Giray Bulak mayına bastı!
Başarıyı arayan yolda her teknik adamın kendine has bir futbol tarzı olabilir. Saygı duyulmalı buna! Ama oyun sistemini oyuncu yapısına göre belirlemek, hemen hemen her teknik adamın hemfikir olduğu bir durumdur. İngilizler buna “rasyonel futbol” derler. Türkçesi “akılcı” ve “gerçekçi” anlamına geliyor. Yani, elinizdeki malzemeye göre oyun kurgusunu belirlemek ve sistemi oluşturmak.
İşte Giray Hoca bunu yapamadı!
Konyaspor Teknik Direktörü Giray Bulak’ın oyuncuya göre değil, sisteme dayalı yetersiz oyuncu tercihleri, gelgitleri, sık sık kadroyla oynaması, dahası tekere çomak sokması bu takımı bugünlere getirdi. Özellikle de “sahipsiz şehrin sahipsiz takımı”nın hem ekonomik, hem de yönetim “travma”sı geçirdiği bir dönemde, yangına benzinle gitmesi sineye çekilecek bir durum değildi. Sonuç itibarı ile Konyaspor bir alt kümeye düşme “sendromu” ile karşı karşıya kaldı.
Keşke Konyaspor sezon başı planlamasını doğru yapabilmiş olsaydı. Gönül, Konyaspor’u can derdinde iken değil, zirveyi zorlarken seyretmek isterdi. Nasip değilmiş! Umarız, bedeli ağır olmaz, bu yanlış yapılanmanın, yanlış planlamanın ve de sistemsizliğin.
***
Gelelim maça.
Eskişehirspor maçında “iyi futbol”u da oynamadı, “doğru futbol”u da oynamadı Konyaspor. Konuk takımın gücünü ve yapabileceklerini yabana atarak. Haftalardır hocanın yanlış takımı sürdüğünü yazdık çizdik, dağlardan taşlardan ses geldi, Giray Bulak’tan tık çıkmadı.
Dahası “inadım inat” diyerek, yine Mehmet Çoğum ile, Ömer Gündostu ile Celalettin ile Eskişehir’i durdurmayı hesapladı. Ancak, yine olmadı, yine olmadı. Hoş bu oyuncu yapısı ve bu oyun kurgusu ile olmayacağı belliydi.
Açıkçası kendi ayağına kurşun filan sıkmadı, gitti resmen “mayın”a bastı Giray Bulak. B planı ya da telafisi mümkün olmayan bir maçta rakipten daha çok koşmazsan, daha çok mücadele etmezsen, daha iyi konsantre olamazsan ve üstüne üstlük de inatla takımda tuttuğun oyuncuların kişisel hatalarını görmezden gelirsen sonuç bu olur.
Giray Bulak’ın sahaya sürdüğü takıma da, sistemine de dil uzatmak, eleştirmek haksızlık olmaz. Son 4-5 haftadır yanlış ata oynadığını, oyuncu ve sistem tercihlerinin külliyen yanlış olduğunu yaza yaza dilimde tüy bitti.
Ama söylediğimizle kaldık.
Yukarıda da söylediğim gibi, sisteme göre oyuncu tercihi Konyaspor’a en büyük ihanetiydi Giray hocanın.
Ve inadı da.
Eskişehir takımının direkten dönen topu ile attığı iki golü gözlerinizin önüne getirin. Ömer’in affedilmez hatası ile golü buldukları dakikada hayata döndü Eskişehir takımı. Ondan sonra da bir geldiler pir geldiler ve ikinci golü de buldular. Kaçırdıkları da cabası.
Akıllı bir hoca 1-0 öndeyken Bülent gibi bir oyuncuyu çıkarmazdı. Serhat ile Bülent değişikliği de kenar yönetiminin kendi ipini kendinin çekmesi gibi bir şeydi.
İyi oynayan, rakip takımın savunmasını zorlayan bir Bülent’i kenara alıp, haftalardır bu takımın bir eksik oynamasına neden olan Serhat’ı oyuna sürmek, nasıl bir teknik adam mantığıdır?
Serhat’ın kendine hayrı yok ki, takıma olsun!
