Geçmiş olsun!
Konyaspor futbol oynamayı unuttu.
Bunu, Pazar günü Göztepe karşısında bir kez daha gördük.
Evet, oyuna göre sonucu berabere olması gereken maçta rakibine bireysel hatalar sonucu yenen tek golle yenilen Konyaspor’un ilk iki umudu bitti. Dahası, Kartallar kendiliğinden gelen Süper ligi adeta ellerinin tersiyle ittiler.
Futbola baktığımız zaman, Süper lig umudu play-of öncesi de bitti veya yeni sezona kaldı diyeceğim, ama yeşil-beyazlı temsilcimizin turnuva taktımı özelliği bulunması nedeniyle çıkmadık canda umut var, sözünden hareketle play-off maçlarını beklemekte de yarar var diye düşünüyorum.
Konyaspor için süper lig umudunun bittiği sözünü etmemizde etken olan taraf, temsilcimizin futbol oynamayı unutmasından kaynaklanmakta.
Nerede o, özellikle deplasman maçlarında sabırlı, oyun disiplininden kopmadan oynayan, pas yaparak oyuna hakim olan, rakibe baskı kuran ve attığı tek golle de olsa kazanan Konyaspor, nerede son haftalarda ki Konyaspor.. Evet, temsilcimiz kendi oyunun baraj maçlarında da gösterirse Süper lige çıkmaması için bir neden yok.
Ligin başından buyana ısrarla üzerinde durduğumuz söz, “stres” oldu.
Şampiyonluk sözünün edilmemesini defalarca yineledik. Ama olmadı.
Genç futbolcular ağır yükü kaldırır mı? Diye düşünmeden ısrarla şampiyonluktan söz ettik. Bununla da kalınmadı, şampiyonluk primi açıklandı.
Sonuçta resimdeki Konyaspor ortaya çıktı.
Kartal’ın, Pazar günü İzmir deplasmanında oynadığı maç baktığımız zaman, karşılaşmayı 3 bölümde değerlendirebiliriz.
Aslında, istatistiklere bakıldığında kağıt üzerinde favori olan Konyaspor’du. Bir yanda, deplasman maçlarında 7 galibiyet, 6 beraberlik ve 2 yenilgi alan Konyaspor. Diğer tarafta iç sahada 5 yenilgi, 6 beraberlik ve 2 galibiyet alabilen bir Göztepe.
Buna göre, maçı Konyaspor net bir skorla kazanması gerekirdi.
Birincisi; Konyaspor’un hiç etkili olmadığı, pozisyon bulamadığı ilk 45 dakika.
İkincisi; Konyaspor’un 60. dakikadan itibaren etkili olduğu, ancak 10 dakika süren bölüm –ki, bu dakikalarda Konyaspor’un net penaltısı verilmedi.
Üçüncüsü; Konyaspor’un kendi oyunundan uzaklaştığı son 20 dakika..
Maça iki önemli eksikle çıkan Konyaspor, oyunu ilk dakikalar da kendi yarı alanında kabul ederek, yaptığı presle rakibi hataya zorladı. Ancak, topa hakim olamayan, oyun kuramayan, ileride top tutamayan Kartallar da yan top hastalığı bu maçta kendisini yine gösterdi.
Orta alandan 3. bölge olarak adlandırılan forvet hattına top çıkmayınca ve Recep de gol bölgelerine çok uzak kalınca Konyaspor devreyi pozisyonsuz kapattı.
İkinci yarı öncesi teknik adamların Ertuğrul’u oyundan alarak Ali Dere’yi dahil etmelerini bekledim. Evet, teknik adamlar benim düşündüğümün bir kısmını gerçekleştirdiler.. Ama, Can Parlayan’ı oyuna almalarına bir anlam veremedim. Oysa Ali Dere sol kanattaki yerini alıp, Recep de Serbay’a daha yaktın oynasaydı Konyaspor gol alanlarında daha etkili olabilirdi.
Orta alanda iyi organize olamayan Konyaspor, geçte olsa uyandı ve gerçek futbolunu 60. dakikadan itibaren sahaya yansıttı. Bu bölümde bir penaltısı verilmeyen Kartallar’ın bu baskısı 10 dakika kadar sürdü. Oyun daha sonra normal seyrine döndü.
90 dakika sonunda da tek golle de olsa kaybeden ve ilk iki umutlarını yitiren Konyaspor oldu..
SONUÇ:
Topla rakiplerini geçmekte etkili olamayan, ancak topsuz oyunda var olan Robak’ın Konyaspor için ne kadar önemli olduğunu Göztepe karşısında gördük.
İkinci eksiklik ise, kalede yaşandı. Ligin başından buyana oynadığı tüm maçlarda yaptığı kurtarışlarla takımın yarısı olan Pawelek’in olmamasının eksikliği yaşandı denebilir.
Konyaspor defansında, son haftalarda yaşanan sıkıntı Göztepe maçında da gözlendi.
Teknik adamların oyuncu değişiklikleri ise, koca bir soru işaretiydi.
Evet, umut bitmedi.. Karatalar baraj maçları oynayacaklar. Süper lig yolu hala açık. Ama, son haftalardaki etkisiz futbol düşündürmekte. Umarız, teknik adamlar buna bir çözüm yolu bulurlar ve Konyaspor iki baraj maçı sonunda layık olduğu Süper lige yükselir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.