Nurten Selma Çevikoğlu

Nurten Selma Çevikoğlu

Genç Emek İster

Genç Emek İster

Şurası bir gerçek ki, emek edilmeden ortaya faydalı şeyler çıkmaz. İllâ bir çabanız, gayretiniz olacak. Yeni doğan bir bebeği düşününüz yürüyene kadar annesi ne uğraşır ne uğraşır sonra çocuk yürür bu sefer okul çağına kadar farklı bir uğraş verilir. Bu dönemde bireyin hayat boyu kullanacağı asıl karakter yerleşir. Okul çağında hayat bilgisi yanında görgü ve iletişim kuralları alışkanlıkları kazandırılır. Sonra ortaokul ve lise yıllarında zihni ve bilgi gelişimi çıtası yükseltilir. Yüksek tahsil aşamasına kadar güncel eğitim donatısı ebeveynler ile başlayıp öğretmen ve arkadaş ortamında artık iyice gelişir, serpilir.

Eğitim, öğretim, okul, kitaplar, okul araçları okuyan, yetişen nesil için vazgeçilmez en zarûri temel ihtiyaçlardır. Yemek, içmek, kıyâfet, harçlık, yol parası ya da servis de diğer zarûretlerin arasında. Bu aşamaların hepsinde epeyce fedâkarlıklarla yetişen nesilden elbette başarı beklenir. Zira başarı genç bireyin geleceğini şekillendirir. Veliler yetiştirdikleri evlatlarının başarıları için de çok ciddi katkılar sağlarlar. İlköğretimden başlayarak çocukların ders yönüyle okulun tamamlayamadığı eksikleri yâhut çocuğun daha az başarılı olduğu derslerden anne babalar tarafından çocuklar dershanelere, kurslara gönderilir. O da yetmedi özel dersler aldırılır. Yâni çocuğun iyi yetişmesi için elden ne gelirse gerekli fedâkarlıklar hiç çekinmeden yapılır. Velilerin gösterdikleri bütün bu gayretlere rağmen hepimizin şikâyetçi olduğu bir nesil ortaya çıkar. Saygıdan, değer bilmeden uzak, bencil, başkalarının haklarını hiçe sayan, insan iletişiminde başarısız sâdece kendi çıkarlarını her şeyden üstte tutan, dâima maddi değerleri önceleyen, ahlâkî özellikleri önemsemeyen bir nesille karşı karşıyayız bugün ne yazık ki.

Böylesi bir neslin yetişmesinde elbette pek çok neden var. Öncelikle anne ve babalardan başlayalım. Ebeveynler çocuklarının maddi eğitimlerine verdikleri katkıyı, gösterdikleri çabayı onların mânevi birikimleri ve rûhi yönlerinin gelişmesi için vermedikleri gün gibi âşikar. Bir ortaöğretim öğrencisini düşününüz: Öğlen saat 12’den akşamın 7’sine kadar okula gidiyor. Onca saat okulda eğitim için kalıyor. Eve geliyor eğer sorumluluk sâhibi ise tekrar çalışıyor. Ertesi günü yine ayni, hafta sonu da farklı eğitim uygulaması görüyor. Soruyorum size ayni eğitim çabası çocuğun mânevi ve rûhi gelişimi için gösteriliyor mu? Bir zamanlar çocukların belli yaşa kadar Kur’an kurslarına gitmesi dahi yasak idi. Şimdilerde bile ayni saatler bir Kur’an eğitimi için harcansa zaman kaybı görülüyor. Yâhut velilerde şöyle bir fikir yerleşmiş; ‘Aman çocuk bıkmasın, dîni eğitimden nefret etmesin, fazla olmasın, bu kadar yeter’ deniyor. Özel ders aldıranlar; ‘Aman abisi, ablası fazla uzun sürmesin, çocuk bıkmasın’ diyerek hep zaman kotası konuyor. Halbuki dînî eğitim çocuğun iki dünya mutluluğu için en gerekli temel bilgidir. Onsuz hayat eksik, yetersiz, erdemsiz. Sonra da şikâyet ediyoruz.

Çocuk matematikten çok başarılı, yabancı dilden özel ders alıyor ama Kur’an bilmiyor. Yazın salınan Kur’an kursları neslin mânevi yönden duyarlı yetişmesi için gâyet kifâyetsiz. Ebeveynler çocuklarının ahlâki yönden iyi yetişmesi için hem kendi fert olarak hem de kurumlara gönderme konusunda ayni okul başarısı gibi emek sarf etmesi, vakit harcaması gereklidir. Eğitim veren okulların da buna kesinlikle katkı vermesi lâzım. Yeni gelişen nesil ortada! Anne babaların çocuklarının okul hayâtı için yaptıklarının daha fazlasını onların mânevi eğitimleri için de vermesi şarttır. Kim oturup Kur’an kursuna yolladığı çocuğunun ders tâkibini yapıyor. Yasak savar cinsinden, sırf evden çıksın da hayırlı bir yere gitsin o yeter kabilinden gönderilen kurslardan çok bir netice çıkmıyor. Yazın alınan Kur’an eğitiminin kışın ve hayat boyu sürmesi için katkı verilmesi, desteklenmesi de gereklidir. Bugün çocuklarımızın ahkâkî yönlerinin her biçimde gelişmesi ve doğru değerlerin gençlerimizde kalıcı hâle gelmesi adına ayni okul eğitimi gibi 7-8 saat katkı yapılıyor mu? Veliler olarak hiç olmazsa yarısı kadar zaman ve emek harcıyor muyuz? Mazbut bir genç yetiştirmek kesinlikle bir emek işidir. Şikâyetlenmek çözüm mü? Emeksiz yemek olmaz. Emek edilmeden yalandan yapılan dövünmeler inandırıcı değildir. Önce ebeveynler bu hususta kendilerini bir hesâba çekmelidir: ‘Acaba ben şikâyetçi olduğum çocuğumun ahlâki yönünün gelişmesi için ne kadar çaba gösterdim’ demelidir. Lütfen vakit geçmeden, zamânında gerekli tedbirleri alalım. Son pişmanlıklar fayda etmez. Genç yetiştirmek emek ister.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Nurten Selma Çevikoğlu Arşivi