Gel de Rize'ye yanma!
Takım maçı kazanınca, insanın yürüyüş şekli bile değişiyor…
Rakibin Güngören ya da Elazığ olması fark etmiyor…
Hani, ufak dağları biz yarattık gibisinden...
Omuzun biri, biraz daha aşağı düşüyor, hindi gibi kabarıyoruz…
Düşük omuz, yumurta topuk, elde bir oltu taşından gümüş kakmalı tespih eksik…
Şunu anlatmaya çalışıyorum; Galibiyet güzel şey…
En azından bir sonraki maça kadar bu “gaz”la gideriz artık…
Rize maçından sonra, mahkeme duvarı bir surattan sadece ev ve gazetedekiler değil, eş dost herkes kaçar olmuştu…
Bu hafta öyle olmayacak…
Keyfimiz yerine geldi…
Maçla ilgili tabi ki yazacağımız şeyler olacak…
Örneğin Perez’i yazacağız…
Tabi ki Ali Dere’yi de…
Attıkları gollerle ilgili değil…
İyiniyetli mücadelelerini birer golle süslemelerini…
Keşke…
Rize maçını kazansaydık…
Ama olmadı…
Kazansaydık bugün 51 puanla liderdik…
Robak’a ve Ali Dere’ye o nedenle kızmış, onları eleştirmiştim…
Dünkü maçta Robak yine aynı Robak…
Ali Dere ise attığı golle 3 puanı garantiledi…
Rize maçında daha kolay pozisyonlarda top dağlara taşlara gitti…
Neyse…
Galibiyetin keyfini çıkaralım…
Umarım bugün Adana-Elazığ ve Gaziantep Büyükşehir Belediye-Kasımpaşa maçları isteğimiz gibi sonuçlar…
Tabi ki, Akhisar Belediyespor-Kayseri Erciyesspor maçı da…
Dünkü maçın skoru kadar sevindirici olan ise ceza sınırındaki oyuncuların kart görmemesiydi.
Bunun yanı sıra Ertuğrul’un hazır olması ve oynayacak duruma gelmesi de keyfimize keyif kattı…
Şimdilik kısa keseceğim…
Son söz; Galibiyete çok sevindik, çok.