Gam, gasavet boydan aşıyor..!
Öyle aç gözlüyüz, öyle açız ki, dinimizi yiyoruz..
***
Isırıp, mideye indirdiğimiz her orijinal parçanın yerine de naylondan bid'atler yerleştiriyoruz..
***
Öyle kaybolmuşuz ki, öyle şaşırmışız ki…
***
Kendi muhitimizde bile kafamızı duvarlara çarpıyoruz…
***
Yön levhalarımız rüzgar güllerine dönüşmüş… Esintiye göre yön değiştiren renksiz, çapsız karakterlerimiz, ruhlarımızı cılızlaştırmış…
***
Vicdan ve merhamet, kemiğin üstünde bir dirhem et kadar kalmış…
***
Aç gönüllerimiz, kendi ruhlarını yiyip bitiriyor…
***
Sokakta konuşan, yürüyen ama ruhlarını besleyemeyen, hazları için rüzgar gülü gibi dönen ama ayakta durmakta güçlük çeken zombilere dönüşmüşüz…
***
İlke, menfaat çukurunda çamura bulanmış… Dava uçkurda tek bir düğüme kalmış…
***
Öyle açız ki, kutsal kitabın ayetlerini kemirmeye başlamışız…
***
Kur’an-ı Kerim’den pastalar bile kesmiyor açlığımızı, zinayı, faizi haz ve kazanç kapısı yapmışız... Kraker ruhlu karakterlerimizi, bit’atlerle naylonlaştırmaya çalıştığımız yeni dinle(!) mübarekleştiriyoruz…
***
Topraklar başımıza, içimizdeki ey şaşkınlarımız…
***
Aşık Ruhsati’nin deyişinin üç kıtasına bir göz atarak bitirelim…
***
Gördüm iki kişi mezar eşiyor
Gam gasavet gelmiş boydan aşıyor
***
Çok yaşayan yüze kadar yaşıyor
Gel de bu rüyayı yor deli gönül
***
Ruhsati dünyadan geçemiyorsun
Topraklar başına vay deli gönül