Özetle; bu yenilginin tek müsebbibi kenar yönetimidir. Giray Bulak’ın haftalardır kuru inadı bu takımı bu noktalara getirmiştir. Konyaspor’un bu yenilgiye rağmen, ligde kalma şansının olduğunu düşünüyorum. Ancak, Giray Bulak’ın yanlışlarının dönmesi şartı ile.
Aksi taktirde bu takımı kimse bu ligde tutamaz.
İşte Giray Hoca bunu yapamadı!
Konyaspor Teknik Direktörü Giray Bulak’ın oyuncuya göre değil, sisteme dayalı yetersiz oyuncu tercihleri, gelgitleri, sık sık kadroyla oynaması, dahası tekere çomak sokması bu takımı bugünlere getirdi. Özellikle de “sahipsiz şehrin sahipsiz takımı”nın hem ekonomik, hem de yönetim “travma”sı geçirdiği bir dönemde, yangına benzinle gitmesi sineye çekilecek bir durum değildi. Sonuç itibarı ile Konyaspor bir alt kümeye düşme “sendromu” ile karşı karşıya kaldı.
Keşke Konyaspor sezon başı planlamasını doğru yapabilmiş olsaydı. Gönül, Konyaspor’u can derdinde iken değil, zirveyi zorlarken seyretmek isterdi. Nasip değilmiş! Umarız, bedeli ağır olmaz, bu yanlış yapılanmanın, yanlış planlamanın ve de sistemsizliğin.
***
Gelelim maça.
Eskişehirspor maçında “iyi futbol”u da oynamadı, “doğru futbol”u da oynamadı Konyaspor. Konuk takımın gücünü ve yapabileceklerini yabana atarak. Haftalardır hocanın yanlış takımı sürdüğünü yazdık çizdik, dağlardan taşlardan ses geldi, Giray Bulak’tan tık çıkmadı.
Dahası “inadım inat” diyerek, yine Mehmet Çoğum ile, Ömer Gündostu ile Celalettin ile Eskişehir’i durdurmayı hesapladı. Ancak, yine olmadı, yine olmadı. Hoş bu oyuncu yapısı ve bu oyun kurgusu ile olmayacağı belliydi.
Açıkçası kendi ayağına kurşun filan sıkmadı, gitti resmen “mayın”a bastı Giray Bulak. B planı ya da telafisi mümkün olmayan bir maçta rakipten daha çok koşmazsan, daha çok mücadele etmezsen, daha iyi konsantre olamazsan ve üstüne üstlük de inatla takımda tuttuğun oyuncuların kişisel hatalarını görmezden gelirsen sonuç bu olur.
Giray Bulak’ın sahaya sürdüğü takıma da, sistemine de dil uzatmak, eleştirmek haksızlık olmaz. Son 4-5 haftadır yanlış ata oynadığını, oyuncu ve sistem tercihlerinin külliyen yanlış olduğunu yaza yaza dilimde tüy bitti.
Ama söylediğimizle kaldık.
Yukarıda da söylediğim gibi, sisteme göre oyuncu tercihi Konyaspor’a en büyük ihanetiydi Giray hocanın.
Ve inadı da.
Eskişehir takımının direkten dönen topu ile attığı iki golü gözlerinizin önüne getirin. Ömer’in affedilmez hatası ile golü buldukları dakikada hayata döndü Eskişehir takımı. Ondan sonra da bir geldiler pir geldiler ve ikinci golü de buldular. Kaçırdıkları da cabası.
Akıllı bir hoca 1-0 öndeyken Bülent gibi bir oyuncuyu çıkarmazdı. Serhat ile Bülent değişikliği de kenar yönetiminin kendi ipini kendinin çekmesi gibi bir şeydi.
İyi oynayan, rakip takımın savunmasını zorlayan bir Bülent’i kenara alıp, haftalardır bu takımın bir eksik oynamasına neden olan Serhat’ı oyuna sürmek, nasıl bir teknik adam mantığıdır?
Serhat’ın kendine hayrı yok ki, takıma olsun!
Özetle; bu yenilginin tek müsebbibi kenar yönetimidir. Giray Bulak’ın haftalardır kuru inadı bu takımı bu noktalara getirmiştir. Konyaspor’un bu yenilgiye rağmen, ligde kalma şansının olduğunu düşünüyorum. Ancak, Giray Bulak’ın yanlışlarının dönmesi şartı ile.
Aksi taktirde bu takımı kimse bu ligde tutamaz.