Gıybeti Terk Et!
Gıybet, bir kimsenin arkasından hoşuna gitmeyecek şeyleri söylemek, o kimsenin bedeninde, nesebinde, ahlakında, işinde, kendi dünyasına ait noksanlıklarını konuşmaktır. İnsan sükût edebilse, çok konuşma hastalığından kurtulabilse, dilini başka insanların şerefi, namusu, hayatı ve yanlış işleri üzerinden çekse Dil o kimse için daha az tehlikeli olurdu.
Müslümanların her birinin vazifesi kardeşinin hatası var ise onu rencide etmeden usulüne uygun bir şekilde uyarmaktır. Müslümanların yapması gereken başkalarının Hatalarını ve kusurlarını ifşa etmekten ziyade onların üstünü kapatmaktır. Birbirlerini çekiştirmek düşmanlık tohumlarını atacaktır, insanların birbirlerine kin duymalarına yol açacaktır.
Yüce Allah Kur’ân-ı Kerîm’de gıybetin ne kadar kötü bir davranış olduğunu açıklamış ve gıybet yapanı ölü eti yiyene benzeterek şöyle buyurmuştur:
“Biriniz diğerinizi arkasından çekiştirmesin. Biriniz, ölmüş kardeşinin etini yemekten hoşlanır mı? Bundan tiksindiniz değil mi? Öyleyse gıybeti terkedin.” (Hucurât 49/12).
Resûlullah Efendimiz (s.a.v) şöyle buyurmuştur:
“Müslümanın her şeyi, kanı, malı ve ırzı diğer müslümanlara haramdır.” (Müslim, Birr ve’s-Sıla, 32)
Ebû Hureyre’nin (r.a) naklettiği bir hadiste Resûl-i Ekrem (s.a.v) şöyle buyurmuştur:
“Birbirinize buğz etmeyin, kin tutmayın, bazınız bazınızın gıybetini yapmasın. Ey Allah’ın kulları kardeş olun.” (Buhari, Edebü’l Müfred, 4700)
Câbir ve Ebu Saîd (r.a), Allah Resûlü’nün şöyle buyurduğunu nakletmişlerdir:
“Gıybetten sakının. Şüphesiz gıybet, zinadan daha kötüdür. Bir adam zina eder, sonra pişman olur, Allah da tövbesini kabul eder. Gıybet eden ise, gıybeti yapılan onu affetmeden günahı bağışlanmaz.” (Süyûti, Camiu’s-Sagîr, 2919)
Enes (r.a) şöyle demiştir: “Resûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu:
“İsra (Mi’rac) gecesinde, tırnaklarıyla yüzlerini parçalayan bazı kavimlerin yanından geçtim. Ben,
‘Ey Cebrail! Bunlar kimdir?’ diye sordum; Cebrail (a.s),
‘Bunlar, insanların gıybetini yapan, ırzlarına dil uzatanlardır.’ dedi.”(Ebû Davud, Edep, 40).
İslam bize kardeş olmayı emrediyor. Kardeşliği bozacak davranışları yasaklıyor.
Süleym b. Cabir (r.a) şöyle anlatır:
Bir gün Allah Resûlü’nün yanına gelerek,
“Ey Allah’ın Resûlü. Bana faydalanacağım bir hayır öğret” dedim. Bunun üzerine Resûlullah (s.a.v),
“Kendi kovandan, su isteyenin kabına su boşaltman ya da kardeşini güler yüzle karşılaman gibi kolay işler dahi olsa iyilikten hiçbir şeyi küçük görme. Kardeşin yanından ayrıldığında sakın gıybetini yapma” buyurdu. (İbn Ebü’d-Dünya, Kütabü’s-Samt, 166).
Berâ b. Âzib (r.a) anlatır:
Bir gün mescide Resûl-i Ekrem (s.a.v), evlerinde oturanların da duyacağı şekilde yüksek bir sesle bize şöyle hitap etti:
“Ey diliyle iman edip kalbiyle iman etmeyenler! Müslümanların gıybetini yapmayın, kusurlarını araştırmayın. Her kim kardeşinin kusurlarını araştırırsa, Allah da onun kusurlarını araştırır. Allah kimin kusurlarını araştırırsa, onu evinin içinde bile rezil eder.” (Ebu Davud, Edeb, 40).
Elinden ve dilinden emin olunanlardan olmak temennisiyle. Gününüz bereketli olsun.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.