Gevelenmek..!
Dünya hayatı “garipliklerle” dolu…
***
Ondan ne beklediğinle alakalı hayatın şekilleniyor…
Bir yerde aslında beklentilerin karar veriyor, arz üzerinde neye benzemen gerektiğine…
Bizzat bu seçimi sen yapıyorsun…
***
Dünyadaki duruşun, ahretteki yatışının resmi oluyor bir yerde…
Ateşe kütük mü, gülistana minder mi olacaksın?
***
Arafta mı kalacaksın?
Arasat’ı bile özleyecek misin?
Günümüz insanı için Araf garantisi bile piyangoda büyük ikramiye gibi sanki…
***
Bir yanında akıp giden uçsuz bucaksız cennet manzarası…
Diğer yanında bir hamlede yutuverecek gibi duran homurtulu cehennem karmaşası…
***
Araf’ın ruhlarına huzur haramdır… Aynı şuan ki ruh halimiz gibi… Bir yanda ateş, öte yanda eğlence gırla gidiyor…
***
Dünyadan cenneti talep ediyorsan, hayatın merkezine dipdiri gömmen gerekiyor kendini…
Ölümle her yüz-yüze gelişte, cennetin silueti bir görünüp bir kayboluyor mazlumlara…
***
Daha yakından bakmak için bu siluete, ölüme bir adım daha atman gerekir her seferinde…
Ölümü göze almayanlara peçesini kaldırmaz Âlem-î Berzâh…
***
Mesela, tüm sulbünle birlikte muradın cennete girmekse;
Her yerden imtihan edileceksin…
***
Belki KUDÜS’ten de…
Peygamberinin gezdiği, oturduğu, mübarek alnını secdeye koyduğu yerlere;
Siyonist postalı değdiğini görünce, arından namusundan ortadan çatlamamışsan oradan da soracaklar elbette…
***
Peygamberin ümmetine mirasını, küçücük çocuklar ellerinde taşlarla bekler olmuşsa, Mekke’nin çocukları, Kudüs’ün çocuklarını görmezden geliyorsa, bu mevzuda perçemimizden tutularak sorulacaktır muhakkak…
***
Kudüs’ün çocuklarının minicik yüreklerine sığdırabildikleri,
“Ümmet davası”nı biz koca cüssemize uyduramadıysak, tankın önüne sinesini siper eden kadını anlamadıysak…
Unutma, bu tarafsızlığımız(!) Araf ehlini bile utandıracaktır…
***
Kabe’yi yıkmaya gelen Ebrehe’nin fillerine ağızlarındaki minicik taşlarla hücum eden ebabiller, bugünde İslamın körpe çocuklarının suretinde, Siyonist köpeklerle yedi düvelde masum ölümleriyle savaşıyorsa ve biz kör-kütük bu hazin ve kanlı manzarayı izliyorsak;
Oradan da gelecek soru muhakkak…
***
Ümmet davasının değil, DEVELERİMİZİN (!) peşindeyiz…
***
Bu develer, vallahi ahrette bizi hepten “geveler”