Nurten Selma Çevikoğlu

Nurten Selma Çevikoğlu

Fıtrat dünü bugünü

Fıtrat dünü bugünü

Cenâb-ı Hak insanın iyiye, güzele, hakikate, doğruya meylini ona fıtrat olarak koymuştur. Bu özelliğinden dolayı insan yeryüzünde Hakk’ı hâkim kılma ve hakikatin tecellisinde merkez konumdadır ve bu gerçek insanı dünyâda ‘halife’ konumuna oturtur. Ayni zamanda bu şerefli konum onun imtihânıdır.

İnsan dünyâda bulunuş amacına uygun fıtrat özellikleriyle donanmış bir şekilde yaratılmıştır. O yaratılışına muvafık olarak kemâlata erişebilme kâbiliyetine sâhiptir. “O Allah ki, yarattığı her şeyi güzel yapmış ve ilk başta insanı çamurdan yaratmıştır.” (Secde, 7) Allah Teâlâ’nın insana ve diğer canlılara bahşettiği yetenek ve eğilimlerine ait işleyen sistem “fitrat”tır. İnsandaki Hakk’ı bilme ve bulma yetisi, kuşlardaki uçma özelliği, yırtıcı hayvanlardaki yırtıcı olma kâbiliyeti fıtrattandır. İnsanda mevcut bütün meyiller kendi yaratılış hikmetine yâni tabiatı asliyesine doğrudur. İşte bu fıtrattır.

Yüce Allah Azze ve Cell bize vahyin diliyle “fıtrat”ı anlatır: “Böylece sen, bâtıl olan her şeyden uzaklaşarak yüzünü kararlı bir şekilde (hak olan) dîne çevir ve –Allâh’ın inşa bünyesine nakşettiği fıtrata- uygun davran ki, Allâh’ın fıtratında bir bozulma ve çürümeye meydan verilmesin. Bu sahih (bir) dîn(in gâyesi)dir, ama çoğu insan onu bilmez.” (Rum, 30) Âyetten insanın Allah Teâlâ’nın gönderdiklerine yönelmesinin en doğru yol olduğu anlaşılıyor. Selim bir fıtratın gereği de budur. Peki, o zaman ‘selim fıtrat’ nedir?

“Selim fıtrat”, arı, duru, saf, katışıksız, tertemiz insanın tabiatı asliyesi yâni özüdür. İnsanın fıtratı Allah Teâlâ’yı tanımaya uygun yaratılmıştır. “Rabbim buyurdu ki: Ben bütün insanları fıtrat-ı selim üzere ve hanif inancında yarattım. Sonra şeytanlar onları yoldan çıkardılar. Benim helâl kıldıklarımı onlara haram ettiler, bana şirk koşmalarını söylediler. Hâlbuki onların bu yaptıklarının hiçbir delili ve dayanağı yoktur.”(Müslim, Cennet, 63-2865-)

Cenâb-ı Hak yarattığı varlıkların diliyle bizlere fıtratı anlatır. Varlıkların dilindeki ilâhî hikmeti anlayabilmemiz için ‘fitrat’ gerçeğini idrak etmeliyiz. Bu ise ancak “selim bir fıtrat” ile çözümlenir. Yâni bozulmamış doğru bir fıtrat anlayışıyla hâdiseler doğru değerlendirilebilir.

İşte tam bu sırada imtihan bilinci karşımıza çıkar. Her insan sağlam ve temiz bir fıtratla dünyâya gelir. Peygamberimiz aleyhissalâtu vesselam buyuruyorlar ki; ‘Her çocuğu annesi fıtrat üzere dünyâya getirir. Onun bu hâli konuşma çağına kadar devam eder, sonra anne-babası onu Hıristiyan, Yahudi, Mecûsi (ateşe tapan) yapar. Eğer anne-baba Müslüman’salar, çocuk da Müslüman olur.” (Ebu Davud, Sünnet, 18 -4714-, Tirmizí, Kader, 5 -2138-) Hadisten şunu anlıyoruz ki, her doğan fıtrat üzere temiz olarak doğar. Ve yine her doğan aslına uygun davranışlar ortaya koymaya meyillidir ancak bulunduğu ortam onu şekillendirir. Doğruya-iyiliğe-hayra meyil fıtrattan, kötülüğe-şerre-yanlışa meyil şartlardandır. Bundan sonrası, insanın imtihânıdır. Rabbi Teâlâ yüce Kitâbında: “O, hem ölümü, hem de hayâtı yaratmıştır ki, sizi sınamaya tâbi tutsun (ve böylece) davranış yönünden hanginiz daha iyidir (onu göstersin) ve yalnız O(nun) kudret sâhibi ve çok bağışlayıcı (olduğuna sizi inandırsın.)” (Mülk, 2)

Fıtrata yerleştirilen kâbiliyetleri şu âyette bir başka cihetten anlatır: “İnsan benliğini düşün ve onun nasıl (yaratılış) amacına uygun şekillendirildiğini ve nasıl ahlâkî zaaflarla olduğu kadar Allâh'a karşı sorumluluk bilinciyle de donatıldığını!” (Şems, 7-8) Demek ki, insan özüne Hz. Allâh’ı bilme özelliğinin yerleştirildiğini, ondaki bu özellikler sâyesinde insanın hakça ve en doğru bir şekilde erdemle yaşamaya muvaffak olduğu belirtiliyor. Ancak bu tarz bir fikriyatla kader anlayışı doğru olarak idrak edilebilir, dünyâdaki yaşama gâyesi anlaşılabilir. Tersi fıtrat bozulmasıdır. Bunu da insanın kendisi yapar. Şu âyet bu gerçeği teyid ediyor: “İnsanların elleriyle işledikleri yüzünden karada ve denizde fesat çıkar; Allah’da belki dönerler diye yaptıklarının bir kısmını böylece kendilerine tattırır.”(Rum, 41)

Diğer yazılarımızda ayni husûsa devam edeceğiz efendim. Şimdilik Hak ve hakikatle kalınız inşaALLAH.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Nurten Selma Çevikoğlu Arşivi