GAZİ AĞA nasıl başardı...!
Rahmetli Gazi Dayım alêm adamdı…
***
Ailenin neşe kaynağı…
***
Körüklü çizmeleri, fötr şapkası, doru atı, tespihi…
***
Gazi Ağa… Her işe koşar, herkese yetişmeye çalışırdı…
***
Onun kadar titiz, onun kadar giyim ve kuşamına dikkat eden birini göremezdiniz… Şakaları, mukallitliği hiç unutulmadı… Hala her seferinde ballandıra-ballandıra anlatılır…
***
Nereye gitse, ne yapsa komik hadiseler gelirdi hep başına…
***
Çocukluğumuzun masal kahramanı gibiydi… İnsanlığı, neşesi, o hiç bitmek bilmeyen hazine misali hikayeleri…
***
Büyük, küçük herkesin saygısını ve sevgisi kazanmış, Anadolu’nun yüzü güneşten kavrulmuş, yüreği pamuk gibi, pırıl-pırıl bir yiğidiydi…
***
Atının üstünde, güneşi arkasına alarak, güneşin ışıklarıyla bize ulaşan o sımsıcak gülüşü ve o bakışları hiç unutamam…
***
Öldüğü gün ne çok ağlamıştık… Masal kahramanımız atına binip gitmişti… Geri de, fötr şapkası ve çizmeleri kalmıştı… Cenaze evinde şakalarını sanki onlar devam ettiriyordu…
***
Dayılarımızı hep çok sevdik…
***
En renklisiydi ama o…
***
GAZİ AĞA…
***
Sarayönü Belediyesi’nde çöpçü olarak çalışırdı… Şimdiki adıyla temizlik işleri elemanı…
***
Az daha havalısını söylersek; Temizlik İşleri Çavuşu…
***
O Çöpçü Gazi’ydi…
***
Bunu bilirdi… Onu bu gocundurmaz aksine o belediye için ne kadar önemli bir birey olduğunu her defasında herkese gösterirdi…
***
Ama GAZİ AĞA denmesinden çok hoşnut olur, bir ağa gibi dolaşırdı aramızda…
***
Hala aynı gururla söylerim, Sarayönü’ne her gittiğimizde kimlerdesiniz diyenlere;
***
“Çöpçü Gazi’nin yeğeniyim” derim… Dayım gibi hiçte gocunmam…
***
İlk tanıştığım emekçi oydu… Bir emekçi gibi en ağır şartlarda çalıştı… Ama bir AĞA gibi yaşadı…
***
Ve bir masal kahramanı olarak aramızdan göçüp gitti…
***
Hep merak ederim, nasıl başardığını…
***
Tek hatırladığım, sımsıcak gülüşü ve etrafına karşı limitsiz toleransı onu hepimizden farklı kıldı…
***
İnsan olmayı bir ÇÖPÇÜ’den öğrenmek, çarpıcı bir deneyimdir…
***
İnsan olmak için, nelerin atılmaması gerektiğini en iyi onlar bilir…