Geç oldu!..
İstikrar… İstikrar… İstikrar…
Israrla üzerinde durduğumuz, durulması gereken söz.
Yönetimde, teknik kadroda istikrar..
Hani, yönetim kurulları ve teknik kadrolar şöyle en az üç-beş dönem görevde kalmalı ki, takımlar kendisine gelebilsin..
Avrupa’da bu böyle. İngltere’ye baktığımız zaman bir tekmnik direktörün 20-25 yıl takımın başında kaldığını görebiliriz.
Ama, Türk futbolunun kaderi. Teknik adamların ömrü ne yazık ki uzun olmuyor.
Tabi ki, bundan yönetim kurullarının hatası baş rol oynar..
Büyük düşünmeden gerçekleştirilen teknik adam seçimleri, günü kurtarma adına yapılan yanlış ve eksik transferler, kulüplerin kaderini belirlemekte.
Torku Konyaspor’da bu takımlardan biri elbette ki..
Lig öncesi, Konyaspor yönetim kurulunun teknik direktör olarak Uğur Tütüneker’le Süper ligde de devam etme kararı almasından sonra, bu karara saygı duyduğumuzu, Uğur hocanın kendisine verilen şansı iyi değerlendirmesi gerektiğini dile getirmiştik. Dahası, Uğur Hocanın göreve devam etmesini zorunlu olarak onaylamıştık.
Yazık ki, Uğur Tütüneker bunu iyi değerlendiremedi.
Dahası, Süper lig Uğur hocaya büyük geldi.
Futbolcular üzerinde etkili olamadı. Maçlarda yeterince katkı sağlayamadı.. Puan alınması gereken bir çok maçı kaybedildi.
Dolayısıyla, Uğur Tütüneker Cuma akşamı oynanan ve Torku Konyaspor’un yenilgisiyle sonuçlanan Karabükspor maçından sonra istifa etti..
Konya olarak kendisine teşekkür ederiz. Onun bundan sonraki yaşamındaki başarılarıyla mutlu olacağımızı da bilmesini isteriz.
Uğur Tütüneker, Türk futbolunda ağırlığı olan, kişilik olarak çok iyi bir insan olabilir. Ama, dediğimiz gibi Süper lig onun için şimdilik uymadı.
Torku Konyaspor’u bırakması da iyi oldu..
Ama, biraz geç kaldı.. Bence, Uğur hoca 11. hafta da oynanan ve kazanılan Antalyaspor maçından sonra ayrılmalıydı.. Hem de galibiyet alarak bırakmış olacaktı.
Uğur hoca açısından tam isabet olacaktı o karşılaşmadan sonra ayrılması. Hatta dolaylı olarak dile getirdik, Antalya maçından sonra bırakabilir diye.
Bugün, 16 puanı bulunan Torku Konyaspor’un durumunun, teknik direktör Uğur Tütüneker her ne kadar pembe tablolar çizse de, aslında hiçte iyi değil. Konyaspor’un durumu hiçte iç açıcı olmadığı apaçık bir gerçek. İlk yarıda kalan Kayserispor ve Eskişehirspor maçlarının kaybedilmesi demek, Kartalları ligin ikinci yarısında çok zor bir dönemin beklediği gerçeğiyle karşı karşıya bırakmakta. Bu iki maçın en az 3-4 puanla kapatılması belki bir derece rahatlatabilir.
Torku Konyaspor yönetim kurulunun işi çok, çok zor.
Ahmet Şan Başkanlığındaki yönetim kurulu oturup durum değerlendirmesi yapmalı. Şayet işi mevcut yönetimle götürebiliriz derlerse yola devam etmeliler. Ama, bence de sezon başında da dediğimiz gibi acil olağanüstü genel kurul kararı alınarak Ahmet Şan Başkanlığında yeni bir yönetim kurulu oluşturularak ikinci yarıya daha güçlü başlanılmalıdır.
Yeni teknik direktör konusuna gelince:
Yönetimin acilen çözmesi gereken, öncelikli işi olarak karşımıza çıkıyordu.
Yönetim de Cumartesi akşam toplanarak alelacele sorunu bitirdi..
Aslında, artık büyük düşünmenin zamanıydı.
Takımın başına, öyle laf olsun diye bir teknik direktör getirilmemeliydi.
Piyasada takımlar teknik direktörleriyle yollarını ayırsalar da biz gelsek diye bekleşen bir çok hoca var.
Torku Konyaspor yönetim kurulu da kalktı Mesut Bakkal’da karar kıldı. Sorumluluk yönetimin.
Bu saatten sonra beklentimiz, Mesut Bakkal ile uzun vadeli değil de, sezon sonuna kadar sözleşme imzalanması, yeni sezonda ise, takımın uzun yıllar hizmet verebilecek bir teknik direktöre teslim edilmesinden yana.
Umarız ki, Mesut hoca yararlı olur ve Konyaspor bu sezon ligde kalır.
Böylece de Konyaspor’un geleceğiyle oynanmamış olur.
Aslında, günü kurtarma adına değil, üç-dört yılın planlaması yapılarak, Konayaspor’u bu sezon başarıya götürecek ki, bu ligde kalmak olmalı, önümüzdeki yıllarda da kalitesi giderek artan ve Süper lige ağırlığını koyan bir takım oluşturabilecek bir teknik direktör ile anlaşılmalıydı.
Konya’ya ve Konyaspor’a yakışan bu olmalı.
Bu arada, devre arasında yapılacak yerli oyuncu transferleri içinde şimdiden girişimlere başlanmalıdır. Örneğin Sezer ve Yekta gibi. Yabancılar konusunda da Süper ligde oynayan ve üç büyük takımda kontenjan fazlası futbolcular üzerinde durulması daha yararlı olacaktır. Ara transfer hata kabul etmez. Macera aramanın zamanı değil. Futbolu bırakma noktasına gelmiş futbolculardan da kaçınılmalı. Artık izlenmemiş, tanınmamış bir futbolcu alınarak kulübü risk altına sokmak hata olur.
Top, yönetimde. Bu kez meşin yuvarlağı geriye veya yan pas yapma yerine ileriye oynama zamanı diye düşünüyorum.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.