını üzüm ve incir almak için çarşıya gönderdi… Uşak getire getire yalnız üzüm getirmişti…
***
Efendisi; "Ne zaman seni bir iş için göndersem, birkaç işi birden yapmalısın!" diye azarladı uşağı…
***
Aradan bir süre geçti…
***
Adamcağız hastalandı ve uşağını doktor çağırmaya gönderdi. Uşak doktorla birlikte kâri (Kur’anı güzel okuyan hafız) , gassal (cenaze yıkayan kişi) ve mezarcıyı da yanında getirmişti…
***
Adam hasta yatağında beyninden vurulmuşa döndü…
***
“Be hey ahmak, bunları ne diye getirdin yanında? Sana yalnız doktor çağır demedim mi?”
***
Uşak pişkince sırıttı… “Efendim, 'ne zaman seni bir iş için gönderirsem, birkaç işi birden yapmalısın' dememiş miydiniz?
***
“Evet” dedim diye yatağında inledi adam…
***
Uşak sırıtarak devam etti; “İşte, tedaviniz için doktor getirdim. Tedavi kâr etmezse, başınızda Kur’an okusun diye kâri getirdim. Cesedinizi gasletmesi için gassal ve gömmek için de bir mezarcı getirdim!”
***
Niye anlattık bu İran fıkrasını?
***
Son durumumuz aynen böyle de ondan…
****
Göçük tehlikesiyle uyarıldığında kulak tıkayan yetkililer…
***
O işçileri yaşatmak için denetimleri görmezden gelen idare, bugün göçükten çıkartıp onları biran önce hafızalarımıza gömmek için, envai çeşit tedbirlerle, ambulansları, hastaneleri, tabutları, defin programını ustaca organize ediverdi…
***
Yanmış ocaklarla birlikte en çok da kendisi ağlayarak, ocağının başında bekliyor…
***
Tedbirden, takdirden habersiz, kadercilik, tembellik ciğerimize işlemiş… Kriz yönetiminde yukarıdaki uşak gibiyiz maşallah …
***
Yaşatmaktan çok gömmeye olan maharetimiz sizi bilmem ama beni çok ürkütüyor… Her şeyi ve herkesi hafızamıza gömüveriyoruz vesselam…