Kerem İşkan

Kerem İşkan

Gizli sevdim!

Gizli sevdim!

Şehirde dün yağmur vardı... İnce ince yanaktan süzülen gözyaşı gibi... Çocukluğumdan beri gizli-gizli severim yağmuru...

***

Gönüllere verdiği tatlı hüzün hep mest etmişdir beni... Ama hep gizli saklı yaşardım yağmur çoşkusunu...

***

Yağmur yağarken, annemin hüzün dolan çehresinden, saklardım sevincimi...

***

Biz çocukken, yağmur yağardı... Seller akardı... Çılgın gibi yağmur altında tepinirken, pencere silüetlerinin arkasında, gizemli Arap Kızı bize mi bakardı?

***

Ellerimizde tepsiler, “Yağmurluk” toplardık... Yağmur eğlenceydi...

***

O soğuk havada sığınılan küçücük bir “Gayıt evinde” (Kiler) malzemelerini yağmur altında konu- komşudan topladığımız “Yağmurluk Pilavı” nın buharında ısınırdı yürekler...

***

Yağmuru çok severdik... Ama gizlice...

***

Uzun kış gecelerinde anlatılan “Korkulu Anadolu Masalları”nın yaklaştığının habercisiydi yağmur...

***

Yağmur yağardı... Seller akardı... Annem pencerede hep ağlardı...

***

Onu üzmemek için, bizde yağmuru sevmez gibi yapardık... “Tüh nerden çıktı şimdi bu yağmur?” diye annemize yalandan arka çıkardık...

***

Ama o arkasını döndüğünde sokaklara çıkar, avazımız çıktığı kadar bağırırdık; “Yağmur yağıyor... Seller Akıyor... Arap kızı camdan niye bakıyor?

***

Bilemezdik, ama bize sınırsız eğlence gibi görünen yağmur, Arap Kızı'na hep yasaktı sanki... Tekerleme de, o hep hüzün içinde camdan bize bakardı...Aynı annem gibi...

***

Yağmur yağdı mı, dünyanın en “Kazak Erkeği” rahmetli babam, anneme karşı hep daha mahçup olurdu... Onun sızlanmalarına hep makul olurdu... Kazaklık gider, o heybetli adam süetere dönerdi...

***

"Gökyüzü delindi sanki" diye mahcup mahcup kendi kendine konuşurdu... Oysa delinen tek yer, evin damıydı...

Yağmur yağardı... Biz onu gizli-gizli severdik...

***

Evimiz kerpiçten, iki oda bir mabeyn 'Dede Mimarisi'yle' yapılmış küçücük bir fakirhaneydi...

***

Her yağmurda, damımız ile birlikte annemin göz yaşlarıda akardı... Halıların üzerine konulan küçük taslara düşerdi damdan damlalar...

***

Bazen derin, korku dolu, Arap kızlı rüyalarımızın üzerine damlardı yağmur... Gece yarısı uyandırılır, “Çocukların üstü akmış” sesiyle başka bir kuru köşeye kıvrılırdık...

***

Yağmuru çok severdik... Ama annemizden hep gizli...

***

Dün yine yağmur yağdı...

***

Toprak yağmurla birlikte yine mis gibi koktu...Derin derin içime çektim o kokuyu...

***

Annemin hüznünden mi gelir bu koku, şehidinin gül teninden mi, yoksa evliyaullahın gülşeninden mi?

***

Konya semaları hüzünlü bir ağıta durdu dün... İçten, yanaktan süzülür gibi ince ince yağdı rahmet...

***

Musalla Mezarlığı ve Üçler'e öyle bir ahenkle indi ki; hüzünlü sesiyle ölmekten yorulmuşları teskin ediyordu sanki...

***

Babam geldi aklıma...

***

Yine 'üstü akıyor' diye acıyla güldüm...Yağmurla birlikte uzun uzun toprağa bende damladım...

***

Biz yağmuru bile gizli sevdik!

Önceki ve Sonraki Yazılar
Kerem İşkan Arşivi