Doğanın bize bıraktığı emanetlere bir bir ihanet ediyoruz. Göller kuruyor, ormanlar tarumar ediliyor, ovalar yok ediliyor. Gelecek nesillere ne bırakacağız çok merak ediyorum.

**

Çocukluğumda kendi köyümün etrafı göllerle çevriliydi. Hotamış Gölü vardı mesela. Süleymanhacı Köyü’nde güzel bir gölümüz vardı. Orada yüzmeye giderdik, koyunlarımızı orada yıkardık. Hemen ilerisinde Adakale köyünde güzel bir göl vardı…

**

Bütün bu göller kurudu gitti. Şimdi yerlerinde yeller esiyor. Toz toprak kalkıyor. Ortada ne göl kaldı ne dere. Dünyanın nazar boncuğu Meke Gölü kurudu. Yıllardır yanlış sulama yöntemleri yüzünden göllerimizi birbir kaybettik…

**

Meke Gölü’ne yaban kuşları gelirdi. Onlar da uğramaz oldu. Hemen ilerisinde Acıgöl var. Orası hala sağlam bir göl. Ama gölün etrafını pislik götürüyor. Pet şişeler, alkol şişeleri ne ararsanız var…

**

Karapınar halkı bu doğa harikası olan göle sahip çıkması gerekirken, tam tersi bir durum yaşanıyor. Halbuki; şu an ki Çevre ve Şehircilik Bakanımız Murat Kurum Karapınarlı.. Oranın durumunu benden daha iyi bilmesi gerekiyor…

**

Bir taraftan Salda Gölü etrafında Millet Bahçesi projesi yapılmak istenirken, diğer taraftan Konya’nın doğal güzellikleri kaderine terkediliyor. Acıgöl Karapınar için büyük bir değerdir. Bu gölün böyle pislik yuvasına dönmesine müsaade etmeyin…

**

Gölde mutlaka bir çevre düzenlemesi yapılmalı. Lavabolar çok kötü. Göle gelen bazı kendini bilmezler Acıgöl’ü pislik yuvasına çevirmişler. Sigara izmaritleri, çöp poşetleri, içki şişeleri ne ararsınız var…

**

Salda Gölü Türkiye’nin Maldivleri ise Acıgöl de Konya’nın Van Gölü’dür. Tertemiz pırıl pırıl suyu var. Ama kıymetini bilen az. Gölün çevresinde yeni bir düzenleme yapılmalıdır. Çok sayıda turistin geleceğinden şüphem yok…

**

Göllerimizi ihmal ediyoruz, ormanlarımızı da yok ediyoruz. Günlerdir Kaz Dağları’ndaki kıyımı konuşuyoruz. Kendi ülkesinde bir ağaç yol projesini bile iptal eden Batılı ülkelerin gelip ülkemizdeki ağaçları yok etmesine nasıl göz yumuyoruz?..

**

Trabzon’daki Uzungöl beton yığınına döndü. O güzelim Uzungöl oldu betongöl. Araplardan para kazanacağız diye kendi doğamıza ihanet ettik. Gelecek nesiller orman göl yerine beton yığınları miras bırakacağız…

**

Şehirleri dev binalarla donattık. Yüksek katlı evler yüzünden şehirlerin iklimi bozuldu. Tarihi ve doğal dokuyu bozduk. Şimdi de çıkıyoruz. “Şehirlerimize ihanet ettik” diye açıklama yapıyoruz. Bu ülkenin başındaki insanlar bunları diyor…

**

Vahşi sulama yüzünden Konya Ovası çöküyor. Karapınar’daki obruk sayısı 300’ü geçti. Belki bu sayı daha da artacak. Daha dün yeni bir obruk daha meydana geldi. Hem de Karatay sınırları içerisinde oldu yeni obruk…

**

Yıllardır Allah’ın insanoğluna emanet ettiği doğayı çok hor kullandık. Göller kurudu, orman yakıldı, yıkıldı. Yer altı suları bilinçsizce kullanıldı. Şimdi de yapılan bu hataları telafi etmeye çalışıyoruz…

**

Gelecek nesillere ihanet ettik, doğamıza ihanet ettik. Vakit daha çok geç olmadan doğa ile ilgili somut adımlar atmak zorundayız. Acil eylemler planları ortaya koymazsak cennet vatanımız çöle dönecek